T24 - Sivas davası sanıklarından İhsan Çakmak’ın aranırken Mayıs 2007’de tutuklandığı ortaya çıktı. Mahkemenin Çakmak’ın neden dosyasını ayırıp karara bağlamadığı anlaşılamadı.
Gökçer Tahincioğlu ve Türker Karapınar'ın Milliyet'teki haberine göre; Sivas Madımak Oteli’nde, 2 Temmuz 1993’te, 37 kişinin ölümüyle sonuçlanan katliamla ilgili davanın sanıklardan İhsan Çakmak’ın, aranırken karıştığı başka bir suçtan dolayı yakalanarak, 3 Mayıs 2007’de tutuklandığı ortaya çıktı. Sivas davasının 16 Ağustos 2007 tarihli duruşmasından sonra serbest bırakılan Çakmak, kamuoyunda büyük yankı uyandıran skandalları kendi ağzından anlattı.
Çakmak, ifadesinde, arandığından haberi olmadığını, bu süre zarfında evlendiğini, askere gittiğini ve emniyete başvurarak ehliyet bile aldığını söyledi. Savcılık, davada bulunamayan diğer sanıkların yanı sıra yakalanıp ifadesini veren Çakmak için de zamanaşımı istedi. Mahkemenin Çakmak’ın yakalandığı aşamada yıllardır firari olan diğer sanıklardan neden dosyasını ayırıp karara bağlamadığı ise anlaşılamadı. Mahkeme, zamanaşımı kararı verirse, Çakmak hakkındaki dava da düşecek. Mahkeme, yakalanıp ifadesi alınan Sivas ana davası sanıklarından Bülent Düğenci’nin dosyasını ise ayrı bir esasa kaydetmiş ve Düğenci’yi müebbet hapse mahkum etmişti.
Yargıtay bu kararı onamıştı
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Sivas ana davası sanıklarından olan ve tüm aramalara rağmen bulunamayan dönemin Sivas Belediye Meclis Üyesi Cafer Erçakmak ile Kayseri DGM Başsavcılığı’nın 16 Haziran 1994 tarihli iddianamesiyle haklarında dava açılan sanıklar Şevket Erdoğan, Köksal Koçak, İhsan Çakmak, Hakan Karaca, Yılmaz Bağ ve Necmi Karaömeroğlu hakkındaki dosyayı birleştirdi. 7 sanığın yargılandığı davada, Erçakmak’ın 10 Temmuz 2011’de Sivas’ta gizlice gömüldüğü, Bağ’ın ise 25 Aralık 2006’da öldüğü ortaya çıktı. Erçakmak’ın da aralarında bulunduğu sanıklardan biri hariç hiçbiri bulunamadı.
‘Haberim yoktu’
Sivas olayları nedeniyle aranan sanıklardan İhsan Çakmak, karıştığı başka bir suç nedeniyle Ankara’da gözaltına alındı ve 3 Mayıs 2007’de hakkındaki yakalama kararı nedeniyle tutuklandı. Ankara Sincan 1 Nolu F Tipi Cezaevi’ne konulan Çakmak, Sivas davasının 8. duruşmasının yapıldığı 16 Ağustos 2007’de ifade verdi.
İfadesinde, Sivas olaylarından dolayı arandığından haberinin olmadığını iddia eden Çakmak, arandığı süre zarfında 27 Temmuz 1999’da Sivas Altınyayla Belediyesi’nde evlendiğini, 22 Mayıs 1997’de askere gittiğini, çocuğunu nüfusa kaydettirdiğini, emniyete başvurarak ehliyet bile aldığını söyledi. Mahkeme, Çakmak’ın ifadesini vermesi nedeniyle tutuksuz yargılanmasına karar verip, serbest bıraktı.
Ona da zamanaşımı
Çakmak’ın yakalanıp ifadesini vermesinin ardından tüm duruşmalarda avukatları hazır bulundu. Ancak ifadesi alınan Çakmak’ın dosyası, bulunamayan diğer sanıklarla birlikte yargılandığı dava dosyasından, zamanaşımı süresinin dolduğu belirtilen 2 Temmuz 2008’e kadar ayrılmadı.
Savcılık, 21 Haziran 2011 tarihli duruşmada açıkladığı esas hakkındaki görüşünde, tüm aramalara rağmen bulunamayan sanıkların yanı sıra yakalanıp tutuklandıktan sonra serbest bırakılan ve ifadesi de alınan Çakmak’la ilgili dosyanın da suça öngörülen zamanaşımı süresinin 2 Temmuz 2008’de dolduğu gerekçesiyle zamanaşımından ortadan kaldırılmasını talep etti.
Çakmak’la ilgili dosyayı, yakalanıp ifade vermesine rağmen ayırmayan mahkeme, daha önce ise yakalanıp ifadesi alınan Sivas ana davası sanıklarından Bülent Düğenci’nin dosyasını ayrı bir esasa kaydederek kararını vermişti.
Mahkeme, 23 Mayıs 2006’da, tüm aramalara rağmen bulunamadıkları gerekçesiyle Düğenci’nin de aralarında bulunduğu 4 sanığın dosyasını tefrik etti. 5 Temmuz 1993’te gözaltına alınan, 16 Temmuz 1993’te tutuklanan, 25 Mart 1994’te tahliye edildikten sonra kayıplara karışan Düğenci, bu tefrik kararının ardından hakkında çıkarılan yakalama kararı uyarınca 4 Ekim 2006’da yakalandı ve Ankara 2 Nolu F Tipi Cezaevi’ne konuldu. Mahkeme, Düğenci’nin dosyasını 2010/9 esas numarasına kaydetti.
Mahkeme, Düğenci’yle ilgili kararını da 19 Nisan 2011’de verdi. “Sanığın sübuta eren eylemleri örgüt üyeliği boyutunda olmayıp vehamet arzedici niteliktedir” denilen kararda, “Olay günü kanuna aykırı yürüyüşe katıldığı, otel önünde ‘Şeriat gelecek zulüm bitecek, kahrolsun laiklik, Kuran’a uzanan eller kırılsın, Sivas Aziz’e mezar olacak’ sloganları attığı, zabıtaca oluşturulan barikata saldırdığı, otelin camlarını taşladığı, tanık anlatımları, teşhis tutanaklarıyla sübuta ermiştir” denildi. Mahkeme, Düğenci’yi, eski TCK’nın 146/1. maddesi uyarınca müebbet hapse mahkum etti. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, bu kararı 11 Kasım 2009’da onadı. Düğenci, halen cezaevinde cezasının infazını çekiyor.
Örgüt yok, propagandası var
Davadaki başka bir gariplik ise sanıklar hakkında açılan davanın iddianamesinde ortaya çıktı. Mahkeme, Sivas ana davası kapsamında çeşitli hapis cezalarına mahkum edilen 59 sanığın Topluma Kazandırma Yasası’ndan faydalanmak için yaptıkları başvuruyu, emniyetten gelen, Sivas olayının faillerinin mensup oldukları herhangi bir örgütün varlığına rastlanamadığı görüşü doğrultusunda, 26 Aralık 2006’da reddetmişti.
Buna karşın zamanaşımı istenen sanıkların, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun “örgüt propagandası yapmak” suçunu düzenleyen 7/1-2. maddesinden cezalandırılmasının istendiği anlaşıldı. Bu durum, zamanaşımı istenen sanıkların, “olmayan bir örgütün propagandasını yapmak”la suçlandıkları gerçeğini ortaya koydu. Avukatlar, yıllarca örgütün varlığını savunmuş ve bulunmasını istemişti.
‘Madımak’taki ateş hâlâ yürek yakıyor!’
Sivas’ta kent meydanında toplanan CHP Gençlik Örgütü üyeleri ve Halkevleri Sivas Şube üyeleri Sivas olayları davasının 13 Mart’ta zaman aşımına uğrama olasılığını protesto etti. CHP Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir, “İnsanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı olmaması için kanun teklifi verdik ancak reddedildi” dedi. CHP Gençlik Örgütü adına açıklama yapan Kurtuluş Ergün de Madımak’taki yangının ateşinin hala yürekleri yaktığını belirterek, “Zamanaşımına girerse bu olay devletimizin ve Türk adaletinin alnında kara bir leke olarak kalmaya devam edecektir” diye konuştu.
Erçakmak da kurtarılıyormuş
Sivas davasının müdahil avukatları, Erçakmak’ın da aralarında bulunduğu sanıkların yargılandığı davadan Milliyet’in 5 Kasım 2008 tarihli, “Katliama zamanaşımı geliyor, Madımak’ın baş faili kurtulacak mı?” başlıklı haberiyle haberdar olmuştu. Avukatlar, hemen mahkemeye müdahil olmak için dilekçe vermişti. Avukatların davaya müdahil olmasından önce ise savcılığın çok çarpıcı başka bir karara daha imza attığı öğrenildi. Savcılığın, 3713 sayılı Yasa’ya muhalefetten cezalandırılması istenen sanıkların yanısıra dönemin Sivas Belediye Meclis üyesi, tüm aramalara rağmen bulunamayan, 10 Temmuz 2011’de Sivas’ta gizlice gömüldüğü ortaya çıkan Erçakmak hakkında açılan davanın da zamanaşımından ortadan kaldırılmasını talep ettiği öğrenildi. Savcılığın, bu talebini, daha sonraki duruşmalarda Erçakmak hakkında “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek” suçunu düzenleyen 765 sayılı TCK’nın 146/1. maddesinin uygulanması ihtimalini gözönüne alarak, düzelttiği anlaşıldı.
‘Sivas’ın ışığı sönmeyecek’
Taksim Meydanı’nda toplanan CHP İl Gençlik Örgütü üyesi yaklaşık 500 kişilik grup ‘Sivas’ın ışığı sönmeyecek’, ‘Canımızı yak vekil ol hak iste mahkum ol’, ’İnsanlık suçunun zaman aşımı olmaz’ şeklinde pankartlar açarak, ‘Sivas’ı yakanlar AKP’yi kuranlar’, ‘Sivas’ın hesabı sorulacak’ sloganları attı. Grup, yaktıkları meşalelerle ve sloganlar eşliğinde Galatasaray Meydanı’na yürüdü. Burada bir süre oturma eylemi yapan grup, Sivas’ta ölenlerin hayatlarını kaybedenlerin isimlerini tek tek söyledi. Basın açıklamasının ardından grup olaysız şekilde dağıldı.