Ekonomik kriz, yüksek enflasyon ve artan kiralarla birlikte barınma krizi büyüyor. Her geçen gün daha fazla insan, sokakta yaşama korkusuyla yaşıyor. BBC Türkçe’ye konuşan sivil toplum temsilcileri, evsizlerin sayısının başta İstanbul’da olmak üzere, “hiç olmadığı kadar” arttığını söylüyor.
Hastane bahçeleri, camiler, esnaf yoğun caddeler, park bahçeler ve otogarlar… Özellikle büyükşehirlerde evsizler, barınmak için genellikle bu mekanları tercih ediyor.
Türkiye’de evsiz sayısına ilişkin herhangi bir resmî veri yok. Bu alanda çalışan sivil toplum örgütleri en çok bu istatistik eksiğinden dert yanıyor.
Fakat yine de sokaklardaki muhtaç sayısında artış yaşandığını gözlemlemek, gece gündüz bu kişilere yardım dağıtan profesyoneller için çok da zor değil.
28 yıldır evsizlere yardım eden Şefkat-Der gönüllüsü Hayrettin Bulan, “28 yıldır evsiz sayısında hiç böyle bir patlama görmedik. Eskiden evsiz deyince akla bekar erkekler geliyordu, şimdi ailecek, çoluk çocuk sokakta kalanlar var” diyor.
Her ne kadar sayılarla konuşmak tahmini olsa da Bulan, sadece İstanbul’da 40 bin olmak üzere Türkiye genelinde yüz binlerce evsiz olduğu görüşünde:
“İnsanlar tek maaşla geçinemez ve kiralarını ödeyemez hale geldi. Asgari ücretle kiralık ev bulunamaz hale gelmesi, çalışanları bile evsiz hale getirdi.
“Anne kadın sığınma evine, çocuklar yetimhaneye düşüyor. Derneğimiz evlerine başvuran aileleri de kadın erkek başka evlere vermek zorunda kalıyoruz, aile paramparça oluyor.”
İstanbul sokaklarında düzenli olarak evsizlerle buluşan İnsani Hayat Derneği’nin başkanı Yunus Çetinkol, “Biz artık sadece 2 saat içinde 150 evsize ulaşabiliyorsak, sayı çok artmış demektir” diyor.
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin BBC Türkçe’yle paylaştığı verilere göre, evsizlere ayrılan Dışkapı Barınma Evi’nde bu yıl Temmuz ayı itibarıyla 2 bin 339 evsiz konakladı. Bu sayı geçen yıl 2 bin 676'ydı. Dolayısıyla henüz kış dönemine başlamadan, neredeyse geçen yılın kapasitesine ulaşıldı.
'Günlerce yemek yemeyin, o zaman karşıma gelin konuşun istediğinizi'
Ankara’da Engelsiz Dünya Derneği kurucusu Veysel Celiloğlu ile AŞTİ otogarı çevresinde, evsizlere düzenli olarak yemek dağıttıkları bir parkta buluşuyoruz.
AŞTİ ve çevresi halen Ankara’da evsizlerin yoğun olarak kaldığı noktalardan biri. Yanımda Celiloğlu’nu gören evsizlerin hemen yüzü aydınlanıyor.
70’lerinde bir evsiz kadın, Celiloğlu ve arkadaşlarının çok güzel yemekler getirdiğini, “hatta çaylarını bile eksik etmediğini” gözleri parlayarak anlatıyor.
Sohbeti biraz daha ilerletmek istesem de yaşlı kadın huzursuzlanıyor ve “evsiz olmadığını” söylüyor.
Uzun zamandır sokaklarda yaşayan bu insanlar hem fiziksel hem ruhsal birçok rahatsızlıkla baş etmek zorunda.
9 yıldır sokakta yaşayan orta yaşlı Murat, geçen yıl 5-6 gün süren açlığına son vermek için ilaç içerek intihar etmeye çalıştığını, 3 günlük yoğun bakımın ardından yeniden sokağa döndüğünü anlatıyor:
“Diyorlar ki neden intihar ediyorsun? Günlerce yemek yemeyin, o zaman karşıma gelin konuşun istediğinizi. AŞTİ’de tuvalet suyu içiyoruz biz, ellerimizi yıkadığımız su.”
1 aydır yıkanmadığını söylüyor Murat, hemen yanındaki Hasan ise “Ben senden biraz daha temizim, 12 gün oldu” diyor gülerek.
Hamamda ya da günübirlik otellerde temizlenebilmeleri için yevmiyeli iş bulmaları gerektiğini ama bunun her zaman denk gelmediğini anlatıyorlar.
'Amele pazarlarına saatlerce yürüyerek gidip geliyoruz'
Evsizler, sokaktaki hayatın her geçen gün daha zorlaştığını da söylüyorlar. Simit 10, su 7, minibüs 17 lira…
Ulaşıma gelen zamlar yüzünden genelde AŞTİ ve çevresinden ayrılmadıklarını söyleyen Murat, “Amele pazarlarına saatlerce yürüyerek gidip geliyoruz. Geçen sene dolmuş, metro 5 liraydı. Şimdi 17 lira” diyor ve ekliyor:
“Günlük amelelik işi çıksın diye dua ediyorum. Zaten AŞTİ’den bir yere çıktığımız yok, çünkü para yok. Sonra yardım yemeği bekliyorsun, 12’de yemek gelecek de karnın doyacak. Onu da yemezsen zaten açsın.
“Yemek nerede dağıtılırsa oraya gidiyoruz. Takılmadığımız, dayak yemediğimiz yer kalmadı. Bir esnafa gidiyorsun, 'Abi karnım aç, 3 gündür yemek yemiyorum' diyorsun. Bazısı çayını bile veriyor, bazısı kapıdan almıyor.
“Biz yeri geliyor çöpten ekmek alıyoruz. Hoca, camiye gelme der mi hiç? Bana 'Gelme' diyordu ama ben yine gidiyordum yatmak için.”
'Terminaldeki evsizlerin sayısı her geçen gün artıyor'
"Evsizlerin sayısında artış var mı?" diye soruyorum ve aynı anda “Çok fazla var” yanıtı alıyorum.
Murat, “Terminal ve çevresinde kalan insanların sayısı her geçen gün biraz daha artıyor. Bayanlarda daha çok artış var” diyor ve diğer iki arkadaşı da hemen onaylıyor.
Hasan, “Yokluktan abla. Adam asgari ücretle evini geçindiremiyor, her gün dövüş, kadının gidecek yeri yok. Ne yapsın, geliyor burada yatıyor” diyor.
Engelsiz Dünya Derneği kurucusu Veysel Celiloğlu da sokaktaki kadın sayısında artış gözlemlediğini söyleyerek, “Ben ömrümde Ankara’da görmediğim kadar boşanmış kadın görüyorum. Genellikle koruma kararı olan, ailesinden kaçan kadınlar bunlar” diyor.
Kadın sığınma evlerinde yer bulamayan kadınlar, genellikle camilerin mescitlerinde kalıyor. Bulan, sığınma evlerindeki doluluk sebebiyle kadınların geri çevrildiğini örneklerin çoğaldığını söylüyor:
“Sığınma evlerine başvurabilmek için kadının şiddet görmesi şartı aranıyor ancak kadının evsiz kalması her türlü risktir. Bize başvuran pek çok evsiz kadın, sığınma evlerindeki doluluk sebebiyle sokakta kaldıklarını söylüyor.”
Barınma ve kira krizi sebebiyle pek çok yoksul ailenin de potansiyel evsiz olduğunu söylemek hiç abartı değil.
Engelsiz Dünya Derneği gönüllüsü Nuriye İpkin, özellikle yalnız annelerin geçindirdiği evlere desteği artırdıklarını, her gün yeni bir ailenin evsiz kalma riskiyle kendilerine ulaştığını anlatıyor:
“Zar zor kira ödeyen, özellikle yalnız annelerin geçimi üstlendiği evler potansiyel evsiz durumundalar. İnsanlar artık bizden kiralarına destek istemeye başladı. Her gün başka bir aile evden çıkarıldığını, uygun fiyatlı ev aradığını ya da nakliye ücretlerine destek aradığını söylüyor.
“Sadece evsizler değil, yoksullar da yemek sırasına giriyor ve sayıları çok arttı. ‘Ben evsiz değilim ama açım’ cümlesiyle çok daha sık karşılaşıyoruz. Çünkü bir lokantada en ucuz yiyecek ve içecek artık en az 100 lira.”
Oteller ve barınma evleri çözüm mü?
Türkiye’de evsizler genellikle kışın en soğuk dönemlerinde valiliklerin geçici süreliğine ayarladığı oteller ve misafirhanelerle hatırlanıyor.
İstanbul Planlama Ajansı’nın Şubat 2023’te yayımladığı rapora göre, 2021 yılının kış aylarında valilik 2100 evsizi dönüşümlü olarak otellere yerleştirdi.
İstanbul’da belediye ve diğer kamu kurumlarına ait tesislerin dönemlik giriş-çıkışlarla birlikte toplamda 3 bin evsize hizmet ettiği tahmin ediliyor.
Fakat bu imkân yılın sadece belli dönemlerinde, geçici süreliğine sağlanıyor. Ayrıca bu kapasiteler tüm evsizleri kapsayacak şekilde artırılsa bile, çoğu evsiz yine de sokakta kalmayı bazen “daha güvenli” buluyor.
Murat, “Valiliğin otelinde 6 ay kaldım ama sokakta kalmak daha iyi. 2-3 kişi bir odada kalıyor. Artık baliciye mi denk gelirsin, hapçıya mı? Mutlaka kavga oluyor. Gece rahat uyuyamıyorsun, can güvenliğin yok. Sokakta istediğin yere kaçabiliyorsun ama orada bir oda içindesin” diyor.
Evsizlerin de “kendilerine ait bölgeleri” olduğunu söyleyen Veysel Celiloğlu ise çoğu evsizin kendi bölgesini kaybetmemek için bu imkândan faydalanmadığını şöyle anlatıyor:
“Mahmutpaşa’da 10 tane evsiz büyüğümüz var, hiçbiri kışın valiliğin ya da belediyenin gösterdiği yere gitmediler. 'Biz burada sabah kalkıyoruz, dükkanların önünü temizliyoruz. Esnaf bize kahvaltımızı veriyor. Eğer gidersek yerimize başkaları gelir. 3-5 gün soğuğa karşı dişimizi sıkarız ama yerimizden olmayız' dediler.”
“Evsizler sürekli gezgin, tespit etmek zor, hangi il ve ilçede ne kadar var bilinemiyor. Sosyal politikalarda bir değişiklik şart görünüyor. Dar gelirli aileler ve çocuklarına yönelik sosyal alanlar ve sosyal hizmetin artırılması gerektiğini düşünüyoruz.”
'Uyuşturucu bağımlılığı ciddi bir sorun'
“Sokaktakilerin %80’i uyuşturucu kullanıyor” diyen Mustafa, polis bir bölgeyi “temizledikçe” uyuşturucu satışının başka bölgelere kaydığını ama devam ettiğini anlatıyor.
Çekinkol’a göre evsiz sayısının artmasındaki temel nedenlerden biri uyuşturucu kullanımının giderek yaygınlaşması. Çetinkol, haftada en az 6-7 farklı bağımlı ailesiyle görüştüklerini söylüyor:
“Uyuşturucu sebebiyle aile içi şiddet artıyor, aileler bu kişileri dışlamak zorunda kalıyor ve bağımlı kişi madde yüzünden çalışamaz hale geliyor. Dilencilik, sinyalcilik ya da sokakta kalmak, onlar için en basit yöntem oluyor. Uyuşturucu yüzünden aile parçalanmış; baba evden gitmiş, çocuk kaçmış, anne sığınma evinde…”
Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir