Hazine ve Maliye Bakanlığı, gelire endeksli devlet iç borçlanma senedi ihraç edileceğini, talep toplama işleminin 15 Haziran'dan itibaren yapılacağını açıkladı. Sözcü yazarı Murat Muratoğlu, ekonomi yönetimini eleştirdiği bugünkü yazısında, “Şimdilik ne getirisi belli ne vadesi… Sahi o zaman neden alelacele böyle bir açıklama yapılıyor? Bir anda mı akıllarına geliyor? Yoksa doların fırlaması mı durdurulmaya çalışılıyor?” diye sordu.
Muratoğlu şunları kaydetti:
“Yeni bir Kur Korumalı Mevduat tarzı bir şey çıkartmayı denedi. Faize, “faiz” dememek için kırk takla attı. Faizsiz finans ile çözüm yolu aradı. Yok, kâr payı ödeyecekmişler yok parayı imana getirecekmişler. Boş işler… Enteresan değil mi? Yüzlerce yıldır günah olan faiz 1975 yılına gelindiğinde yeni bir formül eşliğinde İslam Kalkınma Bankası'nın da açılmasıyla hayata geçti. Adına da “kâr payı” denildi.
Fetva işi de güzel iş… Al fetvayı ne yapsan günah olmuyor. Kitap aynı kitap… Fetvayı veren artık nasıl okuyorsa, aldın mı fetvayı sorun kalmıyor! Kim kimi kimin adına yetkilendirmişse artık! Peki, faizin tanımı ne? Paranın zaman karşılığı kirası… Sistem aynı şekilde işliyor, ismi farklı… Bu tam o değil ama her daim “nas” geliyor onlar konuşunca aklıma… Mantık ne? Aynı! Faiz yerine vade farkı alınıyor. Satıcı çeşitli vadeler için fiyat farkı istiyor. Alıcı kabul edince para bağlanıyor. Anlaşma tamamlanıyor. Faiz yerine kâr payı veren fakat her ne hikmetse zarar etme olasılığı olmayan ve piyasa faiz oranlarının aynısını verip harama girmeyen kurumlara faizsiz finans kuruluşu deniliyor.
Türkiye ekonomisinin kurtuluşu da bu mantıkla aranıyor. Gelire endeksli senetler zarar etmesi mümkün olmayan bir kamu kurumuna endeksleniyor ve kupon ile anapara ödemeleri belirleniyor. Şimdilik ne getirisi belli ne vadesi… Sahi o zaman neden alelacele böyle bir açıklama yapılıyor? Bir anda mı akıllarına geliyor? Yoksa doların fırlaması mı durdurulmaya çalışılıyor?”
Yazının tamamını okumak için tıklayın.
TIKLAYIN - Gelire endeksli senet nedir, ekonomistler nasıl yorumluyor?