38 yıl aradan sonra Diyarbakır'a dönen Kürt sanatçı Şivan Perwer, sürecin kardeşliğe, barışa neden olmasını, sürecin güçlenmesini ve cezaevlerinin boşalmasını isteyerek, "Artık kimse savaşmaz" dedi. Kendisinin 38 yıl önce genç bir delikanlı olarak ülkesinden ayrıldığını belirterek, "Yaşlı bir adam olarak geri döndüm. İnsanın bazen ağlamaması mümkün değil" diye konuştu. Kürtçe'nin resmen tanınması gerektiğini ifade eden Perwer, "Kürt dilinin resmen tanınması, Kürt çocukları kendi lisanıyla okutulması" gerektiğini dile getirdi.
Ramazan Yavuz'un ve Serdar Sunar'ın Doğan Haber Ajans'ında yer alan haberine göre, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün Diyarbakır'da açılış ve toplu nikah törenine Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani ile gelip, İbrahim Tatlıses ile birlikte düet yapan ünlü Kürt sanatçı Şivan Perwer, bugün Diyarbakır'da kaldığı Green Park Oteli'nde basın toplantısı düzenledi. Perwer, basın toplantısında duygulu anlar yaşadı, gözyaşlarını tutamadı.
"Artık kimse savaşamaz"
Perwer, dün Diyarbakır'da Kürdistan ve Türkiye'nin yan yana getirilip dostluk ve kardeşliğin sağlandığını belirterek, tarihi bir gün yaşandığını kaydetti. Perwer, sürecin kardeşliğe, barışa neden olmasını, sürecin güçlenmesini ve cezaevlerinin boşalmasını isteyerek, "Artık kimse savaşmaz" dedi.
Devleti Türkler ve Kürt halklarının birlikte kurduğunu söyleyen Perwer, yaşanan olayları anlatıp, her iki halkında bu konuda zarar gördüğünü belirtti.
Türkiye'nin çok güzel bir ülke olduğunu ifade eden Perwer, "Türkiye, Türkiye'de yaşayan bütün farklılıklara, toplumlara yeterli güzel bir ülkedir. Kürdistanı'yla, batısıyla, doğusuyla gerçekten üstün kalitede bir ülkedir. İki kıtayı birleştiren bir ülkedir. Denizleri saran bir ülkedir. Bu ülkenin geçmiş statükodan, geçmiş katmerli zorlamalardan kurtulması, vazgeçmesi için elbette bugün gördüğümüz gibi gerçekten bir yeniliğe ihtiyacımız vardır. İnsan haklarına saygı, farklılıkları kabul etmek, özgürlük ve barışa taraftar olmak ve demokrasiyi temellendirmek için bir yeniliğe ihtiyaç vardır. Bu dün başladı. Bütün toplumlar için bahar havası estirdi. Tarihi bir gün olarak değerlendirildi" dedi.
"Yaşlı bir adam olarak döndüm"
Kendisinin 38 yıl önce genç bir delikanlı olarak ülkesinden ayrıldığını belirten Perwer, "ama yaşlı bir adam olarak geri döndüm. İnsanın bazen ağlamaması mümkün değil. Biz döndük ülkemize tabi yavaş yavaş bıraktığımız bu ülkenin insanları ile adapte olabilmek için biraz zaman lazım bize. Gönül isterdi ki Diyarbakır sokaklarına çıkayım insanlarla sohbet edeyim, merhabalaşayım, kucaklaşayım. Onlarda beni çok sever bende onları severim. Kürtlere haksızlık edilmiş ama o kimseye haksızlık etmemiştir. Kürtler kardeşliği seven bir toplumdur. Türk kardeşlerimiz bize dostluk elini uzatıyorsa gelin değerli Kürt kardeşlerimiz biz bir aileyiz. Dayı, yeğen, amcayız biz hayatın çok alanında çoğu yerde birlikte bin yıllardan beri yaşıyoruz ve halen devam ediyoruz. Ve düşmanlık olmasın zaramızda kardeşlik, dostluk eğer insanların yaşama gereği varsa yaşam barışla daha çok güzeldir. Barış yaşamı geliştirir mükemmelleştirir yaşamı mükemmel kurdurur. Yani savaş ne yapar harcar, harabe eder, yıkar kimseye yararı olmaz. Onun için şerden, savaştan vazgeçmek en doğrusudur. Ama barışında gerçek yerine ulaşması ve oturması gerekiyor. Biz barış istiyoruz ve bu barış başladıysa bu dönemde bu çağda yeni bir çağ devir Türkiye'de başlıyor. Daha güzel bir ülke, daha güzel bir yaşam, daha anlayışlı düşünceli güzel bir toplum ortaya çıkacaktır" diye konuştu.
"Kürt dili tanınmalı"
Sanatıyla bu konuda hizmete hazır olduğunu söyleyen Perwer, "Biz bunu derken Kürt halkının sahip olduğu bu güzel değerlerin korunması içinde bazı imkanlara ihtiyaç var. Devletin o konuda düşünmesi gerekiyor. Kürt dilinin resmi tanınması, Kürt çocukları kendi lisanıyla okutulması. Biz her ne kadar Türk okullarında okuduysak dilimizde o Kürtçe şive gitmedi, hep Kürt kaldık. Türkçe konuştuk ama ruhumuz beynimiz düşüncemiz hep Kürt kaldı. Biz Kürtçe ile eğitilirsek daha mükemmel şahsiyetler ortaya çıkarabileceğiz. Bazı kurumların yapımına başlanmıştır. Herkse kendi olanaklarıyla bazı Kürt okullarında çocuklarını eğitmeye çalışıyorlar ama bu yeterli değil. Diyarbakır'da güzel arkadaşlarımızın mükemmel bir hizmeti görülüyor. Mezopotamya Vakfı, Diyarbakır'da bir Kürt Üniversitesi yapımı için uğraşıyorlar. Umarım o konuda onlara destek olunur, bu herkesin vazifesidir" dedi.
"Kapılar birgün Öcalan'a da açılacak"
Barış sürecini halkın sevdiği Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Abdullah Öcalan'ın başlattığını söyleyen Perwer, "Sağ olsunlar, gerekiyordu. Herhalde bir gün kapılar sayın Öcalan'a da açılacak. Bu ülkenin evladı, bence en büyük hizmette de bulunur. Onun için sayın Mesut Barzani'de bu konuda bu sürece büyük katkıda bulunmaya çalışıyor. Sayın Barzani biliyorsunuz her zaman barış demiş hiç savaş istemeyen bir insandır. Sayın Mesut Barzani'nin büyük babası değerli ölümsüz Mustafa Barzani sadece kendi insani ve toplumsal hakları için mücadle verdi. Hiç kimseyi incitmek istemiyordu. Irak rejiminin onlara yaptıkları ortaya çıktıktan sonra anlaşıldı" dedi.
Çok sevdiği sanatçı dostları Yılmaz Güney ile Ahmet Kaya'nın yurt dışında öldüğünü hatırlatann Perwer, "Hala da milletimiz onlar için ağlıyor. İki büyük değerdi, biri filmle, biri müzikte çok başarılı çalışmalar yapmıştı. Ahmet Kaya Türkiye'de yeni bir müzik sesiydi, Yılmaz Güney, dünyaya açılan mükemmel bir senarsitti. Ayrıca burada tabii Diyarbakır mezarlığında yatan çok iki büyük abimiz var. Mahmut Baksi ve Mehmed Uzun'dur. Bizim ikisi çok değerli" dedi.
"Büyük bir konserle gelmek istiyorum"
Perwer, Kürdistan ve Türkiye'nin el ele vermesi halinde Ortadoğu’da büyük ve örnek bir ülkeler olacağını belirterek, "Araplar içinde örnek oluşturur. Eğer bir gün gelirsem ki, geleceğim. Ben organizeli gelmek istiyorum. Değerli Diyarbakır halkına bir hizmet yapmadık. Ben bir sanatçı olarak büyük bir konserle gelmek istiyorum. Hakkari'den, Edirne'ye, İzmir'e, Trabzon'a kadar bizi sevenlerin hizmetine gideceğiz. Hangi Türk sanatçısı da bizi severse, bende onlarla birlikte türkü söylemekten barışın sesini yükseltmekten memnunluk duyarım. Kürtler nasıl ki, Türk türküleri dinlediğinde de seviniyorsa, Türklerde Kürt türkülerini dinlerken sevinsinler. Türkiye elden gitmiyor, Türkiye güzelleşiyor, sosyalleşiyor demokratlaşıyor. Yani dediğim gibi Edirne'den, Hakkari'ye kadar, Van'dan, İzmir'e kadar biz bir gün daha organizeli bir şekilde ülkemize gelip bizi seven isteyen türk sanatçı kardeşlerimizle de birlikte konserler vereceğiz" dedi.
"Öcalan'ı candan ziyaret etmek isterim"
Toplantıda gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Perwer, "Ne değişti de geldiniz?" sorusu üzerine, "10 yıldır beni davet ediyorlardı gelmem için. ancak ben dönüşün şartının oluşmadığını söylüyordum. Ancak Mesut Barzani devreye girince, Erdoğan'da güzel bir niyetini görünce senin gelişinle barış sürecide iyi olur dediler. Halkımızda her zaman elbette gelmemi istiyor, ancak halkın her istediği de bazen olmuyor.
Candan isterim Öcalan'ı ziyaret etmek ve benim için büyük bir şeref onur olur. Benim adımdan bu halka hizmet etmiştir. Başkası başka der ama benim açımdan Öcalan çok büyük bir yurtsever ve Türkiye, Kürdistan'a, bu halka halklara en büyük vazifesi dokunabilecek bir insandır. Bilinçli bir insandır. Sayın Başbakanla da bir vedalaşmamız oldu. Ona başarılar diledim ve çok mükemmel bir sürece başladığını büyük bir hizmet olduğunu bu konuda onu kutladım. Bu konuda bu güzel değerli çalışmalar için bizimde onun yanında olduğumuzu söyledim" dedi.
Kürtlerin hakkının her millet gibi olduğunu söyleyen Perwer, "Ancak siyasi bir karar konusunda bir şey yapamam. İnsanların rahatı için eğer federasyon, otonom veya federe dünya ne karar verirse.. Programım her zaman hizmet ve çalışmaktır. Ben saf bir Kürt'üm. İnsanların sevgisiyle doluyum. Her milletin kıymeti vardır yanımda. Kürt milletinin de kıymeti olması lazım bu nedenle" dedi.
"Annesinden bahsederken ağladı"
Perwer, annesinden söz ederken, gözyaşlarına hakim olmadı. Annenin bir insan için en büyük üstün değer olduğunu belirten Perwer, "Hatta insanın Allahı'dır. Allah'tan sonra gelen Allah'tır. Ben her annemden bahsedildiği zaman üzülüyorum. Ağlıyorum. Ben annemi çok seviyordum, onu defalarca göremedim" dedi.
"Sezen Aksu ile türkü söylemek isterim"
Sezen Aksu'nun çok değerli bir sanatçı olduğunu söyleyen Perwer, "Türk halkına da büyük sanat vermiş belirtmiştir. Elbette onunla türkü söylemeyi çok isterim. Böyle de olmalıdır, buradan selamlarımı iletiyorum" dedi.
"Barış adamıyız, savaşa karşıyız"
Mesut Barzani'nin Kürtler arasında savaş çıkmayacağını söylediğini ve barış sever biri olduğunu söyleyen Perwer, dostluk elini bütün halka uzattığını belirtti. Perwer şöyle dedi:
"İnsan tanımadığı bir suya, havuza ilk girdiği zaman ne kadar derindir, soğuktur, önce bakar sonra yüzer. Ben 38 yıldır dışarıdayım. Çok şey değişti, şehirler büyüdü, bazı köyler yıkıldı, yeni jenerasyon büyüdü. Kültür değişir, global bir kültür değişiyor ben ne kadar adapte olabilirim. Ona göre de bir mizampaj hazırlamam lazım ve adım atmam lazım. Benden ne zaman hizmet istenirse Kandil'den, Ankara'dan fark etmez hazırız. Biz barış adamıyız savaşa karşıyız. Bütün ülkeler insanlar halklar sevin içinde olsun istiyoruz. Biz barış kardeşlik dostluk taraftarıyız, biz kavgaya karşıyız ,kavga savaş hep yıkıcıdır. Kandil'den, Ankara'ya oradan Bağdat'a kadar, Şam'a kadar nasıl gerekirse, eğer bu barış için bir şeyler yapabilirsek her zaman hazırız. Kürdistan bu medeniyet beşiğinin üzerinde olduğunu bunu Kürt halkına anlatmaya çalıştım. Kendine bir bak hayatın gerçeklerinden seni soyutlamaya yok etmeye çalışıyorlar bu dilin kültürün değerini bil bu ülke senindir sahip çık. Bununla yoğunlaştım hep. İstanbul'u iyi anlayabilmek için Diyarbakır'ı çok iyi anlamak lazım."