Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, baro başkanlarının Ankara yürüyüşünde şehre alınmamaları ile ilgili sorunu kendisinin çözdüğünü iddialarına Önder Sav'dan yanıt geldi. Sav, "Avukatlar ve barolar kimin duyarlı ve sağduyulu davrandığını dakikası dakikasına çok iyi biliyor" dedi.
Çoklu baro kanuna karşı Savunma Yürüyüşünü düzenleyen baro başkanlarının Ankara'ya alınmadan yaklaşık 27 saat bekletilmeleri büyük tepki çekmişti. Bekleyişin ardından devreye giren Türkiye Barolar Birliği (TBB) eski başkanlarından ve eski CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın araya girmesi ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile görüşmesinin ardından baro başkanlarının Ankara'ya girişlerine izin verilmişti. Baro başkanları ise 27 saat sonra yanlarına gelen TBB Başkanı Metin Feyzioğlu'nu sırtlarını dönerek protesto etmişlerdi.
Feyzioğlu, 'Sorunu ben çözdüm' dedi
Türkiye Barolar Bilriği Başkanı Metin Feyzioğlu ise dün akşam katıldığı Fatih Altaylı ile Teke Tek programında, baro başkanlarının Ankara'ya alınmamaları ile ilgili sorunu kendisinin çözdüğünü söyledi. Feyzioğlu, Cumhurbaşakanı Erdoğan'a mesaj göndererek sorunu çözdükten sonra baro başkanlarının yanına gittiğini iddia etti.
"Sorunu Feyizoğlu'nun değil Sav'ın çözdüğü konuşuluyor"
Fatih Altaylı ise bugünkü yazısında, "Bu arada yürüyen baro başkanlarının Ankara girişinde zulme uğramalarını kendisinin engellediğini söyledi TBB Başkanı Feyzioğlu. Ancak bu sorunu çözmek için girişimde bulunanın Feyzioğlu değil, Önder Sav olduğu da konuşuluyor" ifadelerine yer verdi.
Sav'dan Feyzioğlu'na yanıt
Önder Sav, konuyla ilgili olarak Halk Tv'ye verdiği açıklamada, "Gereksiz polemiğe girmek istemem. Her şey konuşuldu söylendi; avukatlar ve barolar kimin duyarlı ve sağduyulu davrandığını dakikası dakikasına çok iyi biliyor. Bu konuda kimse ile polemiğe girmek istemem. Benim için önemli olan, sadece avukatları değil bütün kamuoyunu üzen tedirgin eden sıkıntı ve eziyetin konu daha vahim boyuta gelmeden sonuçlanmasıdır. Keramet sahibi olanlar, savunma örgütü parçalanırken, Yargının kurucu unsuru işlevsiz yapılmaya çalışılırken bunu yapan siyasal iktidara karşı caydırıcı duruşu sergileyerek inandırıcılığını ortaya koymalıdır. Söz yerine iş yapıcı eylem gerekir" dedi.
