Sözcü yazarı Zeynep Gürcanlı, Ankara'da "Irak Kürdistan" temsilciği açılacağını ileri sürdü. "Irak'ın kuzeyindeki Kürt siyasi partileri Ankara'da yıllar önce temsilcilikler açmışlardı. Irak Kürdistan Demokrat Partisi ve Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği'nin temsilcilikleri hala aktif" diyen Gürcanlı "Ancak ilk kez, bir siyasi parti değil, Irak'ın kuzeyindeki özerk yönetim temsilcilik açacak Türkiye'nin başkentinde. İlk açıklama, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Dış ilişkiler Sorumlusu Felah Mustafa'dan geldi. Mustafa, Irak Kürdistan temsilciliğinin Türkiye'nin başkentinde açılması için Ankara ve Erbil'in 'anlaştığını' söyledi" iddiasını aktardı.
Zeynep Gürcanlı'nın "Siyasal İslam’ın gerilemesi" başlığıyla yayımlanan (26 Aralık 2016) yazısı şöyle:
Ankara'ya “Kürdistan Temsilciliği” kuruluyor. Irak'ın kuzeyindeki Kürt siyasi partileri Ankara'da yıllar önce temsilcilikler açmışlardı. Irak Kürdistan Demokrat Partisi ve Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği'nin temsilcilikleri hala aktif. Ancak ilk kez, bir siyasi parti değil, Irak'ın kuzeyindeki özerk yönetim temsilcilik açacak Türkiye'nin başkentinde
Türkiye'de giderek artan Sünni temelli popülizme bakmayın; Dünyada değişen siyaset anlayışı, Türkiye'yi siyasal İslami söylemi bir yana bırakıp, laik olmaya zorluyor, zorlayacak. ABD'de 20 Ocak'ta göreve başlayacak olan yeni Başkan Donald Trump'ın önceliğinin “siyasal İslam'la mücadele” olacağının tüm işaretleri mevcut. O kadar ki, Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'un öldürülmesinin ardından yaptığı açıklamada Trump, Türkiye'deki “katil Nusra'cı mı, FETÖ'cü mü, başka bir örgüt mü” tartışmasıyla hiç ilgilenmediğini ortaya koydu; Yaptığı açıklamada Rus Büyükelçi'nin “Radikal İslamcı bir terörist” tarafından öldürüldüğünü söyleyiverdi. Keza; Trump'ın göreve atayacağı ekibin hemen hemen tümü siyasal İslam karşıtı görüşleriyle tanınan isimler. Aralarında açıkça Müslümanlar'a karşı nefret söylemine başvurmaktan çekinmeyenler bile var. Trump'un CIA'nın başına atayacağı Pompeo, Türkiye için “İslamcı diktatörlük” tabirini kullandı, Enerji Bakanlığı'na aday gösterdiği Perry, Türkiye yönetiminin İslamcı uygulamalarını çok sert ifadelerle eleştirdi, Ulusal Güvenlik Danışmanlığı'na atadığı Flynn siyasal İslam hareketini yerden yere vurdu. Dünyada, özellikle de Ortadoğu'da giderek etkinliğini arttıran Rusya'nın da yaklaşımı, Trump'dan pek farklı değil; Putin, siyasal İslam'ın yükseliş döneminde, başta Çeçenistan olmak üzere, ülkenin Müslüman nüfuslu kesimlerinde büyük sıkıntılar yaşamış bir ülkenin lideri. Siyasal İslam'ın etkinliğini artırmasının önce Rusya'yı vuracağının farkında. Dünya, bu iki liderin, Putin ve Trump'ın yakınlaşmasına/ortaklığına hazırlanıyor. Önümüzdeki yıllar, önce ABD'nin “yeşil kuşak” projesi, ardından da “Arap baharı” hamleleriyle güçlenen siyasal İslam'ın, gerileme dönemi olacak gibi görünüyor. Ve elbette Türkiye de bundan nasibini alacak. Hatta ilk işaretler gelmeye başladı bile; n Gazze konusundaki popülist çıkışlar bugünlerde hiç duyulmaz oldu. Aksine, AKP hükümeti, Gazze'deki tüm acılardan sorumlu tuttuğu İsrail ile barıştı. Şimdilerde Hamas'tan kimse söz etmiyor; Bunun yerine İsrail ile yeni ortaklıklar müzakere ediliyor. n İkinci somut işaret Suriye konusunda; Rus Büyükelçi Karlov'a yönelik suikastın gölgesinde gerçekleşen Moskova toplantısında, Rusya, İran ve Türkiye, “laik Suriye” amaçladıklarını tüm dünyaya açıkladılar. Toplantı sonunda yayınlanan ortak bildirinin ilk maddesi bakın ne diyor; “İran, Rusya ve Türkiye, çok sayıda etnik yapı barındıran, çok dinli, mezhepçi olmayan, demokratik ve seküler bir devlet olarak Suriye Arap Cumhuriyeti'nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine ve toprak bütünlüğüne saygılarını bir kez daha ifade ederler.” n Türkiye'nin Suriye konusunda giderek Rusya yörüngesine girmesinin bir başka sonucu ise, Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleriyle ittifakın zayıflaması olacak. Bu da en çok Türkiye'deki ağır Vahhabi söylem ve uygulamalarını vuracak. Nitekim, AKP'nin Körfez Araplarıyla birlikte yola çıktığı “Sünni İslam ittifakının” dağılma işaretleri gelmeye başladı bile; Türkiye, Suriye'de Esad yönetiminin sona erdirilmesini “önceliklerinden” çıkarınca, ilk tepki Suudi Arabistan'dan geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Trabzon'da stada Katar Emiri'nin fotoğraflarını astırması ise, Türkiye Suriye'de taraf değiştirirken, eski müttefik Katar'ın bir nevi “gönlünün alınması” olarak okunmalı. n Türkiye açısından siyasal İslam'ın gerileyip, laikliğin ağırlığının artacağına ilişkin bir başka işaret, TBMM'nin 15 Temmuz FETÖ darbesini araştırmak için kurduğu komisyonun taslak raporunda yer aldı. AKP'lilerin çoğunluğu oluşturduğu komisyonun raporunda, “Milli eğitim dini, siyasi, ticari grupların eline bırakılmamalı” denildi. Eğitimin giderek dinileştirildiği, FETÖ'den alınan eğitim kurumlarının, başta Ensar olmak üzere, çeşitli vakıflara devredildiği eğitimin geldiği nokta, AKP hükümetinde bile rahatsızlık yaratmaya başladı. O kadar ki, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz bile, PISA sonuçlarında İmam‐Hatip okullarının durumunu es geçip, “Fen lisesi öğrencilerimizin dünya ile yarışma konusunda sıkıntısı yok, hatta dünyanın çok çok daha önünde” demek zorunda hissetti. n Ve dış politikadan bir işaret daha; AKP, son döneme mitinglerde, konuşmalarda ötekileştirdiği, hatta şeytanlaştırdığı Avrupa Birliği ile, sessiz sedasız yeniden yakınlaşma çabası içine girdi. Gümrük Birliği'nin güncellenmesine ilişkin müzakereler masada. Bu kadar da değil; Ayrıca, AB ile “vizesiz seyahat” olasılığının hayata geçirilmesi için görüşmeler de el altından devam ettiriliyor. Ankara'nın bu konuda AB'ye yeni öneriler yaptığı kulislere sızmış durumda. Kısacası; Türkiye'nin hiç gereği yokken içine çekildiği rejim değişikliği sürecinde atılacak nutuklara, kalabalıkları ağlatacak ağır İslami söylemlere aldırmayın; Önümüzdeki dönem, AKP istese de, istemese de, laikliğin yükseldiği dönem olacak. Atatürk'ün neredeyse 100 yıl önce gördüğünü, onlar da sonunda görecek, anlayacak…
Ankara fısıltısı: Ankara'ya 'Kürdistan' temsilciliği kuruluyor
Hayaldi; gerçek oldu. Ankara'ya “Kürdistan Temsilciliği” kuruluyor. Irak'ın kuzeyindeki Kürt siyasi partileri Ankara'da yıllar önce temsilcilikler açmışlardı. Irak Kürdistan Demokrat Partisi ve Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği'nin temsilcilikleri hala aktif. Ancak ilk kez, bir siyasi parti değil, Irak'ın kuzeyindeki özerk yönetim temsilcilik açacak Türkiye'nin başkentinde. İlk açıklama, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Dış ilişkiler Sorumlusu Felah Mustafa'dan geldi. Mustafa, Irak Kürdistan temsilciliğinin Türkiye'nin başkentinde açılması için Ankara ve Erbil'in “anlaştığını” söyledi. Bu anlaşma, Türkiye'nin Erbil Başkonsolosu Akif İnam tarafından da, Barzani'ye yakın Rudaw televizyonuna yapılan açıklamada doğrulandı. Kısacası, “Kürdistan Temsilciliği” açılış için gün saymaya başladı. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin Ankara'da açacağı bu temsilcilik, Barzani'nin Kuzey Irak için “bağımsızlık” arayışıyla birlikte okunmalı. AKP hükümetinin Ankara'da “Irak Kürdistan Temsilciliği”ne izin vermesi ise, bağımsızlık ilanına Türkiye'nin “yeşil ışık yakması” olarak yorumlanıyor kulislerde