Star yazarı Halime Kökçe, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın başbakanlık görevini üstlendiği dönemdeki ilk Başbakanlık Müsteşarı olan ve daha sonra Milli Eğitim ile Çalışma bakanlıkları görevini üstlenen Ömer Dinçer'e "Ak Parti'nin adalet yürüyüşüyle imtihanı" başlıklı yazısı nedeniyle tepki gösterdi. Kökçe, "Okuyunca şaştım kaldım doğrusu" dedi.
Dinçer, Habertürk'te yayımlanan yazısında AKP yönetiminin, CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklanması sonrası başlatılan "adalet yürüyüşü"ne karşı tavrını eleştirmiş; '28 Şubat' hatırlatması yaparak "O gün darbe yanında durarak 'insan hak ve özgürlüklerini' ihlal eden parti 'Adalet' diye yürüyor; o günün 'Demokrasi' diyerek yürüyen mağdurları ise devletten ve 'güvenlikten' yana duruyor" ifadesini kullanmıştı.
Dinçer, yazısının devamında şunları kaydetmişti:
"Bu yolları teröristler yürüsün diye yapmadık' demek veya Kılıçdaroğlu’nun kalacağı yere tezek dökmek gibi densizlikleri AK Parti adına genelleştirmeyi hiç düşünmesem bile Cumhurbaşkanı’nın, hükümet üyelerinin ve parti sözcülerinin demeçleri, rakibin stratejisine uygun seviyede davranmak yerine, genel bir hafife alma ve suçlama tavrı içinde olunduğunu açıkça ortaya koyuyor. Anlaşılan, AK Parti yöneticileri olayı 'kişi' ve 'parti' eylemi olarak görüyor ve sadece onlarla sınırlandırıyor."
Halime Kökçe'nin "El ele tutuşma eylemiyle FETÖ'ye destek yürüyüşünü bir tutanlar..." başlığıyla yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:
En ağırı ise mezkur yürüyüşün 28 Şubat'taki milyonlarca kadının hayatını etkileyen başörtüsü yasağına karşı bizzat mağdurlarının; okullarından atılanların, işlerinden olanların el ele tutuşma eylemiyle bir tutulması.
Eski MEB Bakanı Ömer Dinçer'in "Ak Parti'nin adalet yürüyüşüyle imtihanı" başlıklı yazısını okuyunca şaştım kaldım doğrusu.
"28 Şubat'tan beter günlerdeyiz" diyen FETÖ'cülerle aynı cümleleri kurmaya sebep ne?
Şu yürüyüşe eşlik edenlerin hangisini; hemcinsleriyle fırsat eşitliği, eğitim, meslek sahibi olma, çalışma ve gelecek kurma hakkı elinden alınan kızlarla bir tuttunuz?
Türkiye'yi savaş suçlusu göstermek için kurgulanmış MİT TIR'ları casusluk davasından tutuklu Berberoğlu'nu mu? 15 Temmuz'da halkın üstüne kurşun sıkan, 249 insanımızı katleden hainleri mi? Yoksa Kürtlerin geleceğini hendeklere gömmeye kalkan, binlerce polis ve askeri, yüzlerce sivili katleden PKK'ya tüm bu eylemlerinde yardım eden HDP'lileri mi bir tuttunuz 28 Şubat'ta başörtüsü yasağına karşı el ele tutuşan kızlarla?