Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye rejimi lideri Beşar Esad’a görüşme teklif etmesi sonrası Ankara ile Şam yönetimleri arasında başlatılan diyalog alt düzeyde görüşmelerle sürerken, bu ay sonunda kapsamlı bir görüşme yapılması için Rus yönetimi tarafından da hazırlık yapılıyor. Görüşmelerde büyük oranda PYD/DSG’yi kapsayan plan kapsamında “terörle mücadelenin hayata geçirilmesi” ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Suriye topraklarından çekilmesi öngörülüyor. Görüşmelerde iki ülke arasında geçmişte imzalanan “Adana Mutabakatı”nın ise değiştirileceği ileri sürülüyor.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Suriye’nin Kuzeydoğu’sundan batıya uzanan geniş bir alanda de-fakto “yönetim” oluşturan PYD/DSG’ye “Afganistan” hatırlatması yapması, Kürt yönetimini rahatsız etti. Kuzeydoğu Suriye Yönetimi Dışilişkiler Dairesi Eş Başkanı İlham Ahmed, Suriye rejiminin çözüme yanaşmadığını belirterek, “Lavrov’un sözleri çözüme hizmet etmekten ziyade kaosa kapı aralıyor. Biz kendi öz gücümüze dayanıyoruz” dedi.
Ankara ile Şam arasında arabulucu rolü oynayan Moskova yönetimi, Suriye sorununa kılıcı çözüm için girişimlerini hızlandırdı. Eylül ayı sonunda iki ülke diplomatik heyetleri arasında Rusya’nın arıcılığıyla kapsamlı bir toplantı yapması bekleniyor. Suriye rejimi medyası, Ankara ile Şam arasında yaklaşan görüşmelerde, iki ülke arasında daha önce imzalanan "Adana Anlaşması Mutabakatı"nın değiştirilmesini de içeren bir dizi başlık olduğunu yazdı.
Arap Al-Watan gazetesinin bir diplomatik kaynağa dayandırdığı haberinde, toplantının gündeminin “terörle mücadele mekanizmasının” hayata geçirilmesinin ardından TSK’nın Suriye'den çekilmesi için bir takvim belirlenebileceğini ileri sürdü. Rusya'nın ise, iki taraf arasında bu ayın sonunda yapılması beklenen toplantının gündemini hazırlamak için çalışma başlattığı bildirildi.
Görüşmelerde, Adana Anlaşması'nda değişiklik yapılması, Suriye ile Türkiye arasındaki sınır güvenliğinin kontrol altına alınmasına yönelik yeni planın detaylarının masaya gelmesi bekleniyor. Moskova’nın ise, Suriye rejiminin talepleri doğrultusunda TSK’nın Suriye'den çekilmesinin görüşme gündeminin en önemli maddesi olmasını desteklediği ifade ediliyor.
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Rus TASS Ajansı’na daha önce yaptığı açıklamada, Ankara’nın Şam yönetimi ile mutabakata vararak “Adana Anlaşması”na geri dönmesini talep etti. Lavrov açıklamasında, “Gayri resmi temaslarda, Türk terörle mücadele güçlerinin, belli bir derinliğe kadar içeriye girmesine izin veren, Adana Anlaşması'nın imzalandığı 1998 felsefesine geri dönmeyi önerdik" demişti. Lavrov, bu anlaşmanın hala yürürlükte olduğuna dikkat çekmişti.
"Adana Anlaşması" neleri içeriyor?
Adana anlaşması, PKK’nın yanı sıra farklı silahlı örgüt ve grupların su sorunu dahil gerilim yaratan birçok meseleyi ortadan kaldırmak ve iki ülke arasındaki ilişkileri normalleştirmek amacıyla Ekim 1998'de Ankara ile Şam arasında Adana Güvenlik Anlaşması imzalanmıştı. Anlaşma ile Suriye, kendi topraklarından Türkiye'nin güvenlik ve istikrarına zarar verecek hiçbir faaliyete izin vermeyecekti. Anlaşma kapsamında ayrıca Suriye, PKK'nın kendi topraklarındaki faaliyetlerine, silah, lojistik malzeme, mali ve tanıtım desteği sağlanmasına ve mensuplarının ülke topraklarını üçüncü ülkelere geçmek için kullanmasına da izin vermeyeceğini taahhüt etmişti.
Lavrov tehdit etti, PYD’den yanıt geldi
Ankara ile Şam görüşmelerini yürüten Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya Today TV kanalına yaptığı açıklamada, ABD’nin bölgede Kürtleri kullandığını ve bu ülkeye güvenilmemesi gerektiğini belirterek, Afganistan hatırlatması yapması bölgede tepki ile karşılandı. Arap meydasına açıklama yapan Kuzeydoğu Suriye Yönetimi Dışilişkiler Dairesi Eş Başkanı İlham Ahmed, “Lavrov’un sözleri çözüme hizmet etmekten ziyade kaosa kapı aralıyor. Biz kendi öz gücümüze dayanıyoruz” dedi.
Ahmed, şöyle konuştu:
“Suriye’yi parçalama gibi bir niyetimiz bulunmuyor. Şam bizimle diyalog kurmuyor, iyasi çözüm ve diyaloga yanaşmıyor. Şam Türkiye ile diyalog ve çözüm yolu ararken, bizim diyalog arayışımızı reddediyor. ‘ABD’nin isteklerine boyun eğdiğimiz’ şeklindeki iddialar kabul edilemez. Rusya bizim Kuzey-Doğu Suriye’deki niyetimizi gayet iyi biliyor. Biz kendi gücümüze dayanıyoruz ve Washington ile ilişkimiz terör ile mücadele esasına dayanıyor. Siyasi çözümün temeli yabancı güçlerin Suriye topraklarını terk etmesi ilkesine dayanmalıdır. Türkiye’nin Kuzey-Doğu Suriye’ye yönelik tehditleri sürüyor. Suriye’yi parçalamaya niyetimiz yok.”
Lavrov ne demişti?
Rusya Dışişleri Bakanı Sergeyev Lavrov, "Doğuya Giden Köprüler" belgesel filmi için verdiği röportajda Amerikan askeri birliklerinin Kuzeydoğu Suriye’de faaliyet göstermesine ilişkin "Bu, Suriye'deki durumu doğrudan etkiliyor. Bu, Fırat'ın doğusunda oluşan durumun nedeni" ifadelerini kullandı.
ABD'nin Tanf bölgesinde 55 kilometre çapında bölge oluşturduğuna dikkat çeken Lavrov, Amerikalıların bu bölgede terörle mücadele alanında sorunları çözmediklerini, "yarı devlet" oluşturmaya çalıştıklarını söyledi.
Lavrov, "Bu bölgede petrol ve doğal gaz yatakları, verimli tarım arazileri bulunuyor. Burası acımasızca sömürülüyor. Amerikalılar ve uşakları, petrol, doğal gaz ve tahılı buradan çıkarıyor ve satıyor. Bu paralar Suriye'nin bütçesine gitmiyor, ayrılıkçılığı ve yarı devletin oluşturulmasını teşvik etmek için kullanılıyor" şeklinde konuştu.
ABD’nin Kuzeydoğu Suriye’de Demokratik Suriye Güçlerine (DSG)verdiği desteğe de vurgu yapan Lavrov, "Amerikalılar, kendi oyunlarında Kürtleri kullanıyor ve onlara oynuyor. Kürtler, geleceğinin birleşik Suriye'de olduğunu anlamalı. Amerikalıların onlara yardım edeceğini ummamaları, Suriye hükümetiyle anlaşmaya varmaları, ulusal azınlık olarak hakları konusunda anlaşmaları gerekiyor" dedi. Lavrov, şöyle devam etti:
"Bu konuda diyalog vardı ve bu diyaloğu teşvik ediyorduk. Daha sonra Amerikalılar, Kürtleri, hükümetle etkileşim kurmak yerine gerginliği artırmanın daha iyi olduğuna ikna etti. Kürt meslektaşlarımızla temaslarımızda, onlara kendi halkına, ulusal diyaloğa değil, ABD'nin vaatlerine güvenmeye karar veren Afgan yönetiminin başına gelenleri hatırlatıyoruz. Amerikalılar, bir gecede onları tek başına bıraktı. Kürt ortaklarımızın, Suriye'ye yakın olan bu ülkenin tarihi deneyimini dikkate alacaklarını, Şam ile birleşik Suriye devletinde yaşama şartları konusunda ulusal diyaloğu kurma ve anlaşma yoluna gireceklerini umuyorum."