Kürt müziğinin usta sesi Şiwan Perver, bir buçuk yıl kadar önce Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'la yaptığı görüşmede, Arınç'ın kendisine, "Keşke memlekete gelip Mevlanamız olsan! Gel, Mevlanamız ol!" dediğini söyledi.
Şiwan Perver, Radikal gazetesinden Sedat Yurttaş'ın sorularını yanıtladı. Perver şöyle konuştu:
'Arınç'la görüştüm diye adeta taşlandım'
"Bir buçuk yıl kadar önce Bülent Arınç’la görüştüğümde beni nasıl da ağır suçladılar. Oysa sadece sohbet etmiştik.
Adamcağız beni 15 dakikalığına görmek istemişti. Ben de kabul ettim. Görmeye gittim. Ne de olsa devletin hizmetinde biri. Devlet adamı. Hükümette. Görüşüp kendisine görüş ve önerilerimi söyledim. Şimdiye kadar niyetlerine destek verdiğimi, referandumda evet dediğimi, doğru bulduğum politikalarını övdüğümü ancak artık savaşın bitirilmesi gerektiğini söyledim. Kürtlere karşı savaşın bitirilmesi gerektiğini söyledim. Diğer taraftan Kürdistan dağlarına yazılan ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’nin bir an önce kaldırılmasını söyledim. Kürtlerin onurlu bir halk olduklarını, 20-25 milyonluk bir halkın bu çağda kabulünün imkânsız olduğunu söyledim.
'Olabilir, olabilir... Ben oradan geliyorum' dedi. 'Ayrıca bugün artık sistem olarak herkesi kucaklamak istiyoruz' diye ekledi. Kürtlerin çok hizmet ettiğini söyledim. Büyük bir cemaat olduğumuzu, demokratlar gibi komünistlerimizin de olduğunu belirtip 'Bugün meselenin çözümüne eğilip çözüm üretmeliyiz' dedim. Karşılıklı tahammül etmemiz gerektiğini, birbirimizi sevmemiz gerektiğini söyledim. Öyle bir sistem olmalı ki hepimizi kucaklamalı. Basın da ona sorunca, o da ülkemi özlediğimi, dönmek istediğimi söylemişti. Ancak benim ona dediğime ve gerçekte neler konuşulduğuna bakılmadan beni adeta taşladılar. Oysa bana esas olarak söylediği, 'Keşke memlekete gelip Mevlanamız olsan! Gel, Mevlanamız ol!' idi. Ama mevcut durumda Mevlana’da gelse afaroz ederler. Türkiye’de sadece Kürtler değil herkes asimilasyona tabii tutuldu. Yıllarca kültürel asimilasyon’un yanında topluma tek tipçi ideolojik asimilasyon dayatıldı ve bu 80 sene boyunca devlet politikası olarak uygulandı. Sonuçlarını devletin tüm kademelerinde ve hayatın her alanında halen hissetmek mümkün. Bunun sonucu olarak toplumda öyle bir nefret kültürü oluşturulmuş ki meselelere aklı selim yaklaşmak ve farklılıklara tolerans göstermek giderek zorlaşmakta."
Perver, hükümetten yeni mesajlar aldığını belirterek, "Benim dönüşüm çok isteniyor. Fakat binlerce insanın tutuklandığı bir dönemde, baskının ayyuka çıktığı bir dönemde dönüşüm gerçekleşmez" diye konuştu.
'Dilimi, dilimin ülkesini tanıyın diyeceğim'
Perver, Kürtçe'yi tüm Türkiye'ye tanıtmak istediğini söyleyerek şöyle konuştu:
"Türkiye, Anadolu, Kürdistan, tümü ülkemiz. Neden Kürtler dışında yeterince dinlenmiyorum. Oysa ben de o ülkenin insanıyım. Acaba Kürtçe söylediğim için mi? Trabzon’da bunu soracağım. Dilimi, dilimin ülkesini tanıyın diyeceğim. Samsun, Rize, Zonguldak ve Manisa’da söyleyeceğim. Edirne’de, Adana’da, bütün Türkiye’de söyleyeceğim. Bu dilin ve müziğinin tadına varmalılar. Şunu demeliler, nasıl ki biz kendi çocuklarımızla dilimizle konuşuyorsak onlar da dilleriyle konuşmalılar. Şüphesiz Kürdistan coğrafyasındanım. Karacadağ’danım. Siyah taştanım. Amed ve Urfa’nın buluştuğu yerden, Amed’denim."