Şampiyonlar Ligi'nde bu sezon grubundan lider olarak çıkan ve üst turda Bayern Münih ile eşleşen Beşiktaş'ın, Alman ekibiyle yaptığı son maç 20 yıl önceydi ve Başkan Süleyman Seba'ydı.
Son 16 turunda Beşiktaş'ın Bayern Münih ile eşleşmesi Süleyman Seba'nın 20 yıl önce yaşadıklarını akla getirdi.
CNN Türk, Beckanbauer'ın daveti ile Münih'e davet edilen Seba uçağa binmekten hoşlanmadığı için Münih'e araba ile gitmeye karar verdi ve 5 bin kilometre yol alarak Münih deplasmanına gitti. 2-0 Bayern Münih'in siyah beyazlıları yendiği maçta Seba'nın hikayesini şöyle ele aldı:
Beşiktaş 1997 yılında ilk kez Şampiyonlar Ligi'ne kaldığında gruptaki rakiplerinden biri de Bayern Münih'ti.
İlk maç deplasmandaydı. Yöneticiler uçak biletlerini aldılar, ancak Beşiktaş kulüp Başkanı Süleyman Seba için bilet alınmamıştı. Seba'nın Münih'e gitmeye niyeti yoktu. Nedeni ise uçağa binmek istememesiydi. İlaç al uyursun anlamazsın bile dediler ancak Seba oralı olmadı.
'Beckanbauer sizi davet etmiş, ne diyeceğiz adama' denilince Seba düşündü. Gitmeyi kabul etti ama uçakla değil, otomobille.
Önlerinde 5 bin kilometrelik bir yol vardı. Yola çıkacakları arabanın arka farı kırıktır, o saatte tamirci bulamazlar. Şeffaf bantla far parça parça yapıştırılır.
Ertesi sabah Süleyman Seba ve yanındakiler yola çıkar. Bulgaristan'a yaklaşırken benzin istasyonunda küçük bir kaza da yaşanır.
İlk sorun sınırda yaşanır. Seba'nın diplomatik pasaportu vardır ama polis illa ki vize ister. Seba'ya 'size vize sormazlar' denilmemiş ve vize alınmamış. Polise 'Kulüp başkanıdır, maça yetişmemiz gerekiyor' derler ancak kendilerini konsoloslukta bulurlar. Konsoloslukta ise hafta sonu olduğundan kimse yoktu. O gece Bulgaristan'da kalırlar.
O dönem iç karışıklıklarla boğuşan Bulgaristan'da sabah vize işi halledilir ve tekrar yola çıkılır.
Yemek sorunu Türk TIR'larının uğrak yerlerindeki 'kuru fasulye-pilav' tabelalarıyla aşılır ancak Seba 'ille de soğan' getirsinler diye tutturur. Ancak garsonlara Almanca, Türkçe, İngilizce söylemelerine rağmen hiçbiri anlamaz. Devreye Süleyman Seba girer. Garsonları çağırır. Eliyle masaya soğan koyuyormuş gibi yapar, üstüne vurur, içinden cücüğü alır, yer, ağzı yanmış gibi yapar. Seba'nın bu anlatımından birkaç dakika geçmeden soğanlar gelir. Garsonlar anlamıştır.
Birkaç molanın ardından Avusturya'ya ulaşılır. Yine sınır yine vize problemi. Bu kez sorunu yanlarındaki kameraman Ümit Kül yaşar. Uğraşırlar, 1 haftalık vizeyi oracıkta alırlar.
Münih'e vardıklarında karşılarında kalabalık bir protokol vardır. Türkiye'den milletvekileri, bakanlar, kulüp yöneticileri. Sıra gelir Beckanbauer'in Seba için verdiği yemeğe. Yemek yenilir, ertesi gün gelir, maç oynanır ve Beşiktaş 2-0 kaybeder. Herkes uçağa biner İstanbul'a döner. Biri hariç: Süleyman Seba.
Aynı ekiple tekrar yollara dökülür. Otomobille bir 5 bin kilometre daha yapar.
Dönüş yolunda gün Cuma'ya denk gelir. Seba 'Cuma namazı kılacağım' der. Bunun için aranan cami Graz'da bulunur. Bu sırada yol 4 saat daha uzamıştır.
Kapıkule'ye verir. Seba yine rahattır. Diplomatik pasaportu vardır. Ancak yine durdurulur. Otomobilde ne var ne yoksa çıkarılır, tek tek ararlar. Bir şey demez Seba: 'Bırakın işlerini yapsınlar'(Röportajın tamamını FourFourTwo dergisinde okulabilirsiniz: https://fourfourtwo.com.tr/suleyman-sebayla-5-000-kilometre/)