CHP Tekirdağ Milletvekili ve Ziraat Yüksek Mühendisi Dr. İlhami Özcan Aygun, Sudan'da yaşanan darbeden sonra 99 yıllığına kiralanan 780 bin 500 hektarlık arazi ile ilgili olarak değerlendirmede bulundu. Aygun, “Yabancı topraklara bel bağlayarak milli tarım yapılamaz. Bakın darbe olur, anlaşmanız çöp olur. Milli tarım milli topraklarda, milli çiftçiye tam destek vererek gerçekleşir” uyarısını yaptı.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, geçen yıl Sudan'a gerçekleştirdiği ziyarette tarım arazilerini incelemişti.
Sözcü'de Saygı Öztürk'ün haberine göre AKP'nin tek başına iktidar olduğu 17 yıl boyunca stratejik ve planlı bir tarımsal kalkınma politikası yürütemediğini vurgulayan Aygun, şu tespitleri yaptı:
“AKP'li bakanlar, birbirine sahip çıkmayınca, çiftçi ortada kaldı.Her bakan, bir öncekinin projesini rafa kaldırdı. Eski Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in getirdiği ‘Milli Tarım Projesi', sonraki bakan Ahmet Eşref Fakıbaba tarafından rafa kaldırıldı. Şimdi bu proje birkaç makyajla yeniden ısıtılıyor. Eğitim gibi tarımı da yap-boz tahtasına çevirdiler. Strateji, vizyon, planlama ve liyakatten uzak bir anlayışla tarımsal kalkınma olamaz.”
"Üretici tüketiciye dönüştü"
Aygun, 2002 yılında 2 milyon 588 bin olan çiftçi sayısının yanlış politikalar nedeniyle 2 milyon 132 bin kişiye düştüğüne işaret etti. Yarım milyon çiftçinin topraklarından geçinemediği için üretimden çekildiğini kaydeden Aygun, girdi maliyetlerindeki artış nedeniyle para kazanamaz hale gelen üreticinin topraklarını terk ederek “tüketiciye dönüştüğünü” vurguladı.
Resmi verilere göre çiftçi borcunun 2002 yılında 530 milyon lira iken 2018 yılı sonunda 101 milyar liraya fırladığına işaret eden Aygun, “Yani 16 yılda çiftçi borcu 190.5 kat artmıştır. Çiftçi kan ağlamakta, geçinemez haldedir” diye konuştu.
Yeni programda çiftçinin girdi maliyetlerini sübvanse etmeye yönelik tek bir cümle geçmediğinin altını çizen Aygun, şu tespitleri yaptı:
“Özellikle 2018 yılında dövizdeki zıplama nedeniyle mazot, gübre, yem, ilaç ve tohum fiyatlarında fahiş artış meydana gelmiştir. Gübrenin kilogram fiyatı 2017'ye göre yüzde 112-130 artmıştır. Tarımsal sulama ile aydınlatma tarifelerine yüzde 70'i aşan zam yapılmıştır. Bakanlığın gübre fiyatlarında yaptığı yüzde 15 indirim ise devede kulak kaldığı için çiftçinin üretimden kopuşu engellenememiştir. Mazot fiyatları geçen yıla göre yüzde 25-30 artmıştır. Devletin mazot desteği ise yağlı tohumların ekiminde yüzde 11.76 düzeyinde kalmıştır. Bu şartlarda çiftçi üretim yapabilir mi? Üzülerek gördüm ki yeni pakette çiftçinin girdi maliyetlerinin sübvanse edilmesine yönelik tek bir cümle yok.”
İthalatla milli tarım olmaz
Aygun, tarımdaki çöküşün Türkiye için çok dramatik olduğunu, sadece 2019'un ilk 2 ayında 113.5 milyon dolar canlı hayvan, 409 milyon dolar hububat ithal edildiğini açıkladı. Dolardaki artış nedeniyle ithalatın Türkiye bütçesine maliyetinin arttığının altını çizen Aygun, “İthalatla milli tarım da, milli birlik de olmaz” dedi.
Aygun, yanlış politikalar sonucu, Arazi Bölünebilirlik Yasası ile üreticide miras problemleri yaşandığını kaydetti. Yaşlı mevsimsel üreticinin artık tüketici haline geldiğine işaret eden Aygun, “Yani ülkemizin her alanında olduğu gibi tarımda da tam bir tüketim dönemine geçtik. Üretenler adım adım tüketici haline dönüşüyor. Her şeyi tüketerek var olamazsınız” eleştirisini yaptı.