Medya

Star yazarı: Bahçeli'yi de Erdoğan kadar korumak zorundayız

"AKP'liler ve Erdoğan’dan ricam, aranızda siyasi tartışma yaşasanız da Bahçeli’yi asla incitmeyin"

17 Ekim 2016 12:37

Star yazarı Ardan Zentürk, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "AKP bir anayasa hazırlığı varsa, mutabık kalınan diğer maddelerle birlikte TBMM'ye getirmelidir. Vekiller vicdanlarıyla oy kullanacaklardır. Bu anayasa değişiklik teklifi ya 367'yi aşarak kanunlaşacak, ya da 330'un üzerinde kalarak referanduma sunulacaktır. MHP her karara saygılıdır" çıkışıyla ilgili olarak "Devlet Bahçeli’yi en az Recep Tayyip Erdoğan kadar önemle korumak zorundayız, çünkü, emperyalizmin oyunlarını bozan bu siyasi aktöre Türkiye’nin ihtiyacı var" dedi.

"O, 7 Haziran 2015 seçimi öncesinde yaşanılan ve HDP’yi, CHP ile birlikte bu ülkenin iktidar koltuğuna taşıma telaşı yaşayan emperyalist stratejiyi fark edip daha seçim sonuçları açıklandığı anda 'erken seçimi' ülkeye dayatan liderdir" diyen Zentürk "O, hükümete,  terörle mücadelesinde 'milletin duası ve bizim desteğimiz arkanızdadır' diyen liderdir. AK Partililer ve Erdoğan’dan ricam, aranızda siyasi tartışma yaşasanız da Bahçeli’yi asla incitmeyin. O, milletine karşı görevini yapan bir adam" ifadesini kullandı.

Ardan Zentürk'ün "Bahçeli'yi Erdoğan kadar korumak zorundayız" başlığıyla yayımlanan (17 Ekim 2016) yazısı şöyle:

İki farklı ama, sonucu itibariyle “Türkiye’nin bekası” açısından önemli, aynı rotada birleşen siyasi davranışla karşı karşıyayız... Cumhurbaşkanı Erdoğan ve onu, hiç bir krizde yalnız bırakmayan yakın siyasi kadrosu (burada tek tek isim de yazarım ama siyasetin o labirentinde tartışma açmak istemiyorum, her krizde ortada pek görünmeyenleri de ayrı bir defterde tuttuğumu belirteyim) “direniş/ taviz vermeden kararlı yürüme” stratejisi ile emperyalist saldırıları püskürtme becerisini gösteriyorlar...

MHP lideri Devlet Bahçeli ve yüksek disipline sahip partisinin kamuoyunda fazla dillendirilmeyen, aksine, siyaseti “dış güdümlü” yürütmeye çalışan çevrelerden ağır eleştiri de alan önemli bir özellikleri var: Emperyalizmin oyununu bozuyorlar!..

“Sinerji” günümüzün tılsımlı kelimelerinden biri... İki farklı gücün kendiliğinden ortaklaşmasından doğan üst bir gücü tarif ediyor... AK Parti ile MHP’nin, FETÖ/PKK/DAEŞ terör örgütleriyle yürütülen mücadele ve ülkeye dönük (15 Temmuz’la sembolleşen) emperyalist saldırıya “kendiliğinden kurulan ortaklıkla” karşı durması siyaset tarihimiz açısından önemli bir dönüm noktasını oluşturuyor...

Emperyalist sözcüsü Böke’nin iftirası...

AK Parti kadroları emperyalist saldırıya, arkalarındaki yüksek halk desteğiyle direniyor, sıkıştıkları anda, MHP devreye giriyor... Bu beka mücadelemiz için önemlidir.

CHP’’li  Selin Sayek Böke’nin, Bahçeli’yi “Saray’ın yedek lastiği” olarak nitelemesindeki yüksek öfke tonu bundan kaynaklanıyor...

Aslında, dünya siyasetinin normal dengelerinde anti-emperyalist mücadele, “sol partilerin” omuzlarında yükselir, Türkiye’de “sağ” tanınan iki parti, AK Parti ve MHP, Türkiye Cumhuriyeti’nin “anti-emperyalist beka savaşı”nda “siyasi sinerji”yi başarıyla oluştururken, “sol” olduklarını söyleyen  CHP ve HDP’nin “emperyalizmin operasyonel partileri” konumuna sürüklenmesi dikkat çekicidir...(Ne diyordu Şafak Pavey, Selahattin Demirtaş’a: Birlikte iyi salladık! Devamındaki barikat savaşlarında ölen onca insan karşısında utanmadın mı?) 

HDP ‘ninki normaldir,  çünkü bu adamlar, sırtlarını Kandil’e dayayıp emperyalistle işbirliği kovalıyorlar. Devamı PKK’nın Amerikan bayrağı altında savaşmasıdır.

Ama CHP, Gazi Mustafa Kemal’in kurduğu partidir, cumhuriyetin kurucu partisi olarak siyasetteki yerini almakta, Gazi’nin hassasiyetlerini taşıyan kitlelerin desteğiyle ana muhalefet partisi konumunda bulunmaktadır...

Oysa, CHP, Gazi’nin gazetesi Cumhuriyet, Can Dündar yönetiminde bir FETÖ yayın organı nasıl olduysa, bugün öyle bir görüntü sergilemektedir.

Hazin...

Mustafa Kemal’in, “bağımsızlık benim karakterimdir” sözü, Erdoğan-Bahçeli hattında siyasi bedene kavuşurken, kurduğu parti olarak CHP’nin emperyalizmin Türkiye’deki bekçisi konumuna düşürülmesi ise düşündürücüdür...

Kılıçdaroğlu hangi mahfelden emir alıyor?

Osmanlı’nın yıkım küllerinden onurumuzla yaşayacağımız bir devleti inşa etmiş Atatürk’ün mirasına sahip çıkan benim gibi insanların asla tahammül edemeyeceği bir durumla karşılaşmış durumdayız...

Kemal Kılıçdaroğlu’nun Yenikapı’ya iğreti geldiği belli oldu, önemli olan, siyasetini “hangi mahfellerin talepleri doğrultusunda” yaptığının ortaya çıkarılmasıdır... Bu sorunun yanıtı, öncelikle CHP’ye oy veren vatansever, ülkesine bağlı, bağımsızlıkçı, anti-emperyalist insanlar için önemlidir.

Gazi’nin partisi, Amerikan emperyalizminin içimizdeki hain şebekesinin yanında yer alamaz, bu, siyasetin tabiatına aykırıdır!..

“Mağduriyet edebiyatını” elimin tersiyle silip atıyorum!..

Mağdur olan bu memleketin 80 milyon vatan evladıdır ve 15 Temmuz’un  sorumlularının peşini bu devlet bırakırsa, bilin,  hakkımı helal etmem!..

AK Parti’ye Bahçeli uyarısı...

Devlet Bahçeli’yi en az Recep Tayyip Erdoğan kadar önemle korumak zorundayız, çünkü, emperyalizmin oyunlarını bozan bu siyasi aktöre Türkiye’nin ihtiyacı var...

O, 7 Haziran 2015 seçimi öncesinde yaşanılan ve HDP’yi, CHP ile birlikte bu ülkenin iktidar koltuğuna taşıma telaşı yaşayan emperyalist stratejiyi fark edip daha seçim sonuçları açıklandığı anda “erken seçimi” ülkeye dayatan liderdir...

O, darbe sevdalılarına geçit olmadığını “önce bizim cesedimizi çiğnersiniz” diye seslenen liderdir...

O, hükümete,  terörle mücadelesinde “milletin duası ve bizim desteğimiz arkanızdadır” diyen liderdir...

AK Partililer ve Erdoğan’dan ricam, aranızda siyasi tartışma yaşasanız da (demokraside normaldir, hatta gereklidir) Bahçeli’yi asla incitmeyin...

O, milletine karşı görevini yapan bir adam...