Politika

'Sonbaharda büyük çözüm paketi geliyor'

Yeni Şafak Gazetesi Ankara Temsilcisi: Süreç iyi yönetilebilirse Sonbaharda kapsamlı bir paket geliyor

08 Temmuz 2014 17:17

Yeni Şafak Gazetesi Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi, önümüzdeki hafta Meclis’e gelmesi beklenen çözüm paketinin ardından sonbaharda da bir paketin gündeme geleceğini yazdı. Selvi, “Süreç iyi yönetilebilirse Sonbaharda kapsamlı bir paket geliyor. Ancak bu takvimlendirme konusunda AK Parti'deki gelişmelere dikkat etmek gerekiyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra AK Parti Sonbaharı yeni Başbakan, yeni hükümet ve genel başkan seçiminin yapılacağı olağanüstü kongre ile geçirecek” dedi.

Abdülkadir Selvi’nin Yeni Şafak’ta “Sonbaharda büyük paket geliyor” başlığıyla yayımlanan (8 Temmuz 2014) yazısı şöyle:

 

Sonbaharda büyük paket geliyor

 

MHP'nin engellemelerine rağmen, 'Çözüm paketi' komisyondan geçti. Haftaya Meclis'ten çıkacak.

Böylece çözümün yasal zemine kavuşması açısından önemli bir adım atılmış olacak.

Gezi sürecinden sonraki konjonktürü yanlış okuyan Kandil'in direnci olmasaydı biz bu yasal düzenlemeyi 1 yıl önce gerçekleştirmiş olacaktık.

Başbakan'ın güçlü iradesi ve İmralı'nın katkılarıyla bu noktaya gelinebildi.

Çözüm üç aşama olarak planlanmıştı.

1-Geri çekilmenin başlaması

2-Çözümün yasal zemine kavuşması

3-Silahlara veda ve dağdan iniş.

Meclis'teki çözüm paketiyle süreçte fiilen ikinci aşamaya geçildi

Şimdi çok daha kritik bir noktaya gelindi.

Eğer önümüzdeki günleri iyi değerlendirebilirsek, asıl büyük adım Sonbahardan sonra atılacak.

Bunu biraz açmak istiyorum.

Türkiye Cumhuriyeti'nde birçok Başbakan geldi. Kürt sorunun çözümü konusunda ilk inisiyatifi Özal aldı.

'AB'nin yolu Diyarbakır'dan geçer' diyen Mesut Yılmaz da 'Kürt realitesini tanıyoruz' diyen Süleyman Demirel de arkasını getiremedi. Tam tersine onların hüküm sürdüğü 90'lı yıllar, Kürt sorunu açısından felaket dönemi oldu.

Kürt sorunun çözümü konusunda en güçlü ve en istikrarlı iradeyi Recep Tayyip Erdoğan ortaya koydu.

Erdoğan bu sorunun askeri yöntemlerle çözülemeyeceğine inanmış bir liderdi. Daha da önemlisi 8 kez üst üste seçim kazanmış güçlü bir liderdi.

Çözümün arkasına o iradeyi koydu. Hem de çok güçlü bir şekilde. Çözümün mekanizmalarını oluşturdu, yasal zeminini hazırladı.

Şimdi çözümün mimarı olarak Çankaya'ya çıkıyor.

Bu çözüm iradesinin de Cumhurbaşkanlığı makamına çıkması demektir.

Cumhurbaşkanı adaylığının ilan edildiği toplantıda yaptığı konuşmada da en önemli vurguyu çözüme yaptı.

Çözüm iradesinin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığına taşınması demek, çözümün çok daha büyük bir iradeye kavuşması demektir.

Bu birinci ve ön önemli nokta.

Ama sadece bu değil.

6 Haziran tarihinde Diyarbakır'da düzenlenen 'çözüm çalıştayı'nda, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, yeni yol haritasının, tarihi, somut ve sonuca götürücü olacağını, eğer yol haritası gerektiriyorsa yasal düzenlemeler de yapılacağını, Meclis'e de gidileceğini söylemişti.

Bunun sadece çalıştay salonunda söylenmiş hoş bir söz olmadığını, çözüm paketinin Meclis'e sunulmasıyla birlikte gördük.

Bu düzenleme iyi değerlendirilebilirse, Sonbaharda daha büyük bir adım geliyor.

Bu noktada Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın, sürecin bundan sonraki seyrine ilişkin olarak önemli ipuçları taşıyan, AK Parti MKYK'da yaptığı konuşmadan bir bölümü paylaşmak istiyorum.

MKYK'nın Başkanlığını Başbakan Erdoğan'ın yaptığını lütfen not edin. Bu konuşma Başbakan'ın huzurunda yapılıyor.

'Bu işin son dönemecindeyiz' diye söze başlıyor Beşir Atalay, 'İnşallah bu işi bitirmeye kararlıyız' diye devam ediyor.

Devamında gelen cümleleri de önemli.

'PKK'nın şımarıklıklarına, bu işi siyasi atmosferden çıkarmak istemesine rağmen bu işi bitirmeye kararlıyız. Onların şımarıklıklarının nedeninin demokratik alanın dışına çıkma isteği olduğunu biliyoruz. Bunu Kürtler de biliyor.'

Beşir Bey'in burada bir tespiti çok önemli.

'Ama biz bu zeminde, çözüm zemininde kalacağız' diyor Beşir Atalay. Bu bir taahhüt aslında. İleride gelen sözleri bu güvencenin ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor.

'Geçmişte PKK'nın şımarıklıkları nedeniyle o günkü yönetimler zaman zaman demokratik zeminin dışına çıktılar ama biz ısrarla demokratik zeminde kalacağız.'

Atalay'ın son sözleri, 'Bu işi çözeceğiz' oluyor.

O nedenle diyorum, süreç iyi yönetilebilirse Sonbaharda kapsamlı bir paket geliyor. Ancak bu takvimlendirme konusunda AK Parti'deki gelişmelere dikkat etmek gerekiyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra AK Parti Sonbaharı yeni Başbakan, yeni hükümet ve genel başkan seçiminin yapılacağı olağanüstü kongre ile geçirecek.

Silahlara veda kulağa hoş geliyor ama bu iş çok çetrefilli bir konu. Kolay değil, Ortadoğu gibi bir coğrafyada, etnik temele dayalı ve silahlı mücadele ile yürüyen bir sorunu çözeceksiniz.

Bunun için öncelikle olarak,

1-Örgüt silahlara vedayı gündemine alacak. Yani PKK, silahlı mücadeleyi bırakacak.

2-Bu kararı karşılayacak çapta bir yasal düzenleme yapılacak. Dağdakilerin inmesi sürecine geçilecek.

Eve dönüş yasasını zihninizden çıkarın. Ölü doğmuş bir yasaydı, hiçbir ihtiyaca cevap vermedi. Sürecin gereklerine cevap verebilecek çapta yeni bir yasal düzenleme yapılacak.

Silahların bırakılması ve dağdakilerin inişini izleyecek mekanizmalar oluşturulacak.

PKK'da üç ayrı unsur var.

1-Dağa çıkmış ama silahlı eyleme karışmamış olanlar. Bunların çoğunlukta olduğu biliniyor.

2-Silahlı mücadeleye girmiş, çatışmalarda yer almış olanlar.

3-Örgüt yöneticileri. Buradan sadece Kandil'dekiler kast edilmiyor. PKK Başkanlık Konseyi ile birlikte silahlı yapılanmaların başında yer alanlar.

PKK'da erkeklerin silahlı yapılanması YPG, kadınların ise YJA-Star birlikleri olarak anılıyor.

4-Dağdan inenlerin rehabilitasyonu. Kadınların rehabilitasyonu ve topluma kazandırılması ise ayrı bir önem kazanıyor.

PKK'nın yapılanmasında kadınların yüzde 40 düzeyine ulaştığını hatırdan çıkarmamak lazım. Yıllarca silah tutan parmakların evlerine dönüp börek açmasını kimse beklemiyor.

Beklenen şey, Sonbaharda büyük bir paket geliyor.