Gündem

Süleyman Soylu, "dokunulmazlığının kaldırılması" başvurusu yaptı

Görevden ayrıldığından bu yana aleyhinde 11 bin 500 televizyon haberi, 1454 gazete haberi ve 628 köşe yazısı ile makale, 218 bin internet ve sosyal medya haberi yapıldığını aktardı

01 Ağustos 2024 09:45

TBMM İçişleri Komisyonu Başkanı ve AKP İstanbul Milletvekili Süleyman Soylu, yasama dokunulmazlığının kaldırılması istemiyle Meclis Başkanlığı'na başvurdu. 

İçişleri Bakanlığı görevinden ayrıldığı 3 Haziran 2023'ten itibaren geçen bir yıl içerisinde aleyhinde, yalan, hakaret, karalama ve iftira içerikli 11 bin 500 televizyon haberi, 1454 gazete haberi ve 628 köşe yazısı ile makale, 218 bin internet ve sosyal medya haberi yapıldığını söyleyen Soylu, çok sayıda mesnetsiz, tamamen iftiraya dayalı, manipülatif, organize karalamalarla karşı karşıya olduğunu belirterek "hakkaniyetin ve gerçeklerin tecellisi için" bu dokunulmazlığının kaldırılması başvurusunun zorunlu bir hal haline geldiğini söyledi. Fakat Soylu'nun dokunulmazlığının kaldırılması için savcılıktan fezleke gelmesi gerekiyor. Yani dokunulmazlık, vekillerin başvurusuyla kaldırılmıyor.

Süleyman Soylu'nun kuzeni Mehmet Soylu'nun yönetim kurulunda görev yaptığı ve daha önce “vurgun” ve usulsüzlük iddialarıyla gündeme gelen D Global/Invamed adlı firma, kobay olarak kullanmakla suçlanmıştı. Ayrıca Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Cenap Ekinci, Haziran 2020’de bir tıbbi cihaz üreticisi firmanın, Covid-19 hastaları üzerinde izinsiz ve etik dışı olarak “Türk ışını” adlı cihazlarını denediklerini öne sürmüştü. Ekinci, ekibin başında eski bakan Süleyman Soylu’nun kuzeni Mehmet Soylu’nun olduğunu söylerken, tedavinin denendiği hastalardan ölenler olduğunu ileri sürmüştü. Söz konusu iddiaların ardından Cumhuriyet gazetesi yazarı Işık Kansu, "Bakanlığı döneminde içişlerini adeta bir 'baron' gibi yöneten Süleyman Soylu’nun kuzenine ilişkin ileri sürülen sav çok ama çok önemli" değerlendirmesi yaparak, iddiaların araştırılması gerektiğini ifade etmişti. İddiaların odağındaki Soylu, Kansu'nun yazısının ardından sosyal medya hesabından açıklama yaparak, Cumhuriyet gazetesini hedef almış; “Size yakında bir imkan daha vereceğim.. Dokunulmazlığımın kalkması için TBMM’ye müracaat edeceğim.. Özgür Özel ile dirsek temasında olup, beni dokunulmazlıkla tehdit edenler elinizde ne belge varsa ortaya koymazsanız şerefsizsiniz… fetöcüler, pkk’lılar, uyuşturucu tüccarları, suç çeteleri soros’un çocukları sizde gelin. Allah büyüktür ve adildir…” diye yazmıştı.

Soylu dokunulmazlığını kaldırılması için başvurdu

AA muhabirinin aldığı bilgiye göre Soylu, 26 Temmuz Cuma günü TBMM Başkanlığına dilekçeyle başvurarak yasama dokunulmazlığının kaldırılmasını istedi. Soylu, dilekçesinde, 40 yıldır siyasette yer aldığını ve bu süre içerisinde farklı görevlerde bulunduğunu belirtti. Üstlendiği görevlerin her birinde millete hizmet etme, hesap verme ve açık olma sorumluluğunda olduğunu kaydeden Soylu, siyaset kurumunun ve siyaset yapanların, dönem dönem çeşitli iddialar ve ithamlarla karşılaştığına işaret etti.

"Çok sayıda mesnetsiz, tamamen iftiraya dayalı, manipülatif, organize karalamalarla karşı karşıyayız"

Soylu, "Halihazırda üyesi olmaktan onur duyduğum Gazi Meclis'imizin çatısı altında da milletimizi temsil ve hizmet ifasıyla, milletvekilliği görevimi yaparken, hükümetlerimizi, İçişleri Bakanı olarak görev yaptığımız dönemi, şahsımı ve birlikte görev yaptığımız arkadaşlarımızı hedef alan ve devletimizin itibarını ayaklar altına almak isteyen dahili ve harici menşeli çok sayıda mesnetsiz, tamamen iftiraya dayalı, manipülatif ve çoğu benzer mahfillerden üretilen organize ve sistematik karalamalarla karşı karşıya kalmış bulunmaktayız" değerlendirmesinde bulundu.

"15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrasında görev yaptığı olağanüstü dönemde demokrasiyi, devletin bekasını, milli iradeyi ve hukuku akamete uğratmak isteyen terör örgütlerine, suç yapılarına karşı her türlü riski alarak yürütülen cansiparane mücadelenin hak ve hukukunu gözetmenin boynunun borcu olduğunu" belirten Soylu, dilekçesinde, karalama ve iftira kampanyalarında suç yapıları ile fikir ortaklığı ve işbirliği içerisinde olanların yıkıcılığına bigane kalmamayı, "her anı sadakat, kararlılık ve fedakarlıkla dokunmuş mücadelenin rövanşını almak isteyenlere karşı vazgeçilmez sorumluluk" olarak nitelendirdi.

"İtibarsızlaştırma kampanyasıyla karşı karşıya kaldık"

"Karalamaları ve iftiralarıyla milletin gözünde şüphe, istifham ve soru işareti oluşturmayı amaçlayan şer odaklarıyla hukuk zemininde mücadele etmenin zaruri hal aldığını" ifade eden Soylu, dilekçesine şöyle devam etti:

"Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından İçişleri Bakanlığı görevine getirildiğimiz günden görev süremizin sonuna kadar tüm birimlerimizle milletimizin huzuru, refahı, en üst düzeyde kamu düzeninin, güvenliğinin ve esenliğinin sağlanması ve başta terörle, kaçak göçle, afetlerle, uyuşturucuyla ve organize suç örgütleriyle, hiçbir şekilde ayrım yapmaksızın, tüm suç şebekeleri ile kesintisiz ve tavizsiz mücadele edilmesine yönelik kararlılığımıza milletimiz de şahit olmuştur. Ancak, sonrasında bu mücadeleyi baltalamak, itibarsızlaştırmak ve bundan sonra da bu mücadeleye kendini adayacak herkesi yıldırmak maksadıyla, daha önce benzerine az rastlanan, organize ve sistematik bir şekilde kamuoyunun dezenforme edilmesine yönelik her türlü yazılı, görsel, sosyal medya ve tüm mecralarda tamamen yalan, iftira ve nitelikli karalama içerikli yayınlar ile bir itibarsızlaştırma kampanyasıyla karşı karşıya kaldık."

Görevden ayrıldığından bu yana aleyhinde 11 bin 500 televizyon haberi, 1454 gazete haberi ve 628 köşe yazısı ile makale, 218 bin internet ve sosyal medya haberi yapılmış

İçişleri Bakanlığı görevinden ayrıldığı 3 Haziran 2023'ten itibaren geçen bir yıl içerisinde aleyhinde, yalan, hakaret, karalama ve iftira içerikli 11 bin 500 televizyon haberi, 1454 gazete haberi ve 628 köşe yazısı ile makale, 218 bin internet ve sosyal medya haberi yapıldığını aktaran Soylu, "Hakkımda görev dönemimize ait TBMM'de herhangi bir konuda fezleke işlemi bulunmamasına rağmen, CHP Genel Başkanları ve sözcüleri, muhtelif tarihlerde sarf ettikleri mesnetsiz karalamalar ve iftiralarla dokunulmazlık zırhına sığınarak korunduğumu defalarca ifade edip, bu şekilde kamuoyunu bilerek yanlış yönlendirmişlerdir. Yine CHP Genel Başkanları ve sözcüleri, ülkemizin bölünmez bütünlüğünü yıllardır tehdit eden PKK terör örgütü ve onun siyasi birliktelik ve uzlaşı yürüttüğü Meclis'teki temsilcilerine, FETÖ ve DHKP-C'ye karşı yapmadıklarını, yapamadıklarını, söylemediklerini ve söyleyemediklerini, üstelik de onlarla birlikte, görev yaptığımız döneme ve şahsıma karşı, milletimizin gözü önünde eş zamanlı bir kampanya yürütmektedirler." ifadelerini kullandı.

"Tüm bu karalama, iftira ve itibarsızlaştırma kampanyası karşısında gerçeklerin tecellisi için..."

İnsani ve vicdani değerlerden yoksun kampanya ve saldırıların hukuken izah edilecek yönünün bulunmadığını belirten Soylu, şunları kaydetti:

"Elbette ki demokrasiye ve hukuka olan bağlılığım, devletime olan sadakatim, milletimize karşı sorumluluğum ve Gazi Meclis'imizin iradesine olan saygım; yaptığımız görevlerin ve verdiğimiz mücadelelerin her bir anının doğruluğuna olan inancım gereği tüm bu karalama, iftira ve itibarsızlaştırma kampanyası karşısında, işbu yasama dokunulmazlığımın kaldırılması başvurusunda bulunulması zorunluluğu hasıl olmuştur. Görevde bulunduğum dönemlerle ilgili hakkımda yürütülen karalama, iftira ve itibarsızlaştırma kampanyaları karşısında, hakkaniyetin ve gerçeklerin tecellisi için Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve TBMM İçtüzüğünün ilgili maddeleri çerçevesinde, yasama dokunulmazlığımın kaldırılmasının gereğini arz ederim."