-ŞİMŞEK: 2009 HARİÇ HEP HEDEFLERİ TUTTURDUK GAZİANTEP (A.A) - 17.02.2011 - Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, mümkün olduğunca bütçe açıklarını aşağı çekmek istediklerini belirterek, ''Biz mümkün olduğunca bütçe açıklarımızı aşağı çekmek istiyoruz. Son 8-9 yıldır bütçe uygulamalarına bakın, 2009 yılı hariç hep hedefleri tutturduk. Bu sene için de hedefimiz genel devlet açığını yüzde 2 civarına düşürmektir'' dedi. Şimşek, Gaziantep Vergi Dairesi tarafından düzenlenen Vergi Rekortmenleri Ödül Töreni'nde, vergi rekortmenleri sıralamasında üst sırada olan iş adamlarına teşekkür etti. Kamu hizmetinin finansmanı için vatandaşlardan talep edilen verginin anayasal bir yükümlülük olduğunu hatırlatan Bakan Şimşek, şunları söyledi: ''Kamu harcamalarını sağlıklı vergi gelirleri ile finanse ettiğimiz sürece ülkenin makro ekonomik temelleri, ülkenin geleceği çok daha sağlam zemine oturmuş olur. Öbür türlü maalesef geçmişte de yaşadık, taşıma suyla değirmen dönmüyor. Yani kamunun ihtiyaçlarının önemli bir kısmı borçlanmayla veya açığın finansmanı para basarak olur ki, o ülkeye enflasyon olarak sonunda dönüyor. Mümkün olduğunca ülkenin kamu harcamalarını, kamu yatırımlarını sağlıklı vergi gelirleri ile finansa etmemiz lazım. Devlet olarak görevimiz, mümkün olduğunca ülkemizdeki yatırım iklimini, iş yapma ortamını iyileştirmemiz lazım. Çok büyük doğal kaynak zenginliğimiz yok. Bu ülke bir anlamda ekmeğini taştan çıkartan bir ülkedir. Bu nedenle mümkün olduğunca vergileri toplamak durumundayız.'' ''Torba'' yasada mükellef haklarını korumaya yönelik önemli düzenlemeler olduğunu belirten Şimşek, ''Ben hep arkadaşlarıma söylüyorum: 'Eğer mevzuatta bir belirsizlik varsa bunu mükellef aleyhine kullanmayalım, belirsizliğin kaynağı biz isek mükellefi sorumlu tutmayalım.' Ne yaptık? Maliye Bakanlığında ortak akılla üretilen tebliğleri, sirküleri, maliyenin bildiği görüşleri kanun nezdinde mükellef hakkını çok daha iyi derece gözetecek şekilde güçlendirdik, şeffaflık getirdik'' dedi. -''KAYIT DIŞILIKLA MÜCADELE''- Kayıt dışılığın topyekun mücadele gerektirdiğini, özel sektörün de katkısını beklediklerini ifade eden Şimşek, kayıt dışılığın hakkıyla vergisini ödeyenlere en büyük haksızlık olduğunu, vergisini vermeyenlerin, haksız bir avantaj kazandığını aslında bunun uzun vadede bu firmaların aleyhine olduğunu anlattı. Şimşek, ''Çünkü o ekstra avantaj kendilerinin verimsiz çalışmasını, yenilik yapmamasını sağlıyor'' dedi. Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ülkemiz gerçekten performansa dayalı bir kültürle kalkınacaksa, daha verimli, daha yenilikçi bir yapıda bilgi toplumuna dönüşecek, dünya ile rekabet edecekse ülkemizin mutlaka kayıt dışı ile mücadeleyi çok daha önemli mesafelere götürmesi lazım. 2008-2010 dönemi için Kayıt Dışılıkla Mücadele Eylem Stratejimiz vardı. Orada 109 tane eylem vardı. Bunun 75'ini başarıyla uyguladık, bazı alanlarda da çalışmalar devam ediyor. Şimdi biz bütün kamu kuruluşlarını topladık, bu eylem planını revize ediyoruz.'' -''TÜRKİYE'DE VERGİLER ÇOK YÜKSEK ALGISI''- Türkiye'de ''vergiler çok yüksek algısı'' olduğuna işaret eden Bakan Şimşek, şunlar kaydetti: ''Ama vergi yüküne baktığınız zaman bu bir gerçeği yansıtmıyor. Kurumlar Vergisi'nde maksimum vergi oranı yüzde 20, Avrupa'nın ve OECD ülkelerinin en düşük vergi oranlarından birisi. Bizden önce bu oran yüzde 33'tü. En yüksek Gelir Vergisi dilimi 35, en düşük 15. Bunu da indirdik. Birçok Avrupa ülkesinde Gelir Vergisi yüzde 40-50. Askeri ücret üzerinden alınan Gelir Vergisi neredeyse yok denecek düzeye çekildi.'' Türkiye'de vergi yükü yüksek algısının ÖTV'den kaynaklandığını belirten Şimşek, şöyle dedi: ''Bugün telekomünikasyon. Akaryakıt ürünlerinde, otomotiv ve benzeri üç beş kategoride taş patlasa biz Avrupa'ya oranla daha yüksek ÖTV'ye sahibiz. Bir kısmının mantığı vardır, bir kısmı da imkansızlıklardan dolayı. Bütçe imkanları elverirse tabii ki bu sektörlerin de hızlı şekilde gelişmesini, rekabet gücünün artmasını tercih ederiz. İmkanlar olunca onları da daha makul düzeylere çekme çabasında olacağız.'' Şimşek, Türkiye'de istihdam üzerindeki vergi yükünü düşürdüklerine dikkati çekti. -''YENİDEN YAPILANDIRMA''- Cumhuriyet tarihinde 2003'de kadar 31 tane mali af niteliğinde kanun kabul edildiğini bildiren Şimşek, 2008-2009 yılında küresel ekonomik kriz sonrası dönemde esnafın başbakandan böyle bir talebi olduğunu hatırlattı. Şimşek, şöyle devam etti: ''Ben ilke olarak hep 'af niteliğinde vergi yapılandırmaları vergide uyumu bozuyor, adaleti bozuyor' diye hep söylemişimdir. Fakat bu tasarıda çiftçilerimiz hariç mümkün olduğunca biz hiçbir şekilde 74 milyon vatandaşımızın hakkının reel değerinden vazgeçmedik. Bu önceki düzenlemelerden en büyük fark budur. Amacımız bir yandan vergi uyumunu güçlü kılmak bir yanda da vatandaşa kolaylıklak sağlamak.'' -''BÜTÇE AÇIKLARI''- Türkiye'deki makro ekonomik istikrarsızlıkların en büyük sebebinin ''bütçe açıkları'' olduğunu dile getiren Bakan Şimşek, şunları söyledi: ''Siz ayağınızı yorganıza göre uzatmayınca ne oluyor, ya para basıyorsunuz ya borçlanıyorsunuz. Onun da sonu yok. Biz mümkün olduğunca bütçe açıklarımızı aşağı çekmek istiyoruz. Son 8-9 yıldır bütçe uygulamalarına bakın, 2009 yılı hariç hep hedefleri tutturduk. Bu istisnai bir durumdu, 2009'da bütün dünyada bir şok yaşandı. Bizim gelirlerimiz azaldı, çünkü ekonomik faaliyetlerde azalma oldu. Ama 2010 için bütçe açığını biz milli gelire oranla yüzde 4,9 olarak öngörmüştük. Ama ekonomideki toparlanma güçlü oldu. Biz ekstradan eğitime, yatırımlara, AR-GE'ye 15 milyar lira vermemize rağmen bütçe açığını biz milli gelirin yüzde 3,6'sına kadar indirdik. Genel devlet açığına bakarsanız bu zaten yüzde 3'ün altında. Bu sene için de hedefimiz genel devlet açığını yüzde 2 civarına düