Dünya
Deutsche Welle

“Soykırımı inkâr” yasası ifade özgürlüğüne takıldı

Fransa’da soykırım, insanlığa karşı suç, kölelik veya savaş suçlarını inkâr veya küçümsemenin cezalandırılmasına yönelik yasal düzenleme Anayasa Konseyi engeline takıldı.

27 Ocak 2017 20:53

İktidardaki Sosyalist Parti’nin (PS) girişimiyle geçen yıl hazırlanan ve 22 Aralık 2016 tarihinde parlamentoda kabul edilen “Eşitlik ve Vatandaşlık” başlıklı torba kanundaki "soykırımların inkârının cezalandırılmasına” yönelik madde Anayasa Konseyi tarafından “Fransız Anayasası’na aykırı” bulundu.

Parlamentoda oy çoğunluğuyla kabul edilen maddede, “bir soykırım suçunu, insanlığa karşı bir suçu, kölelik suçunu veya bir savaş suçunu inkâr, küçümseme veya aşırı biçimde bayağılaştırma; bu inkâr veya küçümseme sözde ırk, renk, din, köken veya milli uyruk temelinde şiddet veya kine teşvik oluşturursa, 1 yıl hapis ve 45 bin euro para cezasıyla cezalandırılır” hükmü yer almaktaydı.

Torba kanunun bazı maddelerine karşı çıkan bir grup parlamenter, Fransız Millet Meclisi ve Senatosu’ndan geçen yasanın iptali için Anayasa Konseyi’ne başvurdu. İtirazcı parlamenterler tarafından Anayasa Konseyi’ne yapılan başvuruda “soykırımların inkârının cezalandırılmasıyla” ilgili madde bulunmuyordu. Ancak Anayasa Konseyi inisyatif kullanarak yasanın bu maddesini de inceledi.

Fransa’nın eski Başbakan ve Dışişleri bakanlarından Laurent Fabius başkanlığındaki Anayasa Konseyi, bu maddeyle ilgili kararında öncelikli olarak ifade özgürlüğünün demokrasi açısından önemine vurguda bulundu. İfade özgürlüğünü “demokrasinin bir koşulu ve diğer hak ve özgürlüklere saygının bir güvencesi” olarak tanımladı.

3 temel gerekçe

Anayasa Konseyi yasanın bu maddesiyle ilgili kararını üç temel gerekçe üzerine oturttu. Kararda ilk olarak, bir soykırım veya insanlık suçunu inkârın, o suçu "savunmak” anlamına gelmeyeceği belirtildi. Bunu yapmakla kamu düzeni ve bireylerin haklarına zarar verecek biçimde ifade özgürlüğünün istismarının söz konusu olamayacağı not edildi.

Anayasa Konseyi, ikinci olarak, Fransa’da 29 Temmuz 1881 tarihinden bu yana yürürlükte olan Basın Özgürlüğü Kanunu’nun bir etnik grup, uyruk, ırk veya dini gruba üye oldukları veya olmadıkları gerekçesiyle bir şahıs veya şahıslar grubuna karşı ayrımcılık, kin ve şiddete teşvik edenleri zaten cezalandırdığını, dolayısıyla bu konuda yeni bir düzenlemenin “gereksiz” olduğunu belirtti.

Konsey, son olarak, parlamentoda kabul edilen maddenin, yargıdan, “esasını incelemediği ve suç olduğu konusunda hiçbir yargı organının daha önceden karar almadığı iddiaların inkârını suç sayıcı” karar almasının istendiğine işaret etti. Bu durumun özellikle “tarihi tartışmalar” temelinde ifade özgürlüğü açısından sorun oluşturduğuna vurguda bulundu.

Anayasa Konseyi, bu gerekçeler temelinde, yasama organının, "daha önce hiçbir yargı organı tarafından mahkum edilmemiş suçların inkârını, küçük gösterilmesini veya bayağılaştırılmasını cezalandırarak gereksiz ve orantısız biçimde ifade özgürlüğünü ihlal ettiği” sonucuna vardı ve yasanın bu bölümünün Fransız Anayasasına aykırı olduğuna hükmetti.

Ermeni kuruluşlarından tepki

Anayasa Konseyi kararına, Fransa Ermeni Teşkilatları Koordinasyon Konseyi’nden (CCAF) derhal tepki geldi. CCAF tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Anayasa Konseyi’nin, insanlığa karşı suçların inkârının cezalandırılmasını bir Fransız veya uluslararası yargı organı tarafından önceden mahkumiyet koşuluna bağlaması” eleştirildi. Açıklamada, Anayasa Konseyi’nin bu tutumuyla, “Başta Ermeni kökenliler olmak üzere birçok Fransız vatandaşını, Türkiye devletinin inkârcılığının tamamen cezasız kalan sataşkanlığıyla yüz yüze bırakarak manevi ve siyasi sorumluluk aldığı” öne sürüldü.

CCAF, "karara boyun eğmeyeceğini” ve “herhangi bir tarihi tartışmayla ilgisi olmayan, aksine, ırkçılığın en üst aşaması olan soykırım suçunun meşrulaştırılmasına katkıda bulunan inkârcılıkla mücadeleye devam edeceğini” de bildirdi.

Ankara karardan memnun

Ankara ise karardan duyduğu memnuniyeti dile getiren bir açıklamada bulundu. Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Fransa Anayasa Konseyi, 2012 yılındaki kararının devamı niteliği taşıyan ve ihtilaflı tarihi olaylar konusunda ülkemizin bugüne dek savunduğu ilkelerle uyumlu bu kararıyla, hukukun üstünlüğüne ve demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan ifade özgürlüğü ilkelerine bağlılığını bir kez daha göstermiştir” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, “Karar, tarihsel ihtilaflara ilişkin demokratik tartışmaların, kısır iç politika mülahazalarıyla hukuka aykırı şekilde kısıtlanmasının engellenmesi açısından önemli bir hukuki kazanımdır” ifadelerine de yer verildi.

©Deutsche Welle Türkçe

Kayhan Karaca / Strasbourg

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle