Gündem
Deutsche Welle

ST: Ortadoğu'da asıl cephe Filistinliler arasında

Alman basınındaki yorumlarda, Gazze'de yaşanan şiddet olayları, Rusya ile Batı arasındaki Skripal krizi ve Almanya'daki İslam tartışmaları öne çıkıyor.

03 Nisan 2018 02:52

Gazze'de Cuma günü Filistinlilerin Toprak Günü dolayısıyla düzenlediği gösterilere İsrail'in müdahalesi sonucu en az 18 Filistinli'nin hayatını kaybetmesi üzerine bölgede şiddetin artmasından kaygı duyuluyor. Straubinger Tagblatt gazesinde konuya ilişkin şu satırlar yer alıyor:

"Cuma günü olduğu gibi yaşanan şiddet olayları, radikal kesimi daha da körükleyecek. Öfke ve çaresizlik artacak, daha fazla Filistinli İsrail'e karşı şiddet kullanarak mücadele etmeye hazır olacak. Ve tarafları durduracak kimse yok. Türkiye'den Recep Tayyip Erdoğan yangına körükle gidiyor. Avrupa Birliği'nin diplomatik açıdan önemi yok. Büyükelçiliğini Kudüs’e taşımayı planlayan ABD'nin ise arabuluculuğu söz konusu olmaktan çıkıyor. Gerilimin giderek tırmandığı bölge için durum umutsuz görünüyor.”

Neue Osnabrücker Zeitung da aynı konuyu ele alıyor:

"Gazze Şeridi anlaşmazlığında en önemli cephe İsrail ile Filistin bölgeleri arasında değil. En önemli cephe Türkiye ile İsrail arasında da değil. Her ne kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail Başbakanı Netanyahu'yu ‘terörist' olarak nitelendirse ve Netanyahu bu suçlamaya karşılık olarak Türkiye'nin sivil halka yönelik bir savaş yürüttüğünü söylese de. Hayır, en önemli cephe Gazze Şeridi'nde, radikal İslamcı Hamas ile Ramallah'ta hiçbir planı olmayan Özerk Yönetim Başkanı Abbas hükümeti arasında bulunuyor. Filistinliler arasında bir uzlaşmaya varılmadan, halk için yaşamsal öneme sahip olan İsrail veya Mısır'da çalışma izinlerinin alınması mümkün değil; bu komşu ülkeler anlaşılır bir şekilde ülkeye terörün gelmesini istemiyor. Filistinliler kendi aralarında uzlaşma sağlayamazsa, tutsak olarak kalacaklar. Gazze Şeridi de onların hapishanesi olacak.”

Eski çifte ajan Skripal ve kızına sinir gazı ile düzenlenen saldırının ardından Rusya ile Batı ülkeleri arasındaki gerilim sürüyor. Münih'te yayımlanan Süddeutsche Zeitung'da konuya ilişkin şu satırlar dikkati çekiyor.

"Batı ile Rusya arasında artık söz konusu olan sinir gazı ile düzenlediği iddia edilen saldırının ayrıntıları değil. Kırım’ın ilhak edilmesinden ABD seçimlerinde muhtemelen belirleyici rol oynayan yönlendirmelere kadar uzun süredir devam eden müdahaleler ve tahrip edici manipülasyonlar şunu gösterdi: Burada söz konusu olan sisteme yönelik ciddiye alınması gereken bir saldırı. Devlet Başkanı Vladimir Putin, muhtemelen yıkımın boyutlarını hafife aldı.”

Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer'in Mart ayı ortasında verdiği mülakatta "İslam Almanya'ya ait değildir” sözlerine ilişkin tartışma sürüyor. Rhein-Zeitung'daki yorumda Almanya'daki İslam tartışması ele alınıyor.

"İslam’a ilişkin tartışmada sinir bozucu olan, oldukça anlamsız bir şekilde yürütülmesi ve sadece aptalca tek bir cümleye indirgenmiş olması. Horst Seehofer gibi bir siyasetçi “İslam Almanya’ya ait değil” cümlesiyle aslında ne söylemek istiyor? Almanya'da İslam’ın şartları artık yerine getirilmemeli mi? Din dersinde İslam yer almamalı mı? Camilerin kapatılması mı gerekiyor? Müslümanlar sınır dışı mı edilmeli? Başka sözcüklerle de ifade edilebilir: Horst Seehofer ve partisi Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) Almanya’daki iç barışı tehdit ediyor, Müslümanların uyumunu zorlaştırıyor ve böylelikle giderek artan güvensizlik ve tehlike yaratıyor. Aslında yeni içişleri bakanının görevi bunun tam tersi olsa gerek.”

JD,BK

© Deutsche Welle Türkçe

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle