MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündemdeki son gelişmeleri değerlendirdi. Bahçeli şunları söyledi:
- Siyasetçiden umudu kesenlerin, milletle kucaklaşmayanların en büyük arzusu demokrasiyi by-pass yaparak iktidara kısa yoldan gelebilmek olmuştur.
- Bu itibarla demokrasinin işlediği dönemlerde bile beklentiler eksik olmamış, duygularını sıcak tutanlar ile yönetime müdahale çığırtkanları, ülkemizin talihsiz bir gerçeği olarak bugüne kadar gelebilmiştir.
- Bu çatışma ortamını körükleyen odakların çıkmaya başladığı, terörden sokak hareketlerinden ve çeteleşmeden aldığı destek ile hız ve ivme kazandığı bir gerçektir.
- Gerekçesi ve niyeti ne olursa olsun bütün kusurlarına rağmen, milletimizin kesin tercihi olan demokrasi yolunda önüne çıkan engelleri aşması kaçınılmaz bir milli sorumluluktur.
Erdoğan: Harbe mi giriyoruz?- Siyasi iktidarın demokrasiye karşı bütün yasa dışı oluşumları ortaya çıkarması doğal ve doğru bir yaklaşımdır.
- Adına Ergenekon denen davanın varsa demokrasinin üzerindeki gölgesini ortadan kaldıracak, sorumluları ortaya çıkaracak yargı sürecinin ciddiye alınması gerekmelidir.
Dava en kısa zamanda bitmeli- Son gelişmelerden sonra partimizin görüşleri şunlardır.
1 - MHP hukukun üstünlüğüne inanan demokrasi ve insan hakları gibi ilkeleri savunan bir siyaset çizgisinin temsilcisidir. Adalet hesaplarımızdan bağımsız insanlığın mücadelesinden sonra ulaştığı bir değer sistemidir. Yaşadığımız coğrafyada millet olarak var olmamızın en temel gereklerinden birisi de adalete olan güvenle sağlanacaktır. Hukukun korunup kollanması, başta hükümet olmak üzerine herkesin en temel görevi olmalıdır. Bize göre adalet gerçek anlamda mülkün temelidir.
2 - Partimiz davanın sonucunu beklemek ve yüce adalete güvenmek zorundadır. Hukuku yönlendirme anlamına gelecek bir düşüncenin bile doğru ve kabul edilebilir olmayacağı bir gerçektir. Hukukun bağımsızlığının kaybolduğu bir zeminde temel hak ve özgürlüklerin varlığından söz etmek mümkün olmayacaktır.
3 - Mahkeme safahati çok sayıda çok sayıda tutuklu şahısla devam etmektedir. Gelişmeler açılan davaya ilişkin iddianamenin bile aylarca bitirilemeyeceği görülmektedir. Dava en kısa zamanda sonuçlanmalıdır.
4 - Dava kapsamında dönem dönem gözaltına alınan şahıslar arasında hukukçular TSK emniyet ve basın mensupları ticaret adamları ve siyasetçiler vardır. Bu davada suçlu bulunacak olanlar bunun sonuçlarına elbette katlanacaktır. Ancak hiç kimse hüküm giymeden suçlu ilan edilemez.
3 Temmuz’da konuya ilişkin yaptığımız açıklamada, görevi belli olan şahısların adalete intikal yöntemleriyle medyada yorumlanma biçimlerinin tartışmaya açık olduğunu belirtmiştir. Bugün de aynı düşüncedeyiz.
Türkiye’de dikkat ve özenle muhafaza edilmesi gereken adaletin siyasal mulazahalara konu edilme çalışması çok ciddi sorunlara kapı aralayacaktır. Soruşturma safhasını intikam olarak görmek, en az dava konusu kadar tehlikeli bir anlayışın ifadesi...
5 - Dava kapsamında gözaltına alınan şahısların bir bölümü TSK’nin emekli ve muvazzaf mensuplarından oluşmaktadır. Kamuoyunda oluşturulmak istenen kanaatler dikkatten kaçmamıştır. Suç işleyenlerin cezalandırılması ayrı bir konudur.
Fakat TSK’nın zan altında bırakılması farklı bir konudur. Terör örgütüyle mücadelenin ardından binlerce şehit vermiş Türk ordusunun zayıf bırakılması bir yönetim zafiyetidir.
6 - Bizim anlayışımıza göre cumhuriyet ve demokrasi bir bütünün ayrılmaz bir parçasıdır. Birbirlerinin teminatıdır. Cumhuriyetin korunması için demokratik kurallardan sapılması hem cumhuriyetin hemde demokratik rejimin sonunu hazırlayacaktır.
7 - Partimiz adaletin herkese lazım olduğuna yürekten inanmaktadır. MHP yıllardan beri bunu savunmuş, yaşadığı adli maduriyetleri not ederek yeni süreçlerin başlamasına neden olmuştur. Şimdi herkes başladığını temenni ettiğimiz bu yeni dönemde katkıda bulunmalıdır. İntikam çığlıklarının devamı halinde hukuk devletinin geleceğinin kararacağını söylemek ve bugünlerin bile aranacağını söylemek kehanet olmayacaktır.
