Nalan Sipar:
Almanya'nın Türkiye'ye sattığı Leopard 2 tanklarının TSK'nın Afrin'e düzenlediği operasyonda kullanıldığının ortaya çıkmasının ardından Almanya kamuoyunda başlayan tartışma, federal hükümetin tankların modernizasyonu ile ilgili kararını yeni hükümete bırakması ile sonuçlandı. Ancak bu karar muhalefeti tatmin etmedi, muhalefet partileri Sol Parti ve Yeşiller Türkiye'ye silah ihracatının topyekün sonlandırılmasını talep ediyor. Peki, hükümetlerin satılan silahların kullanım alanlarına müdahale yetkisi var mı, Almanya'nın bundan sonraki politikası ne yönde seyredebilir? Ortadoğu'daki silahlanma ve Almanya'nın silah ihracatı konusunda araştırmalar yürüten Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) uzmanlarından Pieter Wezeman DW Türkçe'nin sorularını yanıtladı.
DW Türkçe: Türkiye'nin Afrin'e operasyonunda Alman üretimi Leopard 2 tanklarının kuıllanılması Alman kamuoyunda sert şekilde eleştiriliyor. Hükümetler ya da silah üreticileri silahların kendilerinin tasvip etmediği şekillerde kullanılmasını engelleyebilir mi?
Pieter Wezemann: Satılan silahların yanlış kişi ya da grupların eline geçmemesi ve tasvip edilmeyen bir şekilde kullanılmasını engellemek satışı yapan üreticilerin görevi değil. Bunu kontrol etmek öncelikle hükümetlerin sorumluluğundadır. Hükümetler bunu engelleyebilir mi diye sorarsanız, hayır. Tam olarak engelleyemezler. Ancak bu her türlü düzenleme için geçerlidir. Sonuçta sürücüler için hız sınırları koyduğunuzda da bu tüm sürücülerin buna uyacağı anlamına gelmiyor. Elbette ki hükümetler riskleri en aza indirgemeye çalışmalı. Almanya dahil birçok ülke bunu halihazırda yapıyor. Silah ihracatını kontrol eden düzenlemeleri ve bunları takip ederek hayata geçiren düzenleme ve kurumlara sahipler. Silah ticareti yaptıkları ülkeler ve oradaki şartlar hakkında detaylı analizler yaptıktan sonra ihracat kararını veriyorlar.
DW Türkçe: Hükümetler ya da silah üreticileri silah ihracatında uyulması gereken olası kural ihlalleri durumunda yaptırım uygulayabilir mi?
Wezemann: Basına yansıyan haberler Afrin operasyonunda Alman silahlarının kullanıldığını ortaya çıkardı. Bu hem Alman norm ve standartlarına hem de Almanya'nın Suriye'de takip ettiği güvenlik politikalarına aykırı bir durum. Bunu durdurmanın bir yolu, Almanya'nın bu ülkelere silah arzını sonlandırması olur. Alman hükümeti anlaşmalara uymayan ya da silahların kimlerin eline geçeceği konusunda anlaşmaları ihlal eden ülkeler konusunda yaptırım uygulamayı deneyebilir. Diğer yandan diplomatik baskı da gündeme gelebilir. Ancak bugüne kadar çok az ülkenin bu tip adımlar attığına şahit olduk.
DW Türkçe: Verdiğiniz bir demeçte Alman tanklarının Suriye'de kullanılmasının sorun teşkil edeceğini belirtiyorsunuz. Neden?
Wezemann: Çünkü bu durum Alman dış ve güvenlik siyasetiyle bağdaşmıyor. Almanya, Türk devleti ve Kürt gruplar arasında orada barışçıl bir çözümden bulunmasını istiyor.
DW Türkçe: Türkiye ve Almanya arasındaki silah ihracatı Almanya'da yüksek sesle eleştirilmeye başlandı. NATO üyesi olan bu iki ülke arasındaki askeri işbirliği gelişmelerden yara alır mı?
Wezemann: Her ne kadar inişli çıkışlı olsa da, iki ülke arasında uzun yıllardır süren bir işbirliği var. Almanya Türkiye açısından her zaman silah ihracatı ve askeri teknolojiler konusunda güvenilir bir tedarikçi ülke oldu. Zaman zaman Kürt sorunu tartışmalara ve hatta silah ihracatında kısıtlanmaları beraberinde getirdi. Netice olarak şu anda Almanya'nın kararının silah ihracatını askıya almaktan yana olduğunu görüyoruz. Ne şekil kısıtlamaların getirileceği ve bunların ne kadar süreceğini bekleyip göreceğiz. Ama bu durumun iki ülke arasında silah ticareti konusunda derin bir iz bırakacağını söyleyebiliriz.
DW Türkçe: Alman silah üreticisi Rheinmetall şirketinin Türkiye'de fabrika kurma planları hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu planlar rafa kaldırılmış olabilir mi?
Wezemann: Şu anda görebildiğimiz kadarıyla bu planlara Alman hükümeti tarafından yeşil ışık yakılmayacak. Tabi bu ileriki dönemlerde değişebilir. En azından şu anda durum bu olduğunu söyleyebiliriz. Diğer yandan Türkiye'nin böyle bir karara nasıl tepki vereceği de çok önemli. Türkiye bunu Almanya'nın artık güvenilir bir tedarikçi olmadığı şeklinde yorumlayabilir. Bu durumda alternatif arayışına girecektir, ki zaten bunun yollarını arıyorlar. Şu anda Güney Kore ile işbirliği söz konusu. Aynı şekilde Rusya ile oldukça güçlü bağları var. Türkiye'nin Almanya'dan uzaklaşmak için yaşananları bir gerekçe olarak görmesi beklenebilir.
Stockholm UluslararasıBarış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) uzmanlarından Pieter WezemanOrtadoğu ve Afrika'daki askeri harcamaların yanı sıra Almanya'nın silah ihracatı konusunda araştırmalarını yürütüyor.