İç savaşın içindeki Suriye salı günü devlet başkanlığı seçimleri için sandık başına gidiyor. Görevi babası Hafız Esad’dan 2000 yılında devralan Beşar Esad, ülke içi ve yurtdışından tüm muhalefete rağmen üçüncü dönem devlet başkanlığını garantilemek istiyor. Bu nedenle bu seçimlerde ilk kez başka adayların da yarışmasına izin verildi. Ancak adayların Esad’ın çizgisinin dışına çıkmaması ve milyonlarca Suriyeli seçmenin mülteci konumunda bulunması, seçimlerin meşruiyetini gölgeliyor.
Avrupa Dış İlişkiler Konseyi adlı düşünce kuruluşundan Ortadoğu uzmanı Julien Barnes-Dacey, Beşar Esad’ın bu seçimlerle meşruiyet peşinde olduğunu belirtiyor:
“Bir yanda seçimlere gitme gerekliliği var. Ama seçimlerin manipüle edileceği de açık. Diğer yanda seçimler Esad’a, göreve seçimlerle geldiğini ve yönetimi başkasına devretmesinin tamamen saçma olduğunu Suriyelilere ve dünyaya söyleme imkanı sağlayacak.”
"Komedi"
Suriyeli muhaliflerin çatı örgütü Suriye Ulusal Koalisyonu da seçimleri bir komedi olarak nitelendirerek, “Esad rejimi hiçbir zaman seçilmemiş, 44 yıllık bir hanedan diktası sürdürmüştür” açıklaması yaptı. Suriye Ulusal Koalisyonu, halkın üçte birinin evinden kaçtığı bir ülkede gerçek bir seçim düzenlenemeyeceğini de vurguladı. Ortadoğu uzmanı Barnes-Dacey de aynı görüşte:
“Suriye halkının büyük bir bölümünün oy kullanamayacağı ortada. Sadece yurtdışındaki yüksek sayıda mülteci değil, aynı zamanda ülke içinde sürgündekiler de kendi ikamet bölgelerinde oy kullanamayacak. Ayrıca yetkililere görünmek istemeyenler de var. Diğer yanda halkın içinde geniş bir kesim seçimlerin anlamsız olduğu görüşünde. ‘Esad’ın kazanacağı zaten belliyse niye sandığa gidelim’ diye düşünüyorlar.”
Esad'ın 'rakipleri'
Batı ülkeleri ile Arap dünyasının büyük bölümü, seçim sonuçlarını tanımayacağını açıkladı. Türkiye’nin de dahil olduğu Suriye Dostluk Grubu da seçimleri gayrimeşru diye nitelendirerek kınadı. Beşar Esad ise kendisine yönelik eleştirilerin önüne geçmek için bu seçimlerde bazı yenilikler getirdi. Ancak uzmanlar bu yeniliklerin göz boyamadan ibaret olduğu konusunda hemfikir. Ortadoğu uzmanı Barnes-Dacey, daha önce devlet başkanlığı seçimleri yerine Esad’ın göreve devam etmesi için referandumlar yapıldığını hatırlatarak, bu sefer ilk kez başka adaylara da izin verilmesi yoluyla Esad’ın reformlar yaptığı izlenimi uyandırmaya çalıştığını belirtiyor. Bu sefer oy pusulalarında üç isim yer alıyor: Devlet Başkanı Beşar Esad, eski bakan Hasan el Nuri ve milletvekili Mahir Haccar.
Suriyeli insan hakları aktivisti Mustafa Haid ise bu isimlerin sadece göstermelik aday olduğu görüşünde:
“Vitrin mankeni gibiler. En az biri, ‘önderimiz Esad’dır, ben de Esad’ın yaptığı ve yapacağı gibi davranacağım’ dedi. Seçim programının içeriğinde de Esad’a muhalif hiçbir şey yok. Aynı çizgide olduklarını vurguluyorlar. Seçmene kendilerine oy vermeleri için hiçbir neden sunmuyorlar.”
"Diyalog kapısı kapatıldı"
Haid, seçimlerin ardından siyasi çözümün daha da zorlaşacağı görüşünde. Esad’ın diyalog kapısını kapattığını belirten insan hakları aktivisti, silahlı mücadelenin yoğunlaşacağını belirtiyor. Ortadoğu uzmanı Barnes-Dacey de aynı görüşte.
“Seçimler özgür olsun ya da olmasın asıl gerçek şu: Suriye toplumunu bölen derin uçurumlar ve çatışma, siyasî sürecin, silah kullananlara karşı geri planda kalacağı anlamına geliyor.”