01 Ekim 2024 08:07
T24 Haber Merkezi
Sinan Ateş cinayeti davasının ikinci duruşmasının ikinci celsesi, Sincan Cezaevi'nde görülüyor. Cinayet görüntülerini inceleyen bilirkişinin, "Ateş'i öldüren kurşunların yalnızca tetikçi Eray Özyağcı'nın silahından çıktığını" tespit etmesine rağmen, sanıklar ve sanık avukatları, "Sinan Ateş'i Selman Bozkurt vurdu" iddiası üzerinden savunma yapmaya devam ediyor.
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş, 30 Aralık 2022 tarihinde Ankara’nın Çankaya ilçesindeki Çukurambar semtinde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti. Ateş’in öldürülmesine ilişkin 12’si tutuklu 22 sanığın yargılanmasına Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Sincan Cezaevi Kampüsü’nde devam ediliyor. Dün başlayan ikinci duruşmada 18 sanık, savcılık mütalaasına yönelik savunma yapmıştı. Sanıklar ve sanık avukatları, olay anına ait video görüntüleriyle ilgili bilirkişi raporuna itiraz etmişti. Mahkeme Başkanı, “Sinan Ateş’i öldüren tüm kurşunların tetikçi Eray Özyağcı’nın silahından çıktığına” yönelik tespiti yapan bilirkişi hakkında soruşturma açıldığını, ancak Başsavcılık tarafından "soruşturmaya yer olmadığına" karar verildiğini açıklamıştı. Duruşmanın bugünkü celsesi, sanık avukatlarının savcılık mütalaasına yönelik savunmalarıyla devam ediyor.
Duruşmada sanıkların ardından bugün sanık avukatları da savunma yaptı. Tutuklu sanıklardan tetikçi Eray Özyağcı'nın avukatı, soruşturma ve yargılama sürecini eleştirdi. "Bu açıklarla biz nasıl savunma yapıp iddiaları çürütmeye çalışacağız" diye soran avukat, Sinan Ateş’in beraberindeki Selman Bozkurt tarafından vurulmuş olabileceğini öne sürerek, şöyle konuştu:
"Yakınısınız, ilk derdiniz mermileri toplamak, silahları yok etmek olamaz. Yerde yatan bir yaralı var, derdiniz ona yardım etmek olmalı. Derdiniz neydi? Silahlar kaybolmasın. Bırakın kaybolsun. Derdiniz yerde yatan rahmetli olsun. Ne hikmetse oralı bile olunmuyor. Silahlar 7 saat sonra teslim ediliyor. Ne demek teslim edelim ya? Kolluksun, 'tamam bekliyorum' mu demesi, neredeyse bulması mı gerekiyordu? Bırakılan yer 5 dakika mesafedeki ofis. Kim teslim ediyor? Sekreter."
Tutuklu sanıklardan azmettirici Doğukan Çep’in avukatı Emine Tosun, tanıklar Selman Bozkurt ve Ahmet Keçik hakkında suç duyurusunda bulunulması gerektiğini söyleyerek, şunları kaydetti:
"Gerek avukatlar gerekse Sinan Ateş’in arkadaşları, Eray Özyağcı’nın ilk olarak Ateş’in gövdesine ateş ettiğini ve yüzüstü düştüğünü anlattı. Görüntüler çok açık, ilk atış ayaklarına yapılıyor. Hadi ilk atışın gövdeye yapıldığını kabul edelim. Ne yani Eray Özyağcı ‘Dur, bir de ayaklarından vurayım’ mı dedi? Tanıklar ilk ifadelerini değiştirmiştir. Bunlar hakkında yalancı tanıklıktan suç duyurusunda bulunulsun.
İki tanığın ifadeleri de farklı. Ahmet Keçik, silahları Selman Bozkurt’un götürmesini istediğini söyledi. Selman Bozkurt ise ‘Böyle bir şey söylemedim’ dedi. Bunu şu ana kadar hiç dile getirmedim. Dosyanın kilit noktalarından bir tanesi bu. Hem Selman Bozkurt hem Ahmet Keçik ifadelerinde ve huzurunuzda olay gerçekleşmeden önce abdest aldıklarını, sonra camiye gittiklerini söyledi. Yani hepsinin ellerine su değdi. Söylendiğine göre Sinan Ateş olay yerinde silah kullanmamış. Fakat kriminal raporda Sinan Ateş’in sağ sol avuç içi ve avuç üstünde atış artık izi olduğu belirtiliyor. Bir elin sadece avuç içinde artık varsa, bu bir yerden bulaşmış olabilir. Fakat hem el içi, hem de el üstünde atış artığı varsa bu mutlak surette o el ile atış yapıldığı anlamına gelmektedir.
Ortaya iki ihtimal çıkıyor. Bir; Sinan Ateş olay yerinde bir silah kullandı ve o silah teslim edilmedi. Olay yerinden kaçırıldı. İki; Selman Bozkurt’un anlattığı gibi Sinan Ateş, silahı cuma namazı öncesi vermedi Selman’a. Çatışma anında verdi ve verirken Selman Bozkurt tetiğe dokundu, Sinan Ateş’i yaraladı. Böylelikle ikisi aynı silaha dokunduğu için ikisinin de eline atış artığı bulaştı. Şimdi bu ihtimalleri teke indirmek için Selman Bozkurt ve Ahmet Keçik’in teslim ettiği silahlara dair parmak izi incelemesine bakalım. Ama bakamıyoruz. Neden mi? Çünkü her ne hikmetse savcı, teslim edilen bu silahlara dair parmak izi incelemesi yapmamış. Düşünün, adli bir vaka gerçekleşiyor. Silahlar olay yerinden kaçırılıyor, ama teslim edilen silahlar olay yerindeki silahlar mı diye şüphe dahi duyulmayıp parmak izi incelemesi yapmıyorlar. Ayrıca olay yerinden sadece silahlar değil kovanların da kaçırılmış olma ihtimali mevcut dosyada. Çünkü bulgularda çıkan ve teslim edilen kovan sayıları birbirini tutmuyor, eksik kovan var."
Son bilirkişi raporu sanıkların "Sinan Ateş'i Selman Bozkurt vurdu" iddialarını çürütmüştüSinan Ateş cinayetine ilişkin görüntüleri inceleyen bilirkişi, Ateş'i öldüren kurşunların yalnızca tetikçi Eray Özyağcı'nın silahından çıktığını tespit etti. Tetikçi Özyağcı ve cinayetin azmettiricisi Doğukan Çep, mahkemede verdikleri ifadede, Sinan Ateş'i olay sırasında yanında bulunan kişilerin öldürdüğünü iddia etmişlerdi. Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş, 30 Aralık 2022 tarihinde Ankara'nın Çukurambar semtinde beş kurşunla öldürülmüş, kurşunlardan dördünün öldürücü olduğu tespit edilmişti. Ancak, Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nde süren davada savunma yapan tetikçi Eray Özyağcı, Ateş'in ayaklarına ateş ettiğini, başına isabet eden kurşunun Ateş'in yanında bulunan Selman Bozkurt ve Ahmet Keçik'in silahından çıktığını öne sürmüştü. Özyağcı, “Sinan Ateş'i sadece ayaklarından vurdum, ben kimseyi öldürmedim efendim. En son şöyle bir ses duydum; ‘Reisi vurduk, reisi vurduk’ diyorlardı” diye savunma yapmıştı. Cinayetin organizatörü Doğukan Çep de benzer bir savunma yaptı. Çep, "Dava dosyam için Sinan Ateş'ten yardım istedim, benden para aldı, sonra telefonlarıma çıkmadı. Her şeyi ben ayarladım, azmettirici benim. 'Öldürün' demedim, ayağından vurdurduk ama öldü. O açı Selman'ın (Selman Bozkurt) açısı. Bence Selman'ın mermisiyle karnından vuruldu, Eray'a yazıldı" demişti. Bu iddiaların üzerine de Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi, cinayet anı görüntülerinin yeniden bilirkişi raporundan incelenmesine karar vermişti. DW Türkçe'den Alican Uludağ'ın haberine göre; görüntüleri inceleyen Adli Bilişim Uzmanı O.A. 17 Eylül tarihli raporunu mahkemeye sundu. Raporda, Eray Özyağcı'nın Sinan Ateş'e defaten ateş ettiği ve Özyağcı dışında Ateş'e ateş eden olmadığının görüldüğü belirtildi. Özyağcı'nın, Selman Bozkurt'a ateş ettiği ve sol tarafından yaraladığı belirtilen raporda, Özyağcı'nın, Ahmet Keçik'e doğru da ateş ettiği vurgulandı. Raporda, Keçik'in yerde yatan Sinan Ateş'in üzerinden tabanca alarak Özyağcı'nın kaçtığı tarafa doğru ateş ettiği belirtildi. Bilirkişi, Selman Bozkurt'un da Ateş'in yattığı yerde eğilir vaziyette Ahmet Keçik'e bir şey verdiğini, ancak görüntülerden verilen maddenin tabanca olup olmadığının anlaşılamadığını kaydetti. Olay yerinde 35 dakika beklediRaporda, cinayetin öncesine ilişkin anlar da değerlendirildi. Silahlı saldırı olayının öncesinde Eray Özyağcı'nın, Erzincan Mandıra yazılı minibüsün önünden geçerek kaldırım kenarında saat 13:00-13:33 arasında yaklaşık 35 dakika beklediği ve zaman zaman telefonla ilgilendiği ifade edildi. Özyağcı'nın genel olarak Sinan Ateş ve iki arkadaşının geldiği yönün tersi olan 1437'inci cadde tarafına baktığı ve etrafı gözetlediği aktarılan raporda, Özyağcı'nın, saat 13:33'te beklemeyi bitirip 1437'inci cadde tarafına doğru yürüdüğü ve Erzincan Mandıra yazılı hafif ticari aracın önünde saklandığı aktarıldı. Özyağcı'nın saat 13:34:31'de Sinan Ateş'e ateş ettiği ve Ateş'in yere doğru yüz üstü şekilde düştüğü belirtilien raporda, "Özyağcı'nın yerde bulunan Ateş'e doğru ateş etmeye devam ettiği ve bunun sonucunda yerden toz kalkması net bir şekilde görülmektedir” denildi. |
Tutuklu sanıklardan eski Ülkü Ocakları Genel Merkez Yöneticisi Tolgahan Demirbaş’ın avukatı ise, "Yazılı savunmalarımızı tekrar ediyoruz. Esas hakkındaki mütalaayı kabul etmiyoruz. Hukuki ve vicdani değildir. Müvekkilimin ifadeleri samimidir. Doğukan Çep’in günahı bizim üzerimize yüklenmek isteniyor. Müvekilim azmettiren değildir. Maktulle tanışıklığı yoktur" ifadesini kullandı.
Duruşma sanık avukatlarının savunmalarıyla devam ediyor.
Duruşmada, cinayetin azmettiricisi Doğukan Çep'in avukatı savunma yaparken, Sinan Ateş’in annesi Saniye Ateş, ablaları Selma ve Sevda Ateş ile avukatları Şeyda Şahin, duruşma salonunu terk etti. Aile üyeleri ve avukatın, Çep’in avukatının savunması bitmeden salona girmedikleri öğrenildi.
Katil zanlısı Eray Özyağcı, dünkü duruşmada salondan çıkartılırken gazeteciler Timur Soykan, Barış Pehlivan ve Murat Ağırel'e gülerek, eliyle tetik işareti yapmış ve "DHKP-C’liler sizinle görüşeceğiz" demişti. Mahkeme Başkanı, jandarmanın bu olayla ilgili tuttuğu tutanağın dosyaya eklendiğini söyledi.
Dün başlayan ikinci duruşmayı gün boyu salonda takip eden eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün de Sincan Cezaevi Kampüsü'ne geldi. Kılıçdaroğlu, duruşmayı Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş'le birlikte izliyor.
TIKLAYIN - İkinci duruşmanın ilk gününde neler yaşandı? Sanıklar hangi ifadeyi verdi?
Kime ne kadar ceza isteniyor?12'si tutuklu 22 sanığın yargılandığı davanın 19 Temmuz’da görülen duruşmasında savcılık, esas hakkında mütalaasını açıklamıştı. Bir sonraki duruşmayı 30 Eylül 2024 tarihine erteleyen mahkeme, tutuklu sanıkların tahliye talebini reddetmişti. Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin 22 şüpheli hakkındaki davanın 6'ncı duruşması, 19 Temmuz’da Sincan Cezaevi Kampüsü'nde Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülmüştü. Duruşmada savcılık, esasa ilişkin mütalaasını açıkladı. 5 sanık için müebbet talebiSavcı, sanıklar Eray Özyağcı, Vedat Balkaya ve Suat Kurt’un ‘müşterek fail’ olarak yer aldığını belirterek, bu kişilerin Ateş’i ‘tasarlayarak öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, müşteki Selman Bozkurt’a yönelik ‘kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan ise 13’er yıldan 20’şer yıla kadar hapsini istedi. Özyağcı’nın ayrıca ‘ruhsatsız tabanca bulundurmak ve taşımak’ 1 yıldan 3 yıla kadar hapsi talep edildi. Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş hakkında ‘suça azmettiren’ olarak ‘kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. 3 kişi için beraat istendiSavcılık tutuklu sanık Ülkü Ocakları Genel Merkez Yöneticisi Tolgahan Demirbaş’ın ‘kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmesi’ suçlamasının kaldırılması talebinde bulundu. Geçtiğimiz duruşmada serbest bırakılan tutuksuz sanıklar Mehmet Yüce, Erdem Karadeniz ve Osman Bayraktar’ın beraatini isteyen savcılık, adli kontrol şartlarının da kaldırılmasını talep etti. Sanıklar Mustafa Uzunlar, Aşkın Mert Gelenbey, Murat Can Çolak, Emre Yüksel, Zekeriya Asarkaya, Hakan Saraç, Ufuk Köktürk, Caner Güney, Umut Ersoy, Çağlar Zorlu ve Aytaç Ataç’ın iştirak halinde işlenen suça yardım eden fail olarak kabul edilmesi yönünde görüş bildiren savcı, bu kişilerin tasarlayarak kasten öldürmeye yardım suçundan 15’er yıldan 20’şer yıla kadar hapis cezası istedi. Sanık Alper Atay’ın suçluyu kayırma suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep eden savcı, sanıklar Mehmet Yüce, Erdem Karadeniz ve Osman Bayraktar’ın ise beraatine karar verilmesini istedi. Savcı, sanıklar Serdar Öktem ve Mustafa Ensar Aykal hakkında "tasarlayarak kasten öldürmeye yardım", Aykal hakkında ayrıca "kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek ve yaymak" suçundan açılan dava dosyasının ayrılmasını istedi. Savcı, buna gerekçe olarak, mahkemenin bir önceki ara kararında, sanıkların cep telefonlarının incelenebilmesi için ABD'ye yazı yazılarak, telefon şifrelerinin istenmesini gösterdi. Bir sonraki duruşma 30 Eylül'deÖzyağcı’nın ise ayrıca ‘ruhsatsız tabanca bulundurmak ve taşımak’ suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapsi talep edildi. Duruşma, sanıkların esas hakkında savunma yapmaları için 30 Eylül tarihine ertelendi. 10 kişi tahliye edilmiştiSinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin dava 1 Temmuz'da görülmeye başlanmıştı. Davada tutuklu 22 sanıktan 10'u adli kontrol şartıyla tahliye edilmişti. Sanıklar Mehmet Yüce, Erdem Karadeniz, Osman Bayraktar, Zekeriya Asarkaya, Hakan Saraç, Ufuk Köktürk, Aytaç Ataç, Caner Günay, Umut Ersoy ve Alper Atay adli kontrol şartıyla tahliye edilirken, Ülkü Ocakları Genel Merkez Yöneticisi Tolgahan Demirbaş, Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Emre Yüksel, dönemin Cinayet Büro Amiri Mustafa Ensar Aykal, tetikçiyi Ankara getiren Aşkın Mert Gelenbey ile Mustafa Can Çolak, Çağlar Zorlu, tetikçi Eray Özyağcı, azmettirici Doğukan Çep, MHP'li avukat Serdar Öktem ve Mustafa Uzunlar tutuklu yargılanıyor. Ayrılan dosyaTolgahan Demirbaş'ın dönemin MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz'un evinde gözaltına alınmasına ilişkin yapılan şikayetin dosyaya girmesi ve içlerinde MHP yöneticilerinin de olduğu 17 şüpheli hakkındaki soruşturma dosyasının görülen dosya ile birleştirilme talebi reddedilmişti. Haklarında işlem yapılan 39 kişiden, yurt dışına çıkış yasağı getirilen Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım ile eski MHP Mersin Milletvekili ve eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz dahil 17 kişi hakkındaki soruşturma ise ayrı bir dosya üzerinden sürdürülüyor. |
© Tüm hakları saklıdır.