Suriyeli göçmenlere vatandaşlık hakkı verilmesine dair tartışmalar devam ederken TBMM ‘Mülteci Hakları Alt Komisyonu’na bilgi veren Suriye Dostluk Derneği Başkanı Esra Aygün ve şube yöneticileri bilinen rakamlarının dışından açıklamalarda bulundu. Dernek Başkanı Aygün, Türkiye’de Suriyeli nüfusunun Avrupa’daki birçok ülkeye eş değer olduğunu ve Türkiye’de 4 milyon Suriyeli bulunduğunu açıklarken, Hatay Şubesi Başkanı Memdouh Abdulkadiroğlu, Avrupa hayali yüzünden 1 milyon Suriyelinin kimlik almadığını söyledi. Dernek yöneticilerinin verdiği bilgilere şaşıran Alt Komisyon Başkanı AKP Antalya Milletvekili Atay Uslu, “Biz şu anda 2 milyon 850 bin Suriyeliye geçici koruma statüsü verdik, bunun dışında hâlâ kayıt olmamış kişiler niye kayıt olmadılar” diye sordu. Hatay Şube Başkanı, “Eğer kimlik alırlarsa Avrupa’ya bir daha gidemeyecekler, o yüzden” yanıtını verdi.
Türkiye’de 4 milyon Suriyeli var
Suriye Dostluk Derneği Başkanı Kadriye Esra Aygün ve Hatay Şubesi Başkanı Memdouh Abdulkadiroğlu, TBMM Mülteci Hakları Alt Komisyonu’nda Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ayrıntılı açıklamalarda bulundu. Dernek yöneticileri Türkiye’de halen 4 milyon üstünde Suriyeli olduğunu söyleyince AKP’li Komisyon Başkanı Atay Uslu, "Bütün sayıları siz şimdi altüst ettiniz, o zaman 4 milyon Suriyeli var diyorsunuz Türkiye’de” dedi.
Hallak: Hastaneye gelenlerin yüzde 50’sinin kimliği yok
Çocuk hastalıkları uzmanı olarak Hastanede çalıştığını anlatan Suriye Dostluk Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Mohamed Hallak, günde hastaneye gelen 50-60 gelen aileden yüzde 50’sinin kimliğinin olmadığın söyledi. Dernek Başkanı Esra Aygün, vize sıkıntısını ve kayıtlı olduğu il dışına çıkmasına engel durumlarla ilgili şu bilgileri verdi:
“Aileler bölünmüş durumda”
"Yurt dışındaki Suriyelilerden Türkiye’ye girişte vize istenmesi ve bu vizenin çok uzun zamanda verilmesi büyük bir problem teşkil etmekte olup, bu nedenle çoğu aileler bölünmüş durumdadır. Kimisi sınırda, kimisi de Lübnan’da veya diğer ülkelerde beklemektedirler. Bu gerçekten çok ciddi bir sıkıntı yaratıyor. Şimdi, öncelikle, şunu bilelim: Suriye’de bulunanların bir çoğu, aslında Suriyeli kardeşlerimiz bize, Türkiye’ye namuslarını, çocuklarını ve kadınlarını emanet ettiler. Erkekler, kadınları, çocukları burada bırakıyorlar, başlarına da o evi geçindirebilecek, o evin ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir genç çocuk bırakıyorlar veya bir erkek bırakıyorlar ama kendileri Suriye’ye gidip geliyorlar veya hayatlarını idame ettirebilmek için diğer Arap ülkelerine gidip çalışıyorlar ama biz bu vizeyi uyguladığımız zaman Suriye’de olan tekrardan gelemiyor veya Lübnan’da olan gelemiyor. Çalışmak zorunda, evine bakmak zorunda veya işlerini kontrol etmek zorunda. Suudi Arabistan’da olan gelemiyor. Bu çok ciddi bir sorun. Şu anda aileler bölünmüş durumda. Kadınlar ve çocuklar burada bir başlarına kalmış durumdalar. Bunun da ivedilikle çözülmesini arz ediyoruz.
"Giriş çıkış kanunundan Suriyelilerin muaf edilmesini bazı iller istiyor, bazı illerse istemiyormuş bu konuyu. “Giriş çıkış kanunu” derken bu YTK’ların tekrardan yenilenmesi için Suriyeli kardeşlerimizin tekrardan bir yurt dışına giriş çıkış yapması gerekiyor. Bunu bir aile boyutu olarak düşündüğümüz zaman gerçekten çok ciddi bir maliyete neden oluyor. Tekrar söyleyeyim yani geçici koruma statüsü altındaki Suriyeli kardeşlerimiz veya burada yaşamak zorunda kalan Suriyeli kardeşlerimizin diğer ülkelerden gelen mültecilerle veya diğer ülkelerden gelenlerin Suriyelilerle bir farkı olması lazım çünkü Suriye yok artık. Yani, bunların giriş çıkış yapabilecekleri bir ülkeleri yok.
“Kayıtlı oldukları ilin dışında işe giremiyorlar”
"Başka bir şehre taşınma durumunda yabancı tanıtma kartını değiştirmekte zorluk yaşıyor kardeşlerimiz. O kartı, gerçekten, değiştirirken sıkıntı yaşıyorlar ki başka şehre taşınma Suriyeliler arasında çok sıklıkla yaşanıyor çünkü tutunmaya çalışıyorlar, deneme aşamasındalar. İlk etapta Antep’e, Kilis’e geliyorlar ama orada tutunamadıkları takdirde veya ekmek bulamadıkları takdirde hâliyle -hepimizin yapmış olduğu- büyükşehirlere gelmek durumda kalıyorlar veya çocuklarının eğitimi için başka bir şehre gidiyorlar.
"Kayıtlı olduğu şehrin dışında işe girememek çalışma alanlarını kısıtlamakta. Yani, diyelim ki Kilis’te kayıtlı ama Kilis’te iş olanağı yok. O arada benim vasıtamla, sizin vesilenizle Antep’te iş buluyor ve o işe giremiyor çünkü “Sen Kilis’te kayıtlısın.” deniyor ama onun bir özgürlüğü olması lazım çünkü evini geçindiriyor kardeşimiz"