Ayık Yaşamlar isimli belgesel serisinin konuğu olan sosyolog ve mimar Zeliha Bürtek, artan uyuşturucu kullanımı ve bağımlılığına ilişkin, "Artık yeni bir millet yaratılıyor. Bunun için devrime veya rejim değişikliğine ihtiyaç yok. Yeni bir toplum yaratılmasının doğal sonucu olarak da uyuşturucu kullanımı tırmanıyor" diye konuştu.
Türkiye'nin uyuşturucu gerçeğini, bağımlılık tedavisi ve alternatif yöntemleri sosyal ve psikolojik boyutlarla ele alan "Ayık Yaşamlar" isimli belgesel serisi, bugün sekizinci bölümüyle izleyicisiyle buluştu. Yapımcılığını gazeteci ve yazar Hande Karacasu'nun üstlendiği belgeselin dokuzuncu bölümüne ise sosyolog ve mimar Zeliha Bürtek konuk oldu. Bürtek, uyuşturucunun tarihsel kullanımından bugüne rolüne, Türk toplumundaki değişimden devletin sorumluluğuna kadar geniş bir perspektif çizdi.
"Kapitalizmin baskılama aracı"
Bürtek, uyuşturucunun tarih boyunca farklı amaçlarla kullanıldığını, kapitalist sisteminde ise genç, dinamik ve reaksiyoner ruhları baskılamak için bir araç olarak görüldüğünü söyledi. Uyuşturucu bağımlılığına sadece psikolojik bir sorun olarak yaklaşılmaması gerektiğini vurgulayan Bürtek, sorunun derin sosyolojik kökleri olduğuna işaret etti.
"Çocuğa psikolog ya da psikiyatr desteği verelim de" yaklaşımının yeterli olmadığını belirten Bürtek, çocuğun içinde bulunduğu çevrenin önemine dikkati çekti. Bürtek, "Çevre önemli evet. Ancak çevre kadar o çevreyi yasalarla kontrol altında tutan bir devlet de gerekiyor. Gençler sürekli intihar ediyor. Bir genç neden intihar etsin? Demek ki burada bir iletişimsizlik var. Bu iletişimsizlik, hem kendisiyle kuramadığı iletişimsizlik hem de kentleri var eden bütün o büyük yapı... Hem makro hem de mikro düzeydeki o yapılarla kurulamayan iletişime dayanıyor" diye konuştu.
Türk toplumunun önemli bir sosyolojik dönüşüm yaşadığını belirten Bürtek, şöyle devam etti:
"Biz toplumsal olarak sosyolojik bir dönüşüm yaşadık. Sorunlar önceden de vardı evet ama bunun hukuksal sonuçlarını yerine getirecek bir devlet artık yok. Eskiden dünyada Türk denilince, Türkiye Cumhuriyeti denilince daha sevimli sembollerimiz akıllara gelirdi. Bu semboller birdenbire sertleşti. Bizim Türk lokumumuz vardı, Türk kahvemiz, sokak kedilerimiz vardı. Bunlar bizim simgemizdi. Artık simgelerimiz değişti, sertleşti."
Sosyolog Zeliha Bürtek, devletin sorunlara çözüm üretme ve adaleti sağlama konusundaki yetersizliğine dikkat çekerek, "Geçmişte var olan toplumsal dayanışma ve kontrol mekanizmalarının zayıflamasıyla uyuşturucu sorunu daha da görünür hale geldi" dedi.
"Yeni bir millet yaratılıyor"
Bürtek, yaşanan bu değişimlerin tesadüfi olmadığına işaret ederek, "O zaman burada ciddi örgütlü ve niyetli bir şey var. Burada açık bir niyet var. Bu niyet iktisadi, politik. Bakın devrim yapsanız bu kadar değişikliği yapamazsınız. Yeni bir millet yaratılıyor. Bunun için devrime, rejim değişikliğine gerek yok. Yaratılan bu yeni toplumla birlikte uyuşturucu bağımlılığı da tırmanışa geçti" ifadelerini kullandı. (ANKA)