Sözcü yazarı Uğur Dündar, darbe girişimi planına ilişkin olarak, "FETÖ darbeyi 15 Temmuz gecesinde değil, 1 Kasım'da yapmayı planlamış. Ama iki kez öne çekmek zorunda kalmış" iddiasında bulundu.
İzmir Başsavcıvekili Okan Bato'nun, aralarında yüksek rütbelilerin de bulunduğu çok sayıda 'FETÖ'cü olduğu iddia edilen subayı gözaltına alacağı ihbarı üzerine tarih değişikliğine gidildiğini öne süren Dündar, şu iddiayı dile getirdi:
"Bu kararda, Ağustos ayındaki Yüksek Askeri Şura'da geniş çaplı FETÖ tasfiyesi yapılacağı yorumları da etkin olmuş.
Kalkışma için 1 Kasım'dan vazgeçilerek, “15-16 Temmuz gecesi sabah 03.00” belirlenmiş! Ancak askeri birliklerdeki hareketliliğin fark edilmesi ve Savcı Bato'nun gözaltı operasyonunu gece yarısı başlatabileceği korkusu, bu saati daha da öne aldırmış!.."
Dündar'ın Sözcü'de "FETÖ darbeyi 1 Kasım’da yapacaktı!.." başlığıyla yayımlanan (23 Kasım 2016) yazısı şöyle:
İzinli günlerimde boş durmadım, istihbarat ve yargı çevrelerindeki güvenilir kaynaklardan, ilk kez duyacağınız çok çarpıcı bilgiler edindim.
Tarafsız kalemler 15 Temmuz'u yazdıklarında ortaya çıkacağından hiç kuşku duymadığım bu tarihi bilgileri hemen paylaşayım:
FETÖ darbeyi 15 Temmuz gecesinde değil, 1 Kasım'da yapmayı planlamış. Ama iki kez öne çekmek zorunda kalmış!..
Evet yanlış okumadınız! Eğer her şey FETÖ'nün hesapladığı gibi yaşanmış olsa, kalkışma 1 Kasım gecesi sabaha karşı başlayacak ve büyük ihtimalle başarıyla sonuçlanacakmış!..
* * *
Peki neden telaşla öne çekilmiş?
Yakından tanıyanların anlattıklarına göre; hukuk kitaplarındaki savcı tanımının gerçek yaşamdaki örneklerinden biri olan İzmir Başsavcı Vekili Okan Bato'nun, aralarında yüksek rütbelilerin de bulunduğu çok sayıda FETÖ'cü subayı gözaltına alacağı duyulunca alelacele tarih değişikliğine gidilmiş!.. Bu kararda, Ağustos ayındaki Yüksek Askeri Şura'da geniş çaplı FETÖ tasfiyesi yapılacağı yorumları da etkin olmuş.
Kalkışma için 1 Kasım'dan vazgeçilerek,
“15-16 Temmuz gecesi sabah 03.00” belirlenmiş!
Ancak askeri birliklerdeki hareketliliğin fark edilmesi ve Savcı Bato'nun gözaltı operasyonunu gece yarısı başlatabileceği korkusu, bu saati daha da öne aldırmış!..
* * *
Yazımın başında Okan Bato'yu tanıyanların onun için “hukuk kitaplarında tanımı yapılan bir savcı örneği” dediklerinden söz ettim.
Yasaların savcısı ve hukukun üstünlüğünün yılmaz savunucularından olması nedeniyle, HSYK'nın FETÖ hakimiyetinde bulunduğu dönemde, o da “mim”lenen isimler arasındaymış! İzmir'deki Askeri Casusluk ve Fuhuş Davası kumpaslarına sahte delil hazırlayan, subayları fişleyen FETÖ'cü komutanların peşine düşünce, müfettiş takibatına uğramış. Ancak dosyalarını günlerce didik didik etmelerine karşın hiçbir yanlışını bulamayan müfettişler “Kalemine, yani yazı işleri kadrosuna hakim değil” diye yazarak, Bato'yu tanıyanları güldüren komik bir rapor düzenlemişler.
Ama o yılmamış, halen HSYK Başkan Vekili olan Mehmet Yılmaz ve Başmüfettiş Ali Rıza Karakan gibi değerli yargı mensuplarının da desteğiyle çalışmalarını sürdürmüş.
* * *
Genelkurmay Adli Müşavirliği'ne gönderdiği müzekkerelere cevap verilmemesi ve peşine düştüğü şüpheli komutanların toplu olarak rapor almaları üzerine, operasyonun düğmesine basmış.
Önce 7 Temmuz'da, aralarında iki amiral, altı muvazzaf subayın da bulunduğu 24 FETÖ şüphelisi hakkında gözaltı kararı çıkarmış. Bu kişilerin 8'i tutuklanırken 12'sinin yurt dışında bulundukları belirlenmiş.
* * *
15-16 Temmuz gecesi sabaha karşı yapmayı planladığı ikinci dalga operasyonda ise, Genelkurmay Adli Müşaviri Albay Muharrem Köse başta olmak üzere çok sayıda subay ve generali gözaltına almayı kararlaştırmış.
Bunun üzerine hainler, darbe girişimini gecenin ilk saatlerinde başlatmak zorunda kalmışlar.
* * *
Demem o ki,
1 Kasım olarak belirlenen kalkışmanın telaşla öne çekilmesini, cesur Savcı Okan Bato'nun azim dolu hukuk mücadelesi sağlamış.
Gelecek kuşaklar ondan “Dinci-faşist FETÖ'ye karşı Cumhuriyet, demokrasi ve hukuk mücadelesi veren kahraman savcı” olarak söz edecekler.
Yine o kuşaklar “İbret dersi çıkararak demokrasiye ve Cumhuriyet'in kuruluş felsefesine dört elle sarılması gerekenler ise, hainlerin girişimini, rejim değişikliği için fırsat olarak değerlendirmeye çalışmışlar” diyecekler.