6 yılı aşkın süredir iktidar olan AKP, geleneksel kriz üreten siyaset çarkının içine düşmüştür. Hepimizin bildiği üzere AKP demokrasinin imkanlarından ruhundan fırsatlardan istifade ederek iktidar olmuştur.
AKP'ye ağır eleştiri - Yüzde 47’nin sorumluluğunu taşıyamayan hükümetin toplumun yarısını dost, diğer yarısını düşman gören siyaseti gerilimi cepheleştirmiştir. Tabi ki bu cepheleşme tek başına oluşmamış karşısına da ana muhalefet almıştır.
- Türkiyemizin çok büyük ve son derece vahim iç ve dış sorunlarla uğraştığı bu karanlık dönemde, adına ne denirse densin siyaset bunların esiri olmamalıdır.
- 6 yılı aşan tecrübelerimiz AKP’nin bu sakinleştirici ve kapsayıcı tavırlardan çok uzak kaldığı, artık karakteri haline gelen çatışmacı anlayıştan kurtulamayacağı anlamına gelmiştir.
- Bilindiği gibi yalnızca demokrasilerde muhalefet yasaldır.
- Demokrasiye ruh ve anlam katan özellik birbirlerine benzeyen fikirlerin söylenmesi ve bunlar etrafında bir araya gelmesidir.
- Toplumda değişik sorunları yaşamaktan doğan görüşler ve çözüm önerileri vardır. Olması da son derece gereklidir.
- MHP özellikle uzlaşma kültürüne sahip olmayan ve tek parti iktidarlarına karşı etkili bir muhalefet varlığının demokrasiyi güçlendirdiğine inanmaktadır.
- Muhalifleri susturma demokrasiyi tahrip etme niyetlerinin somutlaştığı bir dönemden geçilmektedir.
- Bu eğilim siyasal anlamda bir geriye kıvrılıştır. Demokrasinin muhalefet etme anlayışıyla anlam kazanacağına inanmayan AKP, kendi kendilerine demokrasi tanımı yapma küstahlığını göstermektedir.
İsrail meydan okuyor- İsrail topluma ve uluslararası hukuka meydan okumaktadır.
- Kalıcı ateşkes süresinin kısa süre içinde olumlu sonuçlar vermesi beklenmemektedir.
- AKP’nin bu konuda izlediği tutarsız etkisiz ve çelişkili politikaları sürdürüyor olması hayal kırıklığıdır.
- Gazze saldırılarından 5 gün önce İsrail Başbakan’ıyla yaptığı 5 saatlik görüşmede neler konuşulduğuna hala açıklık getirmeyen Başbakan hamasi konuşmalarla durumu idare etmeye çalışmalar yapmaktadır.
- Başbakan, İsrail’e neden yaptırım uygulanmadığını sorgulayarak ucuz bir yolu seçmiştir.
- Başbakan'ın bu ilkesiz tutumunu Türk halkı elbette değerlendirecektir.
- Başbakan'ın şimdi yapması gereken Türk milletinin karşısına dürüstle çıkıp, kendi hareketsizliğinin İsrail’e olan hangi borcundan dolayı olduğunu açıklamalıdır.
AKP krizi görmezden geldi- Krizi görmezden gelen AKP ekonominin dümenini kayalıklara çevirmiştir. Bu sorumsuz tutumun iflas eden ekonomi politikalarını bu zamana kadar değiştirmemesi, aziz milletimizi büyük sıkıntıların içine çekecektir
- İşsizliğin yükselmesi yüksek faiz düşük kur cenderesi, cari açık mengenesine sıkışıp can çekişen ekonomik sistem bugünkü sorunlarımızın örneğidir.
- Aziz vatandaşlarımızın ısınma sorunu giderilse bile gerçek sorunlar nasıl çözülecek ve ne dağıtılarak karşılanacaktır.
- Krizin artacağı 2009 yılında ağır yaralar alacağı şimdiden bellidir. Song ünlerde artan ve toplumun her kesiminde dikkatle takip edilen siyasal gelişmeler ekonomik soruların gizlenebileceği bir sığınak olmayacaktır.
- Başta otomotiv olmak üzere ülkemizdeki şirketlerin işçi çıkarmaları üretimi durdurmaları çok önemli bir süreci işaret etmektedir.
- Sofrasındaki ekmeği küçülen kirasını ödeyemeyen çocuklarını okutamayan vatandaşlarımızın durumunu biliyoruz.
- Hükümete bir çağrıda bulunmak istiyorum. Ekonominin gerçek sorunlarını ötelemek için sanal gündem icat etmeyi bir kenara bırakınız. Ülkemizin ve vatandaşlarımızın gerçek gündemiyle yüzleşiniz.
- Çözemeyecekseniz başarısızlığınızı itiraf ediniz.