İSTANBUL,(DHA) - Özellikle son dönemde bir yemek yarışması programıyla tanınan Murat Özdemir\'in sosyal medya hesabından papağanına işkence videosunu yayınlaması ve Kayseri\'nin Hacılar ilçesinde sokak köpeklerinin saldırısı sonrası lise öğrencisi Mehmet Özer\'in hayatını kaybetmesi, hayvan haklarına dair yeni bir yasayı gündeme getirdi.
Yeni yasa çıksa dahi sokaktaki başıboş köpeklerin akıbeti hala belirsizliğini korumaya devam edeceğini ifade eden İstanbul Rumeli Üniversitesi Rektörü Vekili ve Veterinerİç Hastalıkları ve Psikoloji Uzmanı Prof Dr. Hazim Tamer Dodurka, \"Bu tartışmaların hayvan refahı üzerine olduğu kadar halk sağlığı üzerine de olumlu bir katkı sağlayamayacağı tarafımızdan değerlendirilmektedir. Kanımıza göre, gerek sorunların çözümü için, gerekse maliyeti milyarlarca doları bulan ancak sonuç getirmeyen harcama ve kaynak israfının önüne geçilmesi için soruna bilimsel açıdan yaklaşılmasının şart olduğunun hatırlatılması gereği ortaya çıkmıştır. WHO ve bilim çevreleri itlafı ve sokakların tamamen köpeklerden hızlı bir şekilde arındırılmasını, faydasız ve sakıncalı bir yöntem olarak kabul etmiştir. Çünkü sokaklar boşalınca, kırsaldan sokaklara aşısız ve insana alışkın olmayan, saldırgan ve daha doğurgan köpekler gelmektedir. Bu durumda köpek başına düşen alan ve gıda miktarı artar ki bu durum kontrolsüz üremeyi de teşvik etmektedir\" şeklinde açıklamada bulundu.
\"CUMHURBAŞKANLIĞINA BAĞLI YÖNETİM MEKANİZMASI\"
\"Köpeklerin sokakta zarar görmesi veya köpeklerin insanlara zarar vermesinin en önemli nedeni şimdiye kadar stratejik ve bilimsel bir yönetim planının uygulanmayışıdır\" diye konuşan Prof Dr. Hazim Tamer Dodurka, \"Oysa hem hayvan refahı ve hem de halk sağlığı açısından ülkede “başıboş hayvan” kavramının olmaması gerekir ki bunun tek çözümü ülke çapında, devletin kontrolünde söz konusu bu planın uygulanmasıdır\" dedi ve ekledi:
\"Biran evvel bu bilimsel dinamikleri dikkate alarak mümkünse doğrudan Cumhurbaşkanlığına bağlı bir yönetim mekanizması oluşturulmalıdır. Çünkü multidisipliner yaklaşım gerektiren bu konu tek bir bakanlığın ya da yerel yönetimlerin işi değildir. Yönetim bütçe olarak bağımsız olmalı, idari mekanizmada çeşitli bakanlık temsilcileri, ilgili STK ve meslek kuruluşları, üniversiteler gibi kurumlar yer almalıdır. Yasal düzenleme ve kararlar çerçevesinde oluşturulacak yönetim programı eş zamanlı olarak uygulanmalı ve tüm ülkeyi kapsamalıdır.\"
PROGRAM NELER İÇERMELİ?
Program temel olarak nelere içermesi gerektiğini bildiren Prof Dr. Hazim Tamer Dodurka, \"Devlet desteği ve belediyelerin sorumluluğunda ilçelerde dahi kısırlaştırma istasyonları kurulması suretiyle alt yapı sağlandıktan sonra tüm ülke çapında aynı anda başlayan, serbest veteriner hekimlerin de desteğinin sağlandığı bir kısırlaştırma kampanyası, ülkeye kaçak hayvan girişinin mutlaka engellenmesi, petshoplarda hayvan satışının yasaklanması, kayıt ve kimliklendirme sisteminin tavizsiz olarak uygulanması, hayvanlarını terk edenlere ağır yaptırımların uygulanması gibi tedbirlerle sahipsiz hayvan sayısı makul bir sayıya indirilmelidir. Bunun yanı sıra halkın süresiz eğitimi, bakımevlerinin sadece dışarıda yaşayamayacak durumdaki hayvanlara ayrılması ve koşullarının düzenlenmesi, sokağın taşıma kapasitesine uygun şekilde yerine bırakma işleminin planlı ve programlı şekilde uygulanması, yerine bırakılan hayvanların, her türlü takibi için gönüllü hayvan severlere zimmetlenmesi ve benzeri uygulamalar stratejik bir plan doğrultusunda uygulanmalıdır. Aksi taktirde hayvanların sokaklarda yaşadığı perişanlıklar devam edeceği gibi insanların da zarar görmesinin önüne geçilmesi mümkün değildir\" açıklamalarında bulundu.