T24 - Kahramanmaraş'ın Türkoğlu ilçesinde bulunan Gavur Gölü bataklığında 1950 yılından bu yana sürdürülen kurutma çalışmalarının, faydadan çok zarar getirdiği, bilim adamlarınca hazırlanan raporla ortaya çıkarıldı.
Bir zamanlar süvari birliklerine semer yapımı için saz ve berdi temin edilen, Rusya’dan gelen kazakların, ağırlığı 100 kiloyu bulan balıklar avladığı, nergis, sümbül, nilüfer ve papatyalarıyla doğal mesire alanı görüntüsü sergileyen, pek çok türden kuş ve sürüngene ev sahipliği yapan sulak alanın, sıtma hastalığıyla mücadele kapsamında kurutulmaya çalışılması, pek çok olumsuzluğa neden oldu.
Kurutma çalışması sonucunda Gavur Gölü bataklığı, zengin florasın kaybetme yanında göçmen kuşların konakladığı, yerli kuşların mekan edindiği, çeşit çeşit tatlı su balıklarının yaşadığı, binbir çeşit ekolojik türün yetiştiği, mikro canlıların üreyip çoğaldığı, avcıların av partileri düzenlediği bir sulak alan olma özelliğini de kaybetti.
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyeleri Yrd. Doç. Dr. Mehmet Gürbüz, Yrd. Doç. Dr. Murat Karabulut ve Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Korkmaz’ın birlikte hazırladığı "Gavur Gölü Bataklığının Kurutulmadan Önceki Ekolojisi" konulu rapor, kurutma çalışmalarıyla kazanılan tarım toprağına karşılık nelerin kaybedildiğini gözler önüne seriyor.
Raporda, "Gavur Gölü Bataklığını kurutma çalışmalarından beklenen fayda sağlanamamakla birlikte sulak alan ekolojisi yok edildi" denildi. Sulak alanların yeryüzünün biyolojik çeşitlilik yönünden en zengin ve en üretken doğal alanları, aynı zamanda yer yüzünün tropikal ormanlarla birlikte en yüksek organik madde üreten ekosistemleri olduğu vurgulanan raporda, bu bakımdan sulak alanların korunmasının çok önemli olduğuna dikkat çekildi.
Raporda, sulak alanların çevresindeki insanların yaşamında önemli bir yer tutmakla, doğal dengenin korunmasına hizmet etmekle birlikte insanlar için başta balıkçılık olmak üzere su temini, ulaşım, hayvancılık, yaban hayatı, avlanma, saz kesimi ve rekreasyonel kullanım gibi ekonomik faaliyetlerde bulunmalarına olanak sağladığı kaydedilerek, şu ifadelere yer verildi:
"Gavur Gölü Bataklığı çevresinde yaşayan insanlar, sulak alanın sunmuş olduğu biyolojik değerlerle kültürel zenginliklerini ve adaptasyon kabiliyetlerini birleştirerek kendilerine has sulak alan kültürel ekolojisi ortaya koymuşlardır. Bu kültürel ekoloji içinde balıkçılık, kara avcılığı, hayvancılık, tarım, saz ve kamış kesimi, rekreasyon gibi sosyo-ekonomik ve kültürel faaliyetler gerçekleştirilmiştir. Bu faaliyetler gölün kurutulmaya başlanmasıyla birlikte önemli ölçüde sona ermiştir.
Fakat 1950’li yıllarda var olan sulak alanların sıtma hastalığına neden olduğu anlayışı ve tarım toprağı elde etme isteği Gavur Gölü Bataklığının kurutulma kararının alınmasına neden olmuştur. Günümüze kadar yapılan çalışmalar sonucunda bataklığın büyük ölçüde kurutulmasına rağmen kurutma işlemi bölgenin jeomorfolojik yapısı nedeniyle tam olarak başarıya ulaşamamıştır. Göl alanında elde edilen topraklar, turbalık olduğu için özellikle yaz aylarında arazideki organik toprak sürekli yanmakta ve alanı kül tabakası kaplamaktadır. Kurutma işleminden beklenen faydaların gerçekleşmezken buna karşılık sulak alan ekosistemi yok edilmiştir."