48. SİYAD Türkiye Sineması Ödülleri'ne 'Abluka' damga vurdu. Emin Alper'in yönettiği 'Abluka'nın en iyi film ve yönetmen dahil dört ödül kazandığı SİYAD Ödülleri'nde 'Nefesim Kesilene Kadar'la Esme Madra en iyi kadın oyuncu, 'Sarmaşık'la Nadir Sarıbacak en iyi erkek oyuncu seçildi.
Radikal'in haberine göre, 48. SİYAD Türkiye Sineması Ödülleri, Şişli Kent Kültür Merkezi’nde düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Oyuncu Tuğrul Tülek’in sunduğu geceye Emin Alper’in yönettiği ‘Abluka’ damga vurdu. ‘Abluka’nın en iyi film, yönetmen, senaryo ve kurgu olmak üzere dört ödül kazandığı gecede, en iyi kadın oyuncu ödülü ‘Nefesim Kesilene Kadar’la Esme Madra’nın olurken ‘Sarmaşık’la Nadir Sarıbacak en iyi erkek oyuncu seçildi. Şebnem Hassanisoughi ‘Bulantı’yla en iyi yardımcı kadın oyuncu, Özgür Emre Yıldırım ise ‘Sarmaşık’la en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülünü aldı.
Ahmet Uluçay en iyi ilk film ödülü Emine Emel Balcı imzalı ‘Nefesim Kesilene Kadar’ın olurken İngiliz yönetmen Ben Hopkins’in ‘Hasret’ adlı yapımı en iyi belgesel ödülünün sahibi oldu.
48. SİYAD Türkiye Sineması Ödülleri
En iyi film
Abluka
En iyi yönetmen
Emin Alper (Abluka)
En iyi senaryo
Emin Alper (Abluka)
En iyi kadın oyuncu performansı
Esme Madra (Nefesim Kesilene Kadar)
En iyi erkek oyuncu performansı
Nadir Sarıbacak (Sarmaşık)
En iyi yardımcı kadın oyuncu
Şebnem Hassanisoughi (Bulantı)
En iyi yardımcı erkek oyuncu
Özgür Emre Yıldırım (Sarmaşık)
En iyi görüntü yönetimi
Andreas Sinanos (Rüzgarın Hatıraları)
En iyi müzik
Acarkan Özkan, Uran Apak, Erhan Seyran (Çekmeköy Underground)
En iyi kurgu
Osman Bayraktaroğlu (Abluka)
En iyi sanat yönetimi
Hüseyin Binay, Aslıhan Tiryaki (Çekmeceler)
En iyi belgesel
Hasret (Ben Hopkins)
En iyi kısa film
Salı (Ziya Demirel)
Umut Ödülü - Ahmet Uluçay en iyi ilk film
Nefesim Kesilene Kadar
“Gözyaşları kalmış mıdır?”
‘Abluka’nın yönetmeni Emin Alper’e senaryo ödülü vermek üzere sahneye çıkan ünlü şair ve yazar Murathan Mungan, etkileyici konuşmasıyla geceye damga vuran isimlerden biriydi. Konuşmasının başında sinema tarihi boyunca senaristlerin sansür belasıyla boğuştuğuna vurgu vurgu yapan Mungan, “Birbirimizin hikâyelerine, hayatlarına ne zaman bu kadar yabancı olduk? Gezi’nin hikâyelerine sahip çıkanlar; Sur’un, Cizre’nin, Amed’in, Kürdistan coğrafyasının hikâyelerine niye bu kadar yabancılar? Akılları, vicdanları, ahlakları niye bu kadar yabancı oldu?” sözleriyle salonu dolduran konuklardan büyük alkış aldı.
Mungan konuşmasının devamında “Özgürlüğü hepimiz için istiyoruz. İfade özgürlüğünü hepimiz için istiyoruz. Yaşam ve varoluş hakkını hepimiz için istiyoruz. Sinemanın artık sadece ‘Schindler’in Listesi’nde ya da ‘Sophie’nin Seçimi’nde gözleri nemlenen seyircileri; bugün Sur’da bombalar altında, gözleri oyulan, parmakları, kulakları kesilen, burunları kesilen insanların hikâyelerine de gözyaşları kalmış mıdır acaba? Umarım bundan sonra bütün sanatlar olduğu gibi sinema da bize bir arada yaşamanın, kardeşçe yaşamanın; birbirimizin kalplerine, akıllarına, ruhlarına, hikâyelerine dokunmanın imkânlarını daha çok açacaktır. Bizim birbirimize her zamankinden çok daha fazla ihtiyacımız var. Hikâyelerimize dokunursak belki gerçeklerimize de daha iyi vakıf olabiliriz” ifadelerini kullandı.
Menderes Samancılar: ödülü uykusunda öldürülen çocuklara adıyorum
SİYAD Onur Ödülünü alan oyuncu Menderes Samancılar ise Erdem Gül ve Can Dündar’ı andıktan sonra “Ödülümü bu ülkede acı çeken annelere ve uykusunda öldürülen çocuklara adıyorum” dedi.