Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, kendi telefonlarının, bulunduğu ortamların dinlendiğini söyledi
Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan röportajda; Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, kendi telefonlarının da dinlendiğini tahmin ettiğini belirterek “Biliyorum, bütün telefonlarımın, bulunduğum ortamların dinlenmiş olması ne yazık ki artık sıradan olay haline gelmiştir” dedi.
Hükümette “kabine depremi” olduğunu, Başbakan’ın “as oyuncularını” sahaya sürdüğünü dile getiren Kurtulmuş, hükümet için “maçın kritik dakikalarının” başladığını söyledi. Hükümetin dış politikada “sıfır sonuç” elde ettiğini anlatan Kurtulmuş, ekonomide de “Türkiye’de tezgâhın dağıldığını” vurguladı.
SP Genel Başkanı Kurtulmuş’a yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:
- Yerel seçimlerde önemli bir çıkış yakaladınız. Bu sonucu neye bağlıyorsunuz? Hangi partilerden oy aldınız?
- SP 26 Ekim 2008’de bir kongre yaptı. O kongreyle birlikte ben göreve geldim. Hemen arkasından bizim SP’nin yeni yönetimiyle, izlediğimiz yeni siyaset anlayışı, kullandığımız üslup, içerik ve kampanya sırasında ortaya koyduğumuz “Fark var” sloganıyla siyasi duruş ve muhteva çok geniş kesimlerin ilgisini çekmeye başladı. Belki 40 yıllık Milli Görüş hareketi içerisinde ilk sefer toplumun geniş kesimleri önyargısız bir şekilde bizi dinledi. Tahmin ediyorum bu siyaset yapma tarzı üslubu da milletimiz tarafından benimsendi. Millet bir işaret fişeği attı. Bu seçimde tohum ektik, ben önümüzdeki seçimde hasadı toplayacağımızı düşünüyorum. SP son yerel seçimde 5.2 oranında oy aldı. Ben bütün partilerden oy aldığımızı düşünüyorum. Hatta siyasete ilgisiz olan kesimlerden de oy aldığımızı düşünüyorum. Zaten ciddi kamuoyu şirketlerinin yaptığı seçim sonrası analizlerinde de SP’ye oy verenlerin yüzde 70’i hayatlarında ilk kez SP’ye oy veriyorlar. Oyumuzu 820 binden 2 milyon 61 bine çıkarmışız. Demek ki 1.5 milyon kişi ilk sefer bize oy veriyor.
‘Adalet Bakanı’nın demeci talihsizliktir’
- Son dönemde gündemde olan bir konu da telefon dinlemeleri. Siz de telefonlarınızın dinlendiği konusunda bir endişe duyuyor musunuz?
- Hiçbir endişe duymuyorum. Biliyorum, bütün telefonlarımın, bulunduğum ortamların dinlenmiş olması ne yazık ki artık sıradan olay haline gelmiştir. Böyle bir şey olabilir. Yani bunu normal karşılıyorum manasında söylemiyorum, yani böyle olmuş olmasını tahmin ediyorum. Ama tabii esas üzerinde konuşulması gereken, nasıl faili meçhul bir insanlık suçuysa, bir insanın mahremine girerek onun telefonunu, evini, arabasını dinlemek de insanlık suçudur. Bu millet hiçbir kamu görevlisine, hiç kimsenin evini, arabasını, işyerini, çalışma ofisini, efendim telefonlarını dinleme hakkını vermiyor. Varsa ihtiyacın, gidersin mahkemeden alırsın dinleme yetkisini ve insanları yasal kayıtlar altına alarak dinlersin. Bu bir antidemokratik yapılanmanın tezahürüdür. Böyle bir devlet yapısı, bir polis devleti yapılanmasının sonucudur. Böyle bir atmosfer insanları ancak bir korku cumhuriyeti içerisine götürür. Ama çok ilginci bu işlerle ilgili sorumlu mevkide bulunan insanların, örneğin eski Adalet Bakanı’nın “Evet Türkiye’de 70 küsur bin kişi dinleniyor” gibi bir demeç vermesini de gerçekten Türkiye siyaseti adına çok büyük bir talihsizlik olarak karşıladım.