14 Mart 2025 17:14
Güncelleme: 14 Mart 2025 17:38
Suriye geçici Cumhurbaşkanı Ahmet el Şara tarafından imzalanarak kabul edilen ve dört ana bölümden oluşan anayasa taslağında “İslam Hukuku”na vurgu yapılması, yetkilerin merkezde toplanması, Türk tipi Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi'ne yakın bir model tarif edilmesi, seçilecek cumhurbaşkanının Müslüman olması şartının bulunması, başta Kürtler ve Dürziler olmak üzere ülkede etnik ve dini grupların tepkisine neden oldu. Yapılan açıklamalarda taslak, "kabul edilemez" olarak değerlendirildi.
Uzmanlardan oluşan komite tarafından hazırlanarak Cumhurbaşkanlığı'na sunulan anayasa taslağı, geçiş döneminin Cumhurbaşkanı Şara tarafından imzalandı. Böylece taslak üzerinde çalışmalar resmen başladı. Taslak metinde Cumhurbaşkanı'nın dininin İslam olduğu, İslam hukukunun yasamanın birincil kaynağı olduğu, yargının bağımsız olduğu ve devletin resmi dilinin Arapça olduğu ifadelerine yer veriliyor. Taslakta, devletin adının "Suriye Arap Cumhuriyeti" olarak korunacağı belirtilirken, geçiş dönemi 5 yılla sınırlandırıldı.
Taslağa ülke genelinde tepkiler yükselmeye başladı. Kürtlerden Dürzilere, Alevilerden Hristiyanlara kadar birçok etnik ve dini topluluk, taslağı “kabul edilemez” buldu. Kuzeydoğu Suriye’deki Kürt yönetimi, taslağı sert bir şekilde eleştirdi.
“Anayasa Bildirgesi” taslağının, “Suriye’nin çeşitli topluluklarını temsil etmeyen, dışlayıcı bir çerçeve oluşturduğu ve Suriyelilerin karşı çıktığı merkeziyetçi ve otoriter yaklaşımın devamı olduğu vurgulandı. Açıklamada, “Bu taslak Suriye’nin çeşitliliğinin gerçekliğiyle çelişiyor ve ülkenin ulusal ve toplumsal kimliğini inkar ediyor” denildi.
Açıklamada, anayasa taslağının Kürtler, Araplar, Asuriler ve diğer etnik ve dini gruplar da dahil olmak üzere Suriye’nin ulusal yapısının temel bileşenlerini dışladığı ifade edilerek, taslağı bu haliyle reddettikleri ve kınadıkları belirtildi.
Açıklamanın devamında, “Bu sözde anayasal çerçeve, Suriye halkının ve çeşitli toplulukların taleplerini yansıtmıyor” vurgusu yapılarak, “Suriye halkı bu tür uygulamalara karşı ayaklandı ve bu modası geçmiş yaklaşıma geri dönüş, ulusun yaralarını daha da derinleştirecektir” uyarısında bulunuldu. Açıklamaya şöyle devam edildi:
“Gerçek bir anayasa, tüm topluluklar tarafından birlikte hazırlanan ve üzerinde mutabakata varılan bir anayasadır. Ancak bu sayede Suriye’de sürdürülebilir demokratik bir geleceğin temeli olarak hizmet edebilir. “
Süveyda Dürzi Operasyonları Komutanı Baha Cemal de Şam yönetimi tarafından hazırlanan yeni anayasa taslağının Dürzi toplumu tarafından kabul edilmediğini söyledi. Erbil merkezli Rudaw TV’ye konuşan Cemal, Anayasa taslağına yönelik görüşlerini aktarırken, "Dürzi toplumunun onayı olmadan geçerli değildir" dedi. Herhangi bir siyasi veya hukuki düzenlemenin Dürzi toplumunun ruhani lideri tarafından onaylanması gerektiğine vurgu yapan Cemal, şöyle konuştu:
“Bizim hem dini hem de sosyal bir otoritemiz var ve bunun başında Ebu Selman Hikmet Hicri bulunuyor. O, topluluğumuzun ruhani lideridir. Hangi taraf olursa olsun, tüm taraflara ve topluluklara saygımız sonsuzdur, ancak Hikmet Hicri’nin onayı olmadan Süveyda’da alınan hiçbir karar geçerli değildir."
Baha Cemal, Dürzi inancının lideri Hikmet el-Hicri’nin etkisine de dikkat çekerek, "Dağın üçte biri onun emirleri altındadır ve bölgede ilk ve son sözü o söylemektedir” dedi.
Anayasa taslağıyla birlikte bölgede güvenlik kaygılarının arttığına dikkat çeken Cemal, “Biz hazırlıklıyız, binlerce askeri personelimiz ve silahımız var. Ancak ilk saldırıyı başlatmayacağız. Fakat eğer dağın herhangi bir bölgesine askeri bir saldırı olursa, kendimizi savunma hakkımız vardır” ifadelerini kullandı.
Baha Cemal, anayasanın İslami fıkhı temel yasa kaynağı olarak belirlemesine de tepki göstererek, "Biz bölünmeyi reddediyoruz ancak dini ve etnik temelli bir sistem yerine, insan haklarına saygılı bir devlet talep ediyoruz” diye konuştu.
Suriye’deki Dürzilere İsrail’in verdiği desteğe ilişkin Cemal, "Bizim Filistin ve İsrail’de akrabalarımız var. Askeri bir iş birliğimiz olmasa da, bölge dışındaki Dürzilere yardım eden herkese teşekkür ederiz” dedi.
Anayasa taslağı, dört bölümden oluşuyor:
Suriye’de geçiş sürecini şekillendirmesi beklenen anayasa taslağı, dört ana bölümden oluşuyor:
-Birinci Bölüm: Genel hükümler (11 madde)
-İkinci Bölüm: Hak ve özgürlükler (12 madde)
-Üçüncü Bölüm: Geçiş dönemi yönetim yapısı (24 madde)
-Dördüncü Bölüm: Nihai hükümler (6 madde)
Taslak maddelerinden bazıları şöyle
Suriye kaynaklı North Press tarafından yayınlanan ve ülkede yaşayan etnik kimliklerin tepkisine neden olan taslaktaki 43 maddeden öne çıkanlar şöyle:
Madde 1:
Suriye Arap Cumhuriyeti bağımsız, tam egemen bir devlettir. Bölünemez coğrafi ve siyasi bir birimdir ve hiçbir parçasından vazgeçilemez.
Madde 2:
Cumhurbaşkanının dini İslam olup, yasamanın temel kaynağı İslam fıkhıdır. İnanç özgürlüğü korunur, devlet bütün semavi dinlere saygı gösterir ve kamu düzenini bozmamak kaydıyla bütün ibadetlerini yapma özgürlüğünü güvence altına alır.
Madde 3:
Ülkenin resmi dili Arapçadır.
Madde 4:
Suriye Arap Cumhuriyeti'nin başkenti Şam'dır ve devletin arması ve milli marşı kanunla belirlenir.
Madde 5:
Ulusal bayrak aşağıdaki şekil ve ölçülere sahip olacaktır: Uzunluğu genişliğinin iki katı olacak ve üç eşit, paralel renge sahip olacak, bunların en üst kısmı yeşil, ardından beyaz ve siyah olacak. Beyaz bölüm, düz bir çizgide üç adet beş köşeli kırmızı yıldız içerecektir.
Madde 6:
Bütün vatandaşlar, ırk, din, cinsiyet veya soy ayrımı gözetilmeksizin, hak ve ödevler bakımından kanun önünde eşittir.
Madde 7:
Dini mezheplerin şahsi statüleri, kendi inanç ve şeriatlarına göre korunur ve uygulanır, ilgili kanunlarla düzenlenir.
Bölüm İki: Haklar ve Özgürlükler
Madde 13:
Devlet, düşünce, fikir, haber alma, yayınlama ve basın hürriyetlerini güvence altına alır ve bunlar, kamu düzeninin korunmasını ve başkalarının haklarına saygıyı sağlayacak biçimde, bu konuda düzenlenen kanunlara uygun olarak kullanılır.
Madde 14:
Devlet, siyasal katılma hakkına ve ulusal temeller üzerinde parti kurma hakkına saygı gösterir.
Siyasi partiler kanununu hazırlamak üzere bir komisyon kurulur ve kanunla düzenleninceye kadar siyasi partilerin faaliyeti ve kuruluşu durdurulur.
Madde 17:
Devlet, kadının toplumsal statüsünü ve toplumdaki etkin rolünü korumayı, onu her türlü şiddet ve ayrımcılıktan korumayı taahhüt eder.
Bölüm Üç: Geçiş Aşamasında Hükümet Sistemi
Birincisi: Yasama yetkisi
Madde 20:
Halk Meclisi, Cumhurbaşkanı tarafından atanır ve kalıcı bir anayasa kabul edilip yeni yasama seçimleri yapılıncaya kadar yasama organının (ve Halk Meclisi'nin) görevlerini üstlenir.
Madde 21:
Halk Meclisi'nin görev süresi her dönem için iki yıl olarak belirlenmiştir.
Madde 22:
Halk Meclisi ilk toplantısında bir Başkan, iki Başkan Yardımcısı ve bir Sekreter seçer. Seçim gizli oyla ve hazır bulunanların çoğunluğu ile yapılır. Seçim yapılıncaya kadar toplantıya en yaşlı üye başkanlık eder.
İkincisi: Yürütme yetkisi
Madde 26:
Cumhurbaşkanı, Halk Meclisi önünde anayasal yemin eder. Yemin metni şu şekildedir: “Devletin egemenliğini, ülkenin birliğini, topraklarının bütünlüğünü ve kararlarının bağımsızlığını sadakatle savunacağıma ve bunları savunacağıma Yüce Tanrı adına yemin ederim. Kanuna saygılı olacağım, halkın çıkarlarını koruyacağım ve onlar için onurlu bir yaşam sağlamak, aralarında adaleti sağlamak ve asil değerleri ve erdemli ahlakı pekiştirmek için tüm samimiyetim ve dürüstlüğümle çabalayacağım.”
Madde 27:
Cumhurbaşkanı, devletin başı ve ordu ile silahlı kuvvetlerin başkomutanıdır. Birincil görevi, ülkenin işlerini, topraklarının birliğini ve bütünlüğünü yönetmek ve halkın çıkarlarını korumaktır.
Madde 33:
Cumhurbaşkanı, Halk Meclisi tarafından onaylanan yasaları çıkarır. Halk Meclisi tarafından yeniden değerlendirilmek üzere alındığı tarihten itibaren bir ay içinde gerekçeli bir kararla bunlara itiraz edebilir. Yasalar, Yasama Meclisi'nin üçte ikisinin onayı olmadan itirazdan sonra onaylanamaz.
Madde 34:
Cumhurbaşkanı, kanuna aykırı olmamak kaydıyla özel af verebilir.
Üçüncüsü: Yargı Otoritesi
Madde 35:
Yargı bağımsızdır, hakimler sadece hukuka ve vicdana tabidir.
Madde 36:
Kanun dışında suç veya ceza yoktur. Sanık, kendisini savunması için tüm yasal garantilerin sağlandığı adil bir yargılamada suçlu bulunana kadar masumdur. Olağanüstü mahkemelerin kurulması yasaktır.
Madde 37:
Mahkemeler ve bunların teşkilatı, adaleti ve uyuşmazlıkların süratle çözümünü sağlayacak şekilde teşkilatlandırılmıştır.
Madde 38:
Terör mahkemeleri kaldırılır ve bundan doğan sonuçlara, adalet ilkelerine ve yürürlükteki kanunlara göre Yüksek Yargı Kurulu tarafından bakılır.
Madde 39:
Yüksek Yargı Kurulu, askeri yargının bağımsızlığını sağlamak üzere onu denetler ve temsil eder; bu kurulun hâkimleri genel yargıya uygulanan aynı standartlara tabidir.
Madde 40:
Yüksek Yargı Kurulu, bu Anayasa Beyannamesi hükümlerine göre oluşturulur.
Dördüncü Bölüm: Son Hükümler
Madde 41:
Uygulanacak kanunlar, bu Beyanname hükümlerine uygun olarak değiştirilinceye veya yürürlükten kaldırılıncaya kadar yürürlükte kalacaktır.
Madde 42:
Bu Beyanname'nin hiçbir hükmü, Geçici Halk Meclisi'nin kararı ve üçte iki çoğunluk olmadan değiştirilemez.
© Tüm hakları saklıdır.