Star yazarı Ahmet Kekeç, ''Ekmeleddin İhsanoğlu bir paralel proje ise, onun seçen baş paralelci Devlet Bahçeli'dir" sözleri sebebiyle MHP'den ihraç edilen Meral Akşener'e "Suçüstü yakalandığınız için mi susuyorsunuz?" diye sordu. Kekeç, 15 Temmuz darbe girişimiyle birlikte, bazı “ittifaklar”ın deşifre olduğunu mu düşünüyorlar? Bu mu? İyi de, bize “küfür” olarak dönen yazılarımızda biz de bu ittifakı işaret ediyorduk, MHP’deki kongre girişimlerinin bir 'FETÖ organizasyonu' olduğunu anlatmaya çalışıyorduk. Suçüstü yakalanmış olmanın getirdiği bir suskunluk mu bu?" dedi.
Ahmet Kekeç'in Star gazetesinin bugünkü nüshasında yayımlanan 'Suçüstü yakalandığınız için mi susuyorsunuz?' başlıklı yazısı şöyle:
Biricik vasfı patronuna tetikçilik yapmak olan terbiye özürlü bir zat, aylarca “Asena Meral” pazarlamacılığı yaptı. Durup durup coştuğu için, coşkuya kapılıp, işi “Asena Meral’in topuk sesleri”ne kadar vardırdı.
Bu adamlar böyledir...
Kimi yüceltmişlerse, bilin ki ilk fırsatta tepe üstü indireceklerdir.
Bir zamanlar “Leydi’nin topuk sesleri” diye Tansu Çiller güzellemeleri yapıyorlardı.
İlk sattıkları kişi, Tansu Çiller oldu.
Hırsızlığa gider gibi, kapıdan bacadan muhabirlerini indirip, gizlice mayolu fotoğraflarını çektiler. “Bu yaptığımız röntgenciliktir. Bir tür sapıklıktır. Hatta ahlaksızlıktır...” demeden, o fotoğrafları birinci sayfalarında çarşaf çarşaf yayınladılar.
Bununla da yetinmediler, 28 Şubat’ta, “Leydi”nin Başbakanlığındaki hükümeti düşürmek için ellerinden gelen her melaneti sergilediler.
Bu tarifeyi, Meral Akşener’e de uygulayacaklardı elbette...
Hayır, evine paparazzi yollamadılar, mayolu fotoğraflarının peşine düşmediler ama ademe mahkûm ettiler. Yani unuttular. Bugün ismini dahi anmıyorlar.
O tetikçi bozuntusu az mı piarını yapmıştı!
Öyle ki, “Asena’nın genel başkan olması niçin rahatsız ediyor sizi? Nedir bu Devlet Bahçeli sevginiz?” diye sağa sola sallamaya bile başlamıştı.
Soru, tersinden onlar için de geçerliydi oysa.
Devlet Bahçeli’nin kendi partisine sahip çıkması, paralel hâkimler tarafından verilmiş uyduruk kongre kararlarına direnmesi ve nihayetinde partisinin FETÖ’nün stepnesi haline getirilmesine itiraz etmesi niçin rahatsız ediyordu onları?
Dahası, neydi bu Meral Akşener sevgileri?
Bugün ağızlarını bile açmıyorlar...
Neden?
Ne değişti, Meral Akşener’de hangi olumsuzlukları gördüler, hangi konularda “eksiklik” tespit ettiler, hangi kötü elektriği aldılar, piar faaliyetinden vazgeçtiler?
Meral Akşener, aynı Meral Akşener...
İddiaları, aynı iddialar...
Üstelik, partisi tarafından ihraç edildi. Bir de “mağdur” oldu. Daha çok sahip çıkmaları, bu mağduriyeti dile getirmeleri, “Asena’ya haksızlık” diye ortalığı yıkmaları gerekmiyor mu?
Hiç olur mu?
İki dakikada sattılar.
Üstelik bir de tüy diktiler, “hatalarını” sıralamaya başladılar. Biricik vasfı patronuna tetikçilik yapmak olan terbiye özürlü zat, geçenlerde “Meral Akşener’in hataları...” diye atıp tutuyordu.
Bakıyoruz, “Neymiş Meral Akşener’in hataları?” diye.
Muhalifleri (ve tabii Devlet Bahçeli’nin yakınları) vaktiyle hangi kalemlerde itiraz yöneltmişe, onları sıralıyor, “İşte bu konularda hata yaptı” diyor. Utanmaz adam!
Meral Akşener’i satanlar, sadece bu arkadaşlar değil...
Bir önceki hükümetin resmi destekçisi olarak yayın hayatına giren “yandaş” gazetenin yazarları da “satış” kuyruğuna girdiler
Meral Akşener’e itiraz yöneltenlere, “Size ne MHP’deki kongreden? Meral Akşener’in genel başkan seçilecek olması sizi neden rahatsız ediyor?” diye veryansın ediyorlardı
Bu soru, yine tersinden, onlar için de geçerliydi.
Onlardaki Meral Akşener sevgisi de neyin nesiydi? Neden Devlet Bahçeli’ye karşı bu kadar öfkeliydiler? Ne tür bir çıkar birliğiydi onları bu pozisyona iten?
Hadi Bahçeli yönetimi kötüydü, Akşener gelecek bütün dertler bitecekti...
Şimdi neden susuyorlar?
Neden Asena’larına sahip çıkmıyorlar?
Bu tutum değişikliğini nasıl izah ediyorlar?
15 Temmuz darbe girişimiyle birlikte, bazı “ittifaklar”ın deşifre olduğunu mu düşünüyorlar?
Bu mu?
İyi de, bize “küfür” olarak dönen yazılarımızda biz de bu ittifakı işaret ediyorduk, MHP’deki kongre girişimlerinin bir “FETÖ organizasyonu” olduğunu anlatmaya çalışıyorduk.
Suçüstü yakalanmış olmanın getirdiği bir suskunluk mu bu?