Dünya
Deutsche Welle

Suriye’de ateşkes çözüm umuduna bağlı

Münih Güvenlik Konferansı’nda yapılan Suriye oturumunda Astana süreci, Cenevre müzakereleri ve ABD’nin merakla beklenen yeni Suriye stratejisi konuşuldu.

19 Şubat 2017 21:45

Suriye’deki gelişmelerin masaya yatırıldığı oturuma BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, Rusya Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Konstantin Kosachev, ABD'nin IŞİD ile Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk, Suriye Ulusal Koalisyonu'nun lideri Anas El Abda ve İnsan Hakları İzleme Örgütü İcra Direktörü Kenneth Roth katıldı.

BM'nin Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, tıkanan çözüm sürecinde Türkiye ile Rusya’nın Suriye konusunda masaya oturup konuşmaya başlamasıyla beklenmeyen bir değişim başladığını söyledi.

Ankara'da Rus ordusu ile Suriye'deki silahlı gruplar arasında yapılan görüşmeler sayesinde Halep’te çok daha büyük bir felaketin önlenebildiğini söyleyen de Mistura, Türkiye ile Rusya arasında yürütülen görüşmeler sayesinde daha kalıcı bir ateşkes umudunun arttığını ifade etti.

Bu olumlu gelişmelere rağmen insani yardımların halen ulaştırılamamasından ötürü üzgün olduğunu söyleyen BM’nin Özel Temsilcisi şimdi Cenevre’de yeniden müzakere masasına oturulması için çalışacaklarını kaydetti.

De Mistura, “Bu momentumun oluşması için çabalarımızı sürdürmeliyiz. İki garantörlü bir ateşkes ufukta bir siyasi çözüm olmadığı takdirde uzun süre korunamaz” dedi.

ABD’nin bu süreçte nasıl bir politika izleyeceğinin merak edildiğini, Washington’da görüşmelerin sürdüğünü söyleyen de Mistura, Suriye’de katılımcı bir siyasi sürece ihtiyaç olduğunu, siyasi çözüm olmadığı takdirde IŞİD yerine başka odaklar oluşabileceğini söyledi.

McGurk: Uygun ganatörler Türkiye ve Rusya’dır

ABD'nin IŞİD ile Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk ise Washington’da değerlendirmelerin sürdüğüne dikkat çekmekle birlikte, “Öncelikli hedefimiz IŞİD’i bozguna uğratmak” dedi.

“Şu anda DEAŞ, IŞİD, Rakka’da oturmuş hepimize yönelik devasa saldırı planlıyor” diyen McGurk, IŞİD’in merkezinin Rakka’da olduğunu, Usame Bin Ladin’in yaptığına benzer saldırı hazırlığında olduklarını, bu nedenle oraya odaklanıldığını aktardı.

Türkiye’nin Suriye iç savaşındaki şiddetin dindirilmesinde Rusya ile görüşerek üstlendiği rolden memnuniyet duyduklarını aktaran ABD’li Özel Temsilci, "Geçen sene sürecin başarılı olmasını ummamıza rağmen bunun olmamasının nedenlerinden biri, biz ve Rusya garantördük. Ama bizim Suriye’de sahada ağırlığımız olmaması sebebiyle sonuç alınamadı. Durumu kontrol etmeye çalışırken pin pon topu gibi olduk. Uygun garantörler Türkiye ve Rusya’dır. Ve biz ABD olarak Astana sürecini desteklemeye yardımcı olmak için nasıl bir rol oynayabileceğimize bakıyoruz” sözlerini kaydetti.

El Abda: Esad sorunun parçası

Suriye Ulusal Koalisyonu'nun lideri Anas El Abda ise “Esad gitmeli. Bu bir slogan değil gerçeğin ta kendisi. Esad çözümün değil sorunun bir parçasıdır” dedi. Suriyeliler açısından Esad ile terör örgütleri arasında fark olmadığını söyleyen El Abda, “Suriye’de çağımızın en büyük insani krizinin yaşanmasının sorumlusu Esad” dedi.

Roth: Sorumluların hesap vermesi sağlanmalı

İnsan Hakları İzleme Örgütü İcra Direktörü Kenneth Roth ise Esad Yönetimi’nin Rusya, İran ve Hizbullah’ın desteğiyle özellikle sivilleri hedef aldığını, kimyasal silahların kullanıldığını, halkın kuşatma altında tutulduğunu söyledi. Roth işlenen suçlarla ilgili olarak sorumluların hesap vermesinin sağlanması gerektiğini vurgularken, “Suriye’de çözüm diplomasi masalarında sağlanamaz” diye konuştu.

Rusya’yı sert bir dille eleştiren Roth, “Barış görüşmeleri için katliamlara son vermeniz gerekiyor. Oysa Rusya bu katliamları sadece desteklemekle kalmıyor aynı zamanda sorumlular arasında ilk sıralarda yer alıyor” dedi.

Kosachev Esad’ı savundu

Rusya Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Konstantin Kosachev ise Rusya’nın Suriye’de olmasının Beşar Esad’ı iktidarda tutma amacı taşıdığı yönünde yanlış bir algı olduğunu söyledi. “Bu kesinlikle yanlış bir algı” diyen Kosachev, IŞİD ve diğer terör örgütlerinin Rusya’nın ulusal güvenliğine oluşturduğu tehdit nedeniyle Suriye’de olduklarını savundu.

Kosachev bununla birlikte şu ilginç sözleri kaydetti:

"Bana göre, Suriye’de olan biteni anlamanın yolu, bu ihtilafın tüm taraflarıyla görüşmektir. Burada Şam’dan hiç bir temsilci olmadan Suriye’yi tartışıyoruz. Ben bunun yanlış olduğunu düşünüyorum. Daha en başta 2011’de, uluslararası toplumun, Batı’nın, 'Beşar Esad artık meşru değildir, istifa etmesi gerekir, onunla herhangi bir görüşme yapmaya gerek yok, Suriye’de siyasi bir sürece gerek yok’ şeklinde bir tutum takınması yanlıştı. Bu pozisyon, ülkedeki gerilimi daha da artırdı, iç savaşa yol açtı.”

Bu arada Kosachev, ABD ile Suriye görüşmelerinden Obama Yönetimi’nin sergilediği çelişkili tutum nedeniyle sonuç alamadıklarını ve bunun sonucunda Türkiye ve İran ile üçlü işbirliği mekanizması oluşturduklarını söyledi.

© Deutsche Welle Türkçe

Değer Akal / Münih

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle