Sözcü yazarı Emin Çölaşan, doların değer kazandığı için Türk Lirası'nın düştüğü kanısının aksine Türk Lirası'nın değer kaybettiğini yazdı. Yazar, TL'nin değer kaybetmesini ABD ile yaşanan Rahip Brunson krizinin tetiklediğini ancak, esas nedenin Türk ekonomisinin çökmesi olduğuna dikkati çekti.
"Düş dolar düş, lütfen düş!"
Kriz, “Yastık altındakileri çıkarın, altınları ve dövizleri bozdurun' edebiyatı ile çözümlenmez" diyen Çölaşan, "Döviz artışları Türk şirketlerinin dış borçlarını sadece şu son bir hafta içerisinde 122 milyar lira (eski parayla katrilyon lira) artırdı.Törkiş lira son 10 yılda dolar karşısında tam yüzde 252 değer yitirdi. Hiç dilemem ama bir sabah büyük bombalarla (!) uyanabiliriz… Şimdi umudumuz dolarda! Düş dolar düş, lütfen düş!..Yastık altından çık, yerli ve milli ol" diye yazdı.
Türk Lirası'nın değer kaybetmesini köşesine taşıyan yazar, "Kurtar bizi dolar, kurtar bizi!" başlığıyla yayımlanan yazısında Türkiye'nin tavrı ve yaşanacakları yorumladı. Çölaşan'ın yazısı şöyle:
"Sevgili okurlarım, Türkiye'de bazı kesimlerde yerleşik bir kanı var…
“Dolar bütün dünyada değer kazandığı için bizim Törkiş lira düşüyor!”
Oysa hiç ilgisi yok.
Günümüzün korkutucu kur rakamlarının tek nedeni, bizim paramız acayip bir biçimde değer yitiriyor.
Döviz fiyatları işte bu yüzden zıpladı ve bu zıplama daha uzun süre devam edecek.
Bunun bir miktarını rahip Brunson olayı tetiklemiş olabilir ama esas neden, Türk ekonomisi çöküyor.
Ekonomi çöktükçe, daha da kötüye gittikçe, bu süreçten payına düşeni herkes, bütün kesimler alıyor ve alacak.
Size çok basit, yüz binlerce aileyi ilgilendiren bir örnek vereyim. Ankara'dan bir bayan okurum yazıyor;
“Emekli memurum. Maaşım dışında bir gelirim yok. Annem yatalak hasta. Ona bakması için bir Gürcü kadın tutmuştuk. 400 dolara anlaştık. O sırada doların fiyatı yaklaşık 3.5 lira idi. Zor da olsa ödüyordum. Şimdi dolar korkunç bir artışa geçti. Kadına yol versem, anneme kim bakacak? Çalışmaya devam etse, emekli maaşımla bu parayı daha fazla ödemem mümkün değil. Ne yapayım, bana akıl verin.”
Milyonlarca insanımız dövizdeki bu yükselişler nedeniyle büyük sıkıntı çekerken, bazıları batıyor.
Ekonomi ile birlikte insanlarımız da parasal açıdan can çekişiyor.
Biz Türkiye olarak bunları yaşarken birileri ortaya çıkıp ciddi ciddi nutuklar atıyor!
“Altınlarınızı bozdurun, dövizlerinizi bozdurun. Sorunu yerli ve milli bir çözümle halledelim!..”
Yukarıda sözünü ettiğim okurum, mektubunda buna da yanıt vermiş:
“Ne altınım var ne de dövizim. Yerli ve milli olamıyorum! Bana annem için harcayacağım miktarda dolar lâzım. Çare olur mu bilmem ama, olacaksa papazı bıraksınlar da doları düşürsünler.”
Bu yazıyı dün öğlen saatlerinde, 14.30 dolaylarında yazıyorum.
Dolar 5.32, Euro 6.17.
Ülkeyi yönetenler çaresiz, olanları seyretmekle yetiniyor.
Rakamlar giderek tırmanıyor.
Tam dokuz yıl önce bugün bir dolar 1.50 lira idi.
Bundan tam bir yıl önce bugün, 8 Ağustos 2017 günü doların fiyatı 3.53 idi.
Paramızın durumunu, nasıl düşüşe geçtiğini bu rakamlardan çıkarabilirsiniz.
Törkiş lira son 10 yılda dolar karşısında tam yüzde 252 değer yitirdi.
Dünyada bunun ikinci bir örneği var mı?
Yok!
Belki bazı ilkel Afrika ülkeleri, Latin Amerika ülkeleri olabilir.
Türkçemizde güzel bir dörtlük vardır:
“Hasan dağı arpalıktır eğer saban yürürse.
Her dereye bir değirmen eğer suyu gelirse.
Her kümesten bir tavuk eğer köylü verirse.
Güzel gidiş bu gidiş eğer sonu gelirse.”
Tam da bu durumdayız!
Sevgili okurlarım, bu kriz öyle “Yastık altındakileri çıkarın, altınları ve dövizleri bozdurun” edebiyatı ile çözümlenmez.
“Yerli ve milli olalım” çağrılarıyla hiç bitmez.
Bunlar ekonomide hiçbir geçerliği olmayan fasa fiso lâflardır.
Şimdi şu işin sonuçlarına bakalım:
-Enflasyon artışı sürecek. Nitekim iktidar da bunu kabul ediyor.
-İşsizlik zaten patladı, daha da patlayacak.
-Dış borçlar dayanılmaz boyutlarda. Yeni borçlar aranacak ama yüksek faizlerle. Durum daha da kötüye gidecek. O borçları kim nasıl ödeyecek?
-Konut sektörü zaten çöktü. Öteki sektörlerde de çöküşler başlayacak. Yeni iflaslar kapıda. Eli kulağında!
Unutmayalım, bu son döviz artışları Türk şirketlerinin dış borçlarını sadece şu son bir hafta içerisinde 122 milyar lira (eski parayla katrilyon lira) artırdı.
Bu borçların nasıl ödeneceğini devlet dahil hiç kimse bilmiyor.
İşte bu yüzden, elektrik ve doğalgazda olduğu gibi şimdi sadece zam yapmakla yetiniyorlar. Sonrası bilinmiyor!
Üstelik akaryakıt zamları kapıda.
Hiç dilemem ama bir sabah büyük bombalarla (!), hiç umulmayan en kötü haberlerle uyanabiliriz… Ve işte o zaman “Eyvah, ekonomi gerçekten çöktü” demeye başlarız.
Filler tepişiyor çimenler eziliyor.
Çaresiz emekli vatandaş, annesinin bakıcısı olan Gürcü kadına maaş ödeyemiyor.
İşsizler ortalıkta dolanıyor, yüzlerine bakan yok.
Şimdi umudumuz dolarda!
Düş dolar düş, lütfen düş!..
Yastık altından çık, yerli ve milli ol…
Çöküşe geçtik, bizi daha fazla zorlama!"