Medya

Sözcü yazarı: 18 oy alan aday rektör oluyor; üniversitede seçim olsa ne yazar, atama olsa ne yazar?

"Çok güldüm tabii, komik bir tartışma, üniversitelerin özerkliği mi kaldı?"

21 Ekim 2016 12:43

Sözcü yazarı Mehmet Türker, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Görünüşte demokratik olan rektörlük seçimleri üniversitelerde gruplaşmaları, hizipleşmeleri, kırgınlıkları artıran bir işleve bürünmüştür. Üniversite içinde zaten çok yıkıcı bir şekilde yaşanan bu süreç YÖK'ün ve cumhurbaşkanının takdiriyle daha da sıkıntılı bir boyut almaktadır. Bunun için rektör atamalarındaki mevcut usulden vazgeçilmesi, üniversitelerimizin de ülkemizin de yararına olacaktır diye düşünüyorum" açıklamasıyla ilgili olarak "Rektörler seçimle mi iş başına geliyor? Evet, görüntüde öyle ama üniversitede seçim yapılıyor, önce YÖK'e sonra Recep Bey'in önüne gidiyor, en yüksek oyu alan değil, meşrebe uygun en düşük oy alan kişi rektör atanıyor" dedi. Türker, "Mesela birinci 300 oy almış, ikinci 140, üçüncü 18 oy almış. 18 oy alan kişi çok demokratik bir şekilde rektör oluyor. Seçim olsa ne yazar, atama olsa ne yazar; neyi tartışıyorsunuz?!" ifadesini kullandı. 

Mehmet Türker'in "Suç ortaklığı" başlığıyla yayımlanan (21 Ekim 2016) yazısı şöyle:

Bu komisyondan bir şey çıkmaz” dedik, öyle de oluyor…

İktidar 17-25 Aralık'ı milat
ilan etti…
Neden?..
O tarih, akrebin iğnesinin kendilerine döndüğü tarihtir!..
O zamana kadar el ele, kol kola geldiler, canciğer kuzu sarmasıydılar, ortaktılar!..
Onlar istiyor, bunlar “helali hoş olsun, yarasın” diye veriyorlardı…
Şimdi ise Meclis'te bir araştırma
tiyatrosu seyrediyoruz…

*  *  *

Hilmi Özkök, komisyonda şöyle konuşuyor:
“2004 Milli Güvenlik Kurulu'nda (MGK) Silahlı Kuvvetler olarak dedik ki ‘Bu örgüt çok büyük bir imkan
kabiliyetine kavuştu. Bir icra planı
yapılsın bu iş takip edilsin. Biz MGK'da açıkça söyledik, ‘durum iyi değil' dedik…
Açık söyleyeyim, bir şey yapıldığını da görmedik”
Özkök, MGK'da söylenen sözlerden daha güçlü bir şey olamayacağını ifade ederek, “TSK'nın duruşudur, milattır” diyor…

*  *  *

Hilmi Özkök, Silahlı Kuvvetler'den atılanlarla ilgili de şunu söylüyor:
“Fetullahçı diye atamıyorsunuz,
öyle bir örgüt yok. Disiplinsizlik diye atıyoruz, şerh koyuyorlardı”
Kimler şerh koyuyordu?..
Recep Bey ile Abdullah Bey!..
Peki atılanlar ne oluyordu?..
İktidar bunları ya belediyelere, ya da devlet kurumlarına yerleştiriyordu…
Örneğin bunlar daha iktidara gelmeden atılanlardan Deniz Kurmay Binbaşı
nerede işe başlamıştı?.. Recep Bey'in Başkanı olduğu İstanbul Belediyesi'nde… Daha sonra?.. AKP'li Gebze Belediyesi'nde Başkan Yardımcısı olmuştu… Bu şahıs
şimdi nerede?..
FETÖ'nün Deniz Kuvvetleri İmamı iddiasıyla cezaevinde!..

*  *  *

Hilmi Özkök, 2004'teki MGK toplantısının milat olduğunu söylüyor…
Mümkün mü, o tarihlerde iktidar ile
Fetullahçılar sarmaş dolaştılar…
Balyoz, Ergenekon, Poyrazköy,
Askeri Casusluk gibi kumpas davalarında iktidarın neşesi yerindeydi…
Askerler içeri atılıyor, asker vesayeti sona eriyor, bunlar zil takıp oynuyordu…
Bomba 17-25 Aralık'ta patlayıp da akrebin iğnesi kendilerine dönünce
MİLAT oldu!..

*  *  *

Bu artık bilinen bir gerçektir!..
Ama iktidar ısrarla 17-25 Aralık'ı
gösteriyor…
Neden?..
Çünkü ondan önce iktidar suç
ortağı idi!..
FETÖ'nün 26. Genelkurmay Başkanı'nı içeri atmasına bile sessiz kalacak kadar gaflet içindeydi…
Yargı ellerinden gitmiş, polis ellerinden gitmiş, Silahlı Kuvvetler'de örgütlenmişler, bunlar horul horul uyumuşlar veya uyumak işlerine gelmişti…
O zaman hiç “2004 milattır”
diyebilirler mi?..
Milat elbette kendilerine operasyon yapıldığı tarih olacaktır!..

*  *  *

Bu komisyondan bir şey çıkmaz!..
Baksanıza dönüp dolaşıp her şey gelip iktidara dayanıyor…
Ne yani, komisyon, iktidarın FETÖ ile geçmişteki suç ortaklığını mı
belgeleyecek?!.

Çok komik

Üniversitelerin akademik yıl açılışı da biliyorsunuz Saray'da yapıldı…
Orada Recep Bey'in rektörlerin seçimle değil atamayla gelmesi gerektiğine dair ifadeleri tartışma yaratmış…
Efendim üniversitelerin özerkliğiymiş!..
Çok güldüm tabii, komik bir tartışma, üniversitelerin özerkliği mi kaldı?..
Rektörler seçimle mi iş başına geliyor?.. Evet, görüntüde öyle ama üniversitede seçim yapılıyor, önce YÖK'e sonra Recep Bey'in önüne gidiyor, en yüksek oyu alan değil, meşrebe uygun en düşük oy alan kişi rektör atanıyor…
Mesela birinci 300 oy almış, ikinci 140, üçüncü 18 oy almış…
18 oy alan kişi çok demokratik bir şekilde rektör oluyor…
Seçim olsa ne yazar, atama olsa ne yazar; neyi tartışıyorsunuz?!.