Gündem

Soner Yalçın'ın ikinci TÜBİTAK raporuna cevabı

Odatv davasının tutuklu sanığı Soner Yalçın, İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'ne dün gönderilen TÜBİTAK ek raporuyla ilgili eleştirilerde bulundu

14 Kasım 2012 00:20

ODATV davasının tutuklu sanığı Soner Yalçın, TÜBİTAK’ın ikinci raporunu eleştirdi. Raporda değiştirildiği belirtilen belgelerin OdaTV’ye gönderdiği haberler olduğunu ve iddianamede yer almadığını vurgulayan Soner Yalçın, “TÜBİTAK bilinçli olarak kafa karıştırıyor” dedi.

 
Soner Yalçın avukatı aracılığıyla gönderdiği mektup söyle:
 
 
Sevgili meslektaşlarım,
 
TÜBİTAK ek raporunda yine herkesin kafasını karıştırdı.
 
Bakın bunu nasıl yaptı?
 
TÜBİTAK diyor ki;
 
“Herhangi bir dosyanın bir bilgisayarda oluşturulup oluşturulmadığının, değiştirilip değiştirilmediğinin tespiti mümkün değildir.”
 
“Ama” diyor; “İddianameye konu olan Delil 1’de kullanıcı tarafından değiştirilmiş dokümanlar içinde “Soner Yalçın” imzasıyla yayınlanan haber yazıları olduğu tespit edilmiştir.”
 
Nedir bu yazılar?
 
Benim Odatv’ye gönderdiğim haberler ve Hürriyet gazetesine yazdığım makalelerdir.
 
Bilgisine ve Türkçesine güvendiğim Barış Pehlivan’a okuması için, düzeltmesi ve Odatv’de yayınlaması ve Hürriyet Gazetesi Yazı İşleri’ne göndermesini istediğim makalelerdir.
 
Bunların davayla uzaktan yakından ilgisi yoktur.
 
İddianamede bu haberler yer almamaktadır.
 
Fakat TÜBİTAK, Soner Yalçın kendi bilgisayarında yazdığı yazıların CD DVD- USB tarzı veri depolama cihazlarıyla taşındığını değerlendiriyor.
 
Aslında TÜBİTAK bilinçli olarak kafa karıştırıyor.
 
Davaya konu olan dokümanları ''Soner'' isimli bir kullanıcının oluşturduğu tespiti var.
 
TÜBİTAK, kullanıcı “Soner”in yazdıklarının suç konusu 3 bilgisayara nasıl geldiği konusunda net bir şey söylemek istemiyor.
 
Eğer diyor, Soner Yalçın’ın yazdıklarını ilgili bilgisayarlarda Barış Pehlivan düzeltti ise “Soner” isimli kullanıcının yazdığını “Barış” isimli kullanıcı değiştirmiş olabilir.
 
“Soner” isimli kullanıcı tarafından yazılan bu dokümanı Soner Yalçın’ın bilgisayarında yazdığına ilişkin, tüm bilgisayarlar incelenmesine rağmen, hiçbir tespite yer vermiyor.
 
Bu doğaldır. Çünkü o dokümanı Soner Yalçın yazmamıştır.
 
TÜBİTAK, elmayla armutları bilinçli olarak karıştırıyor. Aslında tüm kafa karıştıran teknik çalışmasında bir önemli olguyu aktarıyor. 'Davaya konu olan dokümanları Soner Yalçın yazıp bilgisayara vermiş olabilir' derken, o dokümanlarda ne yazdığını atlıyor.
 
Bakın Soner Yalçın’ın yazmış olduğu iddia edilen “SY.doc”da ne yazıyor:
 
“Soner Bey’den gelen. Silivri’yi ne ölçüde takip ediyoruz, isteklerine cevap verebiliyor muyuz?..”
 
 Ve ne yazık ki, 'Soner' adlı kullanıcı ismi, herhangi bir bilgisayarda, bilgisayar başlangıç seviyesinde bilen biri tarafından kolaylıkla yaratılabilir.
 
Nedense Odatv davasında poliste, savcıda olan ön yargı ve suçlu kabul etme isteği, TÜBİTAK'ta da göze çarpıyor.
 
Örneğin Zaralı yazılımların gönderilme zamanıyla ilgili iki farklı değerlendirmede bulunuyor. Öncelikle şunu belirteyim;
 
Bir bilgisayarda eğer kötü amaçlı yazılım varsa o bilgisayarın içindeki dokümanların hiç birisinin üzerindeki yazar ve tarih bilgilerinin gerçek olduğunu söylemek mümkün değildir.
 
Çünkü bu, bilgisayarın delil olabilme vasfıyla doğrudan ilgili bir konudur. Bilinir ki, zararlı yazılım yoluyla bir bilgisayarın saatini geri alıp, dokümanları o tarihte oluşturmak ya da yüklemek çok basit bir işlemdir. Fakat bu somut gerçek bilinmesine rağmen “delil 1 (Odatv), delil 2 (Barış Pehlivan) herhangi bir iz bırakmadan tarih üst verilerinde değişiklik yapma olasılığı çok düşüktür.” derken delil 3 (Müyesser Yıldız) için “dosyaların zararlı yazılımlar tarafından gönderilmiş olması ve daha sonra yine zararlı yazılımlarla ilgili zaman değişikliği yapılmış olması ihtimali mevcuttur.” diyor.
 
Delil 1 ve delil 2 için tarih değişikliği ihtimali düşüktür, delil 3 için ise değişikliği yapma ihtimali mevcuttur diyor.
 
TÜBİTAK zorluyor.
 
Bütün bu zorlamalara rağmen TÜBİTAK ek raporu şunu demektedir;
 
İddianameye konu olan dokümanların her 3 bilgisayarda da oluşturulmadığı, açılmadığı ve değiştirilmediğini söylemektedir. Ve hatta işletim sistemi izleri ve dosya sistemi üst verilerinin bu kanaati daha da Kuvvetlendirdiğini açıkça ifade etmektedir.
 
ODTÜ’den, Boğaziçi’nden, Yıldız Teknik’ten ve ABD’den alınan bilirkişi raporlarıyla, TÜBİTAK’ın hazırlamış olduğu her iki rapor da dokümanların Odatv çalışanları tarafından oluşturulmadığı ve sosyal mühendislik saldırısı yoluyla hedefe odaklı olarak gönderildiği teyit edilmektedir.
Bilirkişiler bu konuda hemfikir…
 
Peki, gerçek bu derece açıkken, ben niye Silivri Cezaevi'nde 2 yıldır hapis yatmaktayım?..
 
Soner Yalçın
 

İlgili Haberler