15 Sivil Toplum Kuruluşu'nun (STK) yaptığı ortak açıklamada, musluklarından arsenikli su içtiklerini, siyanürlü havayı soluduklarını, tarlalarından ürün alamaz duruma geldiklerini ve hukuki güvenlikten mahrum kaldıklarını söyledi.
15 STK buluştu
Serkan Ocak'ın Radikal'de yer alan haberine göre, İzmir Bergama, Sivas Kangal, Niğde Ulukışla, Çanakkale, Dersim, Uşak Eşme, Manisa Turgutlu, Artvin, Trakya, Trabzon Tonya, Erzincan İliç gibi yörelerde başta madencilik faaliyeti olmak üzere, HES, çimento fabrikaları, taş ocakları gibi doğayı tehdit eden yatırımlara karşı örgütlü mücadele veren 15 STK temsilcisi Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde bir açıklama yaptı.
Ortak açıklamada “Bizler, musluklarından arsenikli, ağır metalli su akan, havadan siyanür soluyan, tarlalarından ürün alamaz hale gelen, hayvanları sakat doğan, kanserlerle baş etmeye uğraşan, kendi topraklarında yabancı muamelesi gören, şirketlerin kirli oyunlarıyla sosyal dokuları zehirlenmeye çalışılan, milyonlarca ton siyanürlü atıkla yüzlerce yıl yan yana yaşamak zorunda bırakılan, tarihi ve kültürü yok edilen, hukuki güvenlikten mahrum kalan halkız” denildi.
Sivas Kangal’da kurulan Bakırtepe Çevre Platformu temsilcisi Hacer Elçi, “Bakırtepe Ermeni, Süryani, Alevi ve Kürtler için kutsal ve mistik bir mekân. Burada siyanürlü altın aranmak isteniyor. 1.5 yıldır mücadele ediyoruz. Yürütmeyi durdurma kararı çıktı ancak bakanlık itiraz etti. Şu anda keşif yapılma aşamasında. Bu altın madenini zaten 50 yıldır bölgede demir madeni işletmeciliği yapan Demir Export yapacak. Bu şirketin halka arsenikli su içirdiğini biliyoruz” dedi.
Dersim’in Osmanlı’dan bugüne kadar yok edilmek istendiğini belirten Munzur Çevre Platformu’ndan Mehmet Soylu ise “Munzur’da 60 km dağlar boyunca madencilik sorunu var. Dersim’in doğası Osmanlı’dan ve Cumhuriyet döneminden itibaren yok edilmek isteniyor. Ancak buna izin vermeyeceğiz” diye konuştu.
Meraya 17 taşocağı
Trabzon Tonya’daki çevre platformu temsilcisi Burhan Öztürk “Tonya, 6 bin nüfusluk bir Trabzon ilçesi. Halka açık merada 17 adet taşocağı ve çimento fabrikası yapılmak isteniyor. 3 tane de HES projesi var. Kadınların önde olduğu güçlü mücadelemizle henüz tek kazma vurulamadı. Çimento fabrikası için ÇED raporuna karşı davamız devam ediyor. Ancak biz hukuktan öte bu mücadelenin halkın meşru gücüyle kazanılacağını düşünüyoruz” dedi.
YTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beyza Üstün ise altın aramada hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın sondaj çalışması başladığı anda yeraltı katmanının parçalandığını belirterek bunun doğayı mahvettiğini ve dokunan herkesi zehirlediğini belirtti.