Politika

'Subayların derslere girmesini israf olarak görüyorum!'

AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AB Komisyonu’nun Türkiye İlerleme Raporu’ndaki bazı

16 Ekim 2011 03:00

T24 - AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AB Komisyonu’nun Türkiye İlerleme Raporu’ndaki bazı eleştirileri haklı, bazılarını ise haksız bulduğunu söyleyerek, Milli Güvenlik dersleri için "Subayların işini gücünü bırakarak, üniformaları ile liselerimize gelip o dersi vermesini gerçekten bir israf olarak görüyorum. Avrupa’da hiçbir ülkede üniformalı ordu mensuplarının liselere gidip çocuklara ders verdiği bir örnek yoktur" dedi. 

Kanal 7’de Başkent Kulisi programına katılan Bağış, AB Komisyonu’nun Türkiye İlerleme Raporu ve gündemdeki diğer konuları değerlendirdi.  

Bakan Bağış, rapordaki bazı eleştirileri haklı, bazılarını ise haksız bulduğunu, raporun bazı siyasi mülahazalarla çıktığını söyleyerek, "İlerleme Raporu, Ayeti Kerime değildir, kutsal bir metin hiç değildir" diye konuştu. 

Ana muhalefet partisinin bu raporu bir "karne" olarak değerlendirmesini kesinlikle kabul etmediğini belirten Bağış, "Bizim milletimize karne vermek kimsenin haddi değildir, bu onların bakış açısıdır. Ben kimsenin müfettişini kabul edemem" dedi. Bağış, bu raporun 14 yıldır çıktığını, eskiye kıyasla Türkiye’nin artık çok farklı bir dönemde olduğunu ifade ederek, Türkiye’nin reform sürecinin devam ettiği hususuna raporda da yer verildiğini kaydetti.

Bağış, raporda konu edilen yargının yavaş işlemesinden kendilerinin de rahatsız olduğunu söyleyerek, bunu aşmak için çalışmaların sürdüğünü, bu çalışmaların ve önlemlerin neticesinin yavaş yavaş alınmaya başlandığını belirtti. Rapordaki azınlıklarla ilgili bölümlerin de kendisini rahatsız ettiğini aktaran Bağış, bu konuda yapılan bütün çalışmaların, atılan adımların övüldüğünü, ancak en sonunda "Türk hükümetinin azınlıklara tavrı sınırlayıcı olmuştur" denildiğini, bu ifadenin metnin ruhuna aykırı olduğunu kaydetti. 

Rapordaki, ordunun siyasetten çekilmesi konusu ile ilgili bölümler hakkındaki soru üzerine Bağış, rapordaki eleştirilerin bir bölümüne kendisinin de katıldığını belirterek, şöyle konuştu: 

"Türkiye’de Milli Güvenlik derslerine tarih öğretmenlerimiz varken, o konuda ders verebilecek birçok sivil öğretmenimiz varken, askeriyenin ülkeyi korumakla görevli subaylarının işini gücünü bırakarak, üniformaları ile liselerimize gelip o dersi vermesini gerçekten bir israf olarak görüyorum. 

Avrupa’da hiçbir ülkede üniformalı ordu mensuplarının liselere gidip çocuklara ders verdiği bir örnek yoktur." 

Bakan Bağış, bu uygulamanın hem yanlış, hem de kaynak israfı olduğunu belirterek, ders veren subayların ülkenin savunmasında, terörle mücadelede ya da başka görevlerde değerlendirilmesinin daha uygun olduğunu kaydetti. Bağış, subayların bir kısmının ihtiyaç olması durumunda derse girecek tarih öğretmenlerine kurslar verebileceğini söyleyerek, "Okullarımızdaki görüntünün sivil olması gerekir" diye konuştu. 

Bu konudaki eleştirileri haklı bulduğunu, bunun için dün Kızılcahamam’da Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’den bu konuda bir çalışma başlatmasını rica ettiğini söyleyen Bağış, bunun örneğinin Avrupa’da hiçbir ülkede bulunmadığını
kaydetti.

Rapordaki "KCK’dan gözaltına alınanların sayısı 2 bini aşmıştır" ifadesinin de kendisini rahatsız ettiğini aktaran Bağış, doğru sayının 605 kişi olduğunu, bundan "Türkiye’deki bazı odakların Brüksel’e gidip yanlış bilgilerle kendini acındırdığının anlaşıldığını" kaydetti. Bağış, KCK’nın yasa dışı bir yapılanma olduğunu söyleyerek, seçilmiş olmanın ya da belediye başkanı olmanın insanlara suç işleme özgürlüğü vermediğini bildirdi.

CHP’nin raporla ilgili kendisine yönelttiği eleştirilerin anımsatılmasına karşılık da Bağış, son dönemde sık sık çeşitli Avrupa ülkelerine gittiğini belirterek, CHP’lilerin eleştirmiş olmak için eleştirdiğini belirtti.

Bakan Bağış, Kıbrıs ile ilgili bölümleri de değerlendirerek, AB’nin kendi sözlerini tutmazken Türkiye’den limanlarını açmasını beklediğini, bunun ancak sözler tutulunca mümkün olabileceğini kaydetti. Bağış, daha sonra şunları söyledi:

"Sanki Adanın etrafındaki doğal kaynaklar gazozmuş da, gazı kaçacakmış gibi, işleri güçleri yokmuş gibi, sırf provokasyon olsun diye Akdeniz’in tabanında delikler açmaya başladılar. Bunu da Türkiye ile başka dertleri olan İsrail ile yapıyorlar. Kıbrıs Rum kesimi artık İsrail’in Truva atı olmaya soyundu."