Gündem

Soma'da 301 işçiye mezar olan madenin patronu: FETÖ, PKK, DHKP-C yaptı!

Dava 23 Ağustos'a ertelendi

09 Ağustos 2016 20:05

Soma’da 13 Mayıs 2014’te 301 işçinin yaşamını yitirdiği madenci katliamının 9. duruşmasına, facianın meydana geldiği maden ocağının tutuklu patronu Can Gürkan'ın sözleri damga vurdu. İki yıldır onlarca ihmalin ortaya çıktığı maden katliamında patron Can Gürkan, 301 işçinin ölümünden Fethullah Gülen cemaatiyle PKK ve DHKP-C'yi sorumlu tuttu. Duruşması 23 Ağustos’a ertelenen davada Can Gürkan "Ülkemiz PKK, DHKPC, FETÖ saldırısı altındadır. Bu örgütler Soma'yı da yapmışlardır” diye savunma yaptı.

İddianamedeki bilirkişi raporları, tanık ve işçi ifadeleri ise kusur ve ihmaller zincirini gözler önüne seriyor. 

SoL’da yer alan habere göre, maden patronu Can Gürkan'ın, kendisini aklamak için olayın sabotaj olduğu yönündeki savunmasına, salondaki aileler tepki gösterdi.

 

İddianamede ne deniyor?

 

Uzun inceleme ve raporlardan sonra hazırlanan Soma katliamı iddianamesinde ise, Soma Kömürleri A.Ş. yönetiminin ihmalleri tek tek açıklanıyor.

İddianamede, bilirkişi tarafından yapılan incelemeler sonucunda facianın nasıl olduğu şu detaylarla aktarılıyor:

"U3 trafosu etrafında topuk olarak bırakılan kömürün kontrolsüz bir şekilde kendiliğinden yanması sonucu oluşan karbon monoksit gazının temiz hava girişine ulaşması, temiz hava ile temas eden kendiliğinden yanan kömürün tam yanmaya dönüşmesi, bu yangının 4 numaralı kömür nakil bandının bulunduğu yola sirayet ederek bu bölümdeki ve 3 numaralı kömür nakil bandının bulunduğu yoldaki bant, ahşap tahkimat, PVC borular ve elektrik kablolarının tutuşturması ve su ile soğutma çalışmaları sonucu açığa çıkan zehirleyici ve boğucu gazlar olması ve bu gazlarında olay esnasında çalışan işçileri etkilemesi sonucu gerçekleştiği anlaşılmıştır."

 

Bilirkişi raporunda 20 maddelik kusur listesi

 

İddianamede, 5 Eylül 2014 tarihli bilirkişi raporu da yer alıyor. Raporda, 20 başlıkta asli veya tali kusur tespit edildi.

Kusurları bulunanlar arasında şirketin farklı kademelerindeki yöneticiler, iş güvenliği uzmanları ve devlete bağlı Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) Ege Linyit İşletmeleri (ELİ) baş mühendisi ve kontrol mühendisleri de var.

 

İşte o kusurlar

 

Raporda öne çıkan bazı başlıklar şunlar:

-Sensörlerden gelen oksijen ve karbonmonoksit seviyelerindeki farklılık dikkate alınmadı.

-Havalandırma sistemi ocağa uygun yapılmadı, temiz havaya çıkış yapılabilecek mesafe söz konusu değildi.

-Ahşap kamalar, PVC borular ve bantlar yangına karşı dayanıklı değildi. Bant motorlarından bazıları ve elektrik kablolarının bağlantı uç ekipmanları, alev sızdırmayanlardan seçilmedi.

-Olay esnasında bazı CO maskelerinin işlevini yerine getirmediği, çalışanların zimmetinde bulunan maskelerin kontrollerinin uzun süre yapılmadığı görüldü.

-Planlanandan fazla üretim yapıldı. "Üretim zorlaması", gerekli tedbirlerin alınmamasına ve tehlikeli çalışma koşullarının oluşmasına yol açtı.

 

Gaz maskelerinin niteliği, iddianamede nasıl yer aldı?

 

Soruşturma kapsamında incelenen gaz maskeleriyle ilgili tespitlerde maskelerin farklı kusurlar nedeniyle işlevlerini yerine getiremediğine dikkat çekiliyor.

Bunlardan bazıları şöyle:

-Bir firmaya ait 116 adet "kullanılmamış̧" gaz maskelerinin 18 tanesi raf ömrünü tamamlamış̧.

-Çin Halk Cumhuriyeti kaynaklı "kullanılmış̧" ve "kullanılmamış̧" tüm gaz maskeleri 16-20 yıl önce üretilmiş̧ ve kullanım ömrünü doldurmuş.

-"Kullanılmış̧" bazı gaz maskelerinin seri numaraları ya yok ya da silinmiş̧.

 

Tanıkların ifadeleri de kusur ve ihmalleri ortaya koyuyor

 

Tanıklar ifadelerinde madendeki eksikliklere ve ihmallere dikkat çekiyor.

Serkan Turhan, "H panosunda sürekli metan gazı olurdu. Orada çalıştığımız gün bizde baş dönmesi olurdu. Hatta daha önce bu ayak 2-3 sefer kapatılarak soğutma çalışması da yapıldı. Ancak baş edilemediği halde orada çalışmaya ve üretime devam edildi. Birkaç defa gaz yüksekliğinden sistem kendini kapattı. Buna rağmen sistem tekrar açılır, üretime devam edilirdi" diyor.

Bir başka işçi Yüksel Ünlü ise faciadan önce işçilerin uyarılarının dikkate alınmadığına dikkat çekiyor ve ekliyor:

"Ayaklara giden bir fan ya da hava yoktu. İstim havası vardı ancak yetersizdi. Ayaklar çok sıcaktı. Çıkan kömür de çok sıcaktı. Kömürü elimize aldığımızda ellerimizi yazan düzeyde bir sıcaklıktı. Emniyetçiler Mehmet ve Yüksel'e bunu söylediğimizde normal diye tepkiler alıyorduk. Aldırmıyorlardı."

İlgili Haberler