Soma faciasının yaşandığı madenin başmühendisi Mehmet Efe'nin eşi Meliha Efe, Soma davasında eşinin "sorumlu" gösterilmesiyle ilgili olarak konuştu. Eşini suçlu ilan eden maden yöneticileriyle kazadan önce ailecek görüştüklerini söyleyen Efe, "Hiçbir suçlamayı hak etmiyor. Suçlayacaklarını tahmin ediyorduk ama onların anlattıklarını duyduğumda elim ayağım tutmadı" dedi.
Hürriyet'ten Banu Şen'in haberine göre, 13 Nisan’da başlayan 45 sanıklı Soma davasında herkes ağız birliği etmişçesine madende can veren başmühendis Mehmet Efe’yi suçladı. Kurtulan madencilerin kahraman olarak anlattığı Mehmet Efe’nin gözü yaşlı eşi, 1 yıllık suskunluğunu Hürriyet’e bozdu.
Soma davasında hâkim Aytaç Ballı’nın sorumluluklarla ilgili her sorusuna çoğu sanık “Mehmet Efe” yanıtını verdi. Onların her “Mehmet Efe’ydi” yanıtına önce salondaki ailelerden tepki geldi. Sonunda mahkeme heyeti başkanı Ballı da dayanamadı, “Her şeyin sorumlusu Mehmet Efe’yse siz ne iş yapıyordunuz” diye sinirlendi.
Ocaktan 5 gün sonra en son çıkan Mehmet Efe’ydi
Mehmet Efe, Soma AŞ’nin Eynez Ocağı’nın başmühendisiydi. Güvenlik uzmanıydı. Kolayca dışarı çıkabilecekken ocakta kalıp 140 civarı işçinin hayatını kurtardığı söyleniyordu. İddianamedeki görgü tanıklarının ifadelerine göre yangını söndürmek için ilerlediğinde bir daha geri dönemedi. Gaz bulutundan göz gözü görmez olduğunda, maskesini bir işçiye verdi, yanındaki arkadaşlarına, takatsiz biçimde yere çöküp, “Siz gidin” dedi. Mehmet Efe bir daha geri dönemedi. Ocaktan 5 gün sonra da en son çıkan Mehmet Efe’ydi... Son defnedilen de o oldu... Faciadan sonraki günlerde kahraman olmuştu. Ancak duruşmalarda ise tek sorumlu...
Eşi Meliha Efe kazadan bir yıl sonra ilk kez Hürriyet’e konuştu. Bir yıldır neredeyse hiç yemek yemediği için 12 kilo vermiş, küçücük kalmış. “Sustum. Duruşmalara da dayanamam diye gelmedim” diyerek başladı anlatmaya. Önce Mehmet Efe’sini anlattı: “Madenin çoğu yöneticisi özel araçla gidip gelirken o işçilerin otobüsüyle giderdi işe. İşi her şeyden önemliydi. Geceleri telefonu 4-5 kere çalmaya başlamıştı. Bir şeylerin ne kadar büyük olacağının demek ki farkındaydı. ‘Benden de mi çok seviyorsun işini’ derdim. Demek ki benden, kendi canından, ailesinden daha çok seviyormuş. Kendini feda etti.”
'Çok büyük bir sınavdayım. Eşim öldü, şimdi ise suçlanıyor'
Söz duruşmadaki suçlamalara gelince Meliha Efe, sınavda olduğunu düşündüğünü söyleyerek şöyle sürdürdü sözlerini: “Çok büyük bir sınavdayım. Eşim öldü, şimdi ise suçlanıyor. İsyan etmekten çok korkuyorum ama bazen ‘Yeter’ demek de geliyor içimden. Hiçbir suçlamayı hak etmiyor. Suçlayacaklarını tahmin ediyorduk ama onların anlattıklarını duyduğumda elim ayağım tutmadı. ‘Abi’ dediği insanlar. Çoğuyla ailece görüşüyorduk. Çoğu da kardeşi gibiydi. En büyük mahkeme ahirette. Mehmet hepsinden haklarını alacak.”
“Zor evlendiğimiz için hep kaybetmekten korkardım. Demek ki içime doğmuş” diyor Meliha Efe ve devam ediyor: “Saat 17.00’ye kadar o yerin altındayken aldığım her nefes yarımdı. Mehmet benim nefesim, diğer yarım. Şimdi ben nefessiz kaldım. Hayallerimiz vardı. En çok da bir çocuğumuz olsun istiyordum.”
Meliha Efe eşini faciada kaybettikten sonra kapandığını anlattı, eşinin son günlerinde yaşadıklarını ise yine gözyaşları içinde şöyle dile getirdi: “Bir gün önce sarıldığımda bir daha ona hiç sarılamayacağım sandım. Ben onu her sabah öpüp ‘Allah’a emanet ol’ diye uğurlardım. O sabah, ‘Cüzdanımı gördün mü’ dedi. Ben ceketinin cebinde olabileceğini söyleyip uyuyakaldım. ‘Allah’a emanet ol’ diyemedim. Öpüp uğurlayamadım. Kendimi çok suçladım bunun için. Bir hafta önce de yine işe gönderirken arkasından camı açıp ‘şişt’ yaptım. Döndü el salladı. Birkaç adım attı, tekrar dönüp el salladı. Köşeye kadar dönüp el salladı. Belki de bunlar hep fark etmeden hissettiklerimizdi.”