-Somali'de kaynak çok güvenlik yok MOGADİŞU (A.A) - 23.08.2011 - Açlık ve kıtlığın hüküm sürdüğü Somali'nin başkenti Mogadişu'da güvenlik ve kontrolü, radikal dinci Eşşebab örgütünün kentten çekilmesiyle Afrika Birliği barış gücü sağlıyor. Başkent sokaklarında yıkık ya da dökük olmayan bir tek yapı bulunmuyor. Somali Cumhurbaşkanı Şeyh Şerif Ahmed'in sarayının bulunduğu alan bile oldukça yıpranmış bir halde. Somali parlamento binası ise iç savaş sonrası delik deşik durumda olmasına karşın hala kullanılıyor. Tren yolu ulaşımının olmadığı Somali'de ulaşım oldukça eski ve bakımsız minibüs ve kamyonlarla sağlanıyor. Belediye hizmetlerinin küçük temizlik faaliyetleri dışında yapılamadığı Mogadişu'da bir yerden bir yere giderken bol tümsekli, tozlu ve eskimiş yollardan geçmek gerekiyor. Somali'de uranyumun da dahil olduğu hiç yararlanılmamış petrol ve doğalgaz yatakları her tarafta mevcutken, daha önce yapılan petrol ihracatı çabaları istikrarsızlık ve güvenlik sorunları nedeniyle yarım kaldı. Merkezi hükümetin olmaması, vurgunculuk ve kalpazanlığın yaygınlaşması nedeniyle para biriminin değeri oldukça düşük. Mevcut topraklarının yüzde 84'ü ekilebilir olmayan Somali'de sadece güneyde bulunan nehir ağızlarında tarım yapılabiliyor. Ciddi deve, sığır, koyun, keçi stokuna sahip Somali'de düzensiz ve kıt yağmurlar hayvancılığı da etkiliyor. Arap Yarımadasına hayvan ihracatı yapan ülkede hayvan sağlığı nedeniyle dönem dönem hayvancılık yasaklamış. Afrika'nın en uzun kıyı şeridinine sahip, balıkçılık için de oldukça zengin bir ülke olan Somali'de, köpek balığı, ton balığı ve tatlı su balıklarının avlanması da yasak. Özellikle balıkçılıktaki yasaklamalarının nedeni olarak Eşşebab örgütünün katı dini yorumu gösteriliyor. Bugünlerde Eşşebab'ın zayıflamasıyla ton balığı gibi balık ürünlerinin satışı başlarken, çok sayıda kişi yine dini nedenlerle yasaklanan denize girme konusunda tereddütlü. Diğer yandan, Somalilerin yemek pişirmek için ülkenin yüzde 60'ının kaplı olduğu Savannah ormanlardan odun kesmesi, çölleşmenin ve kuraklığın en büyük nedeni olarak gösteriliyor. Somali'de 1993 yılından 1995 yılına kadar görev yapan Birleşmiş Milletler Somali Operasyonu (UNİSOM) tarafından Savannah ormanlarının kesilmesinin önlenmesi için bölgede dikilmesi teşvik edilen ''Eli Gadap'' isimli ağaçlar bugünlerde mülteci kampı çadırı yapımında ve yemek pişirmede kullanılıyor. Tüp gazın kullanılmadığı, yemeklerin sadece odun ateşiyle pişirildiği Somali'de insanlar Savannah ormanlarını kesmeye devam ederse, yarısı çöl olan ülke tamamen çöl olabilir. -İlk dakikalar herşeyi anlatıyor Yirmi yıldır iç savaşın sürdüğü, açlık ve susuzluğun vurduğu Kara Kıta ülkesi Somali'ye gelenlerin ilk gördükleri, her şeyi anlatmaya yetiyor. Kara Kıta ülkesi Somali'ye gelenler daha ilk anda farklı bir coğrafyaya geldiğini fark ediyor. Silahlı korumalar olmadan gazetecilerin bir yerden bir yere gitmelerine müsaade edilmiyor. Fotoğraf çekmek ve görüntü almak istendiğinde alınan yanıt genellikle ''çok tehlikeli, ateş açabilirler'' oluyor. Gece saatlerinde silah seslerinin susmadığı başkent Mogadişu'da güvenliği, Afrika Birliğine (AU) bağlı Afrika Barış Gücü askerleri (AMISOM) sağlıyor. Ancak hayatın normal akışı içerisinde aniden olaylar da çıkabiliyor. Açlık, susuzluk ve çeşitli hastalıklarla mücadele eden halk, zaman zaman yaşananlara isyan ediyor. Kargaşa sırasında çoğunlukla havaya açılan ateşte bazen siviller de vurulabiliyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ülkeyi ziyaret ettiği gün böylesine bir kargaşada kalan AA muhabiri, bir kişinin başından vurularak öldürülmesine tanık oldu. Kimin kimi korumaya çalıştığı pek anlaşılmayan Mogadişu'da halkın en büyük özlemi ise, açlık, susuzluk ve hastalıklardan kurtulmak ve bölgede bir an önce güven ve huzur ortamının sağlanması. -Türklere güven ve sevgi gösterisi- Yabancı gazetecilerin çelik yelek ve başlıklarla görev yaptığı bölgede, Türk gazeteciler Somali askerlerinin sağladığı güvenlikle rahatça kamplara girebiliyor ve çekimlerini yapabiliyor. Başkent Mogadişu'da eğitim, sağlık ve gıda yardımlarını aralıksız sürdüren Türklere az da olsa İngilizce bilen Somalililer, her fırsatta sevgilerini dile getirmeyi ihmal etmiyor. Türk milli takımına ait formaları giyen Somaliler, yeleklerinde Türk bayrağı bulunan gazetecileri gördükleri zaman ise, ''Türkiye bize çok yardımcı oluyor. Türkleri çok seviyoruz. Halkımız onların sayesinde sıcak yemek yiyor. Yapılan yardımlar dolayısıyla çok teşekkür ederiz'' diyor. -Dadaab mülteci kampındaki Somalililer- Kenya'nın Garassi eyaletindeki 3 saatlik karayolu mesafesinde bulunan dünyanın en büyük mülteci kampındaki Somaliler de, açlık ve sefaletin hüküm sürdüğü topraklarda hayata tutunmaya çalışıyor. Zor şartlarda yaşam mücadelesi veren mültecilerden çoğu Somali'de yaşanan açlık ve susuzluktan kaçarak bölgeye sığınmasına rağmen, buradaki kaderleri de oradakinden pek farklı olmuyor. Birleşmiş Milletler (BM) kontrolündeki kampta, su ve yemek bulmak oldukça güç. Burada yaşayanlar da yapılan gıda yardımlarıyla ayakta durmaya çalışıyor. Türkiye'den çok sayıda sivil toplum kuruluşunun yardımda bulunduğu bölgede, Türkiye'ye olan sevgi gözlerden kaçmıyor. Kampta yaşayanlar, Türklerin yaptığı yardımlardan memnun olduklarını dile getiriyor. -Mogadişu'da 700 kişi'ye aş ve su Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'nın Somali ziyaretinde incelemelerde bulunduğu başkent Mogadişu'daki Kızılay kampında 700 kişiye aş ve su veriliyor.