Sözcü yazarı Necati Doğru, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi'nde Volkan Bayer isimli araştırma görevlisinin silahlı saldırısı sonucu 4 meslektaşını öldürmesini ilişkin olarak bir yazı kaleme aldı. Doğru, "Paranoyak her ülkede var. Var ama paranoyak kişinin, öldüren haline gelmesi her ülkenin güncel şartlarından besleniyor" dedi.
Doğru, "Türkiye'nin şu anda içinde yaşadığı 'her önüne gelene çok kolayca FETÖ'cü damgası vurulması' Osmangazi Üniversitesi'ndeki akli dengesi bozuk akademisyeni 'sapıtma noktasına' getirmiş olabilir" ifadesini kullandı.
Bayer'in silahlı saldırısında Dekan Yardımcısı Mikail Yalçın, Fakülte Sekreteri Fatih Özmutlu, araştırma görevlisi Yasir Armağan ile öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Serdar Çağlak hayatını kaybetmişti.
Doğru'nun "Üniversitede cinayet: FETÖ mü bitmedi? Çamur atma mı?" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Çırpınan, kıvranan insanlarla dolu kareler: Yakınlarını yitirmişler, acı içinde ağlıyorlar. Allah onlara sabır versin. Üniversitede bir akademisyen, ruhsatlı tabancasıyla 4 akademisyenin canına kıydı.
Hayatımı mahvettiler.
Pişman değilim diyor.
Kendisine şifreli (kripto) yani gizli FETÖ'cü denilmesini kaldıramamış. Ama kendisi de üniversite içinde hemen herkesi “gizli FETÖcü” diye ihbar etmiş. Belli ki, paranoyası var. Akli dengesi yerinde değil. Cinayetin işlendiği Osmangazi Üniversitesi, “tıp fakültesi”ağırlıklı bir eğitim kurumudur. Bu üniversitenin ruh doktoru (psikiyatri) hocaları, paranoyası olan birinin cinayete kalkışmasını bilimsel yolla açıklayacaklardır. Paranoyak, kendini çok büyük bir tehlike içinde görür. Tehlikeden kurtulmak için bizzat kendisi ölümcül tehlike olur, saldırır, öldürür.
Sadece bize özgü değil.
Paranoyak her ülkede var.
* * *
Var ama paranoyak kişinin, öldüren haline gelmesi her ülkenin güncel şartlarından besleniyor. Türkiye'nin şu anda içinde yaşadığı “her önüne gelene çok kolayca FETÖ'cü damgası vurulması” Osmangazi Üniversitesi'ndeki akli dengesi bozuk akademisyeni “sapıtma noktasına” getirmiş olabilir.
Kendisi ihbarcı olmuş.
Herkese FETÖ'cü diyor.
“Sen de kriptosun” denilince.
Sapıtıyor.
Attığı çamur, geri dönmüş.
Kendisine yapışmış.
Tabancasına davranıyor.
Bu olayı serin kanlılıkla ve temiz vicdanla analiz etmeliyiz. Etmek zorundayız. Türkiye'de öyle bir ortam yaratıldı ki, “Temizle, temizle FETÖ bitmiyor” ortamına geldik, saplandık.
Acaba!
FETÖ'cülük mü bitmiyor?
Çamur atma mı bitmiyor?
* * *
Keloğlan hikayesindeki “Tükenmez şerbete”döndü. Şerbet küpünde azalma olunca Keloğlan, su ilave ediyor, şerbet dağıt dağıt bitmiyor.
Bu durumda mıyız?
Daha iki hafta önceydi. İktidar partisinin Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, “FETÖ borsası kuruldu, milyon dolarlar dönüyor”diyerek Cumhurbaşkanı'nı uyarma ihtiyacı duydu. Arkası gelmedi. Kim bu milyon dolarları veren FETÖ'cüler? Kim bu milyon dolarları alıp FETÖ'cüleri salıveren adalet adamları; savcılar ve hakimler? Hakimlere ya da savcılara milyon dolarları akıtanlar gerçekten FETÖ'cü işadamları mıydı, yoksa birileri onlara “FETÖ'cü çamuru atıp sonra da seni kurtarırım” diyen dolar sızdırıcı “şantajcı” tipler miydi? Milletvekili Şamil Tayyar'ın, “Gerçekten FETÖ'cü mü yoksa FETÖ damgası yemiş kişiler mi” farkını araştırıp toplumu aydınlatması beklenirdi.
* * *
Temizle, temizle bitmedi.
FETÖ mü bitmedi?
Çamur atma mı?
Paranoya nereden sapıtıyor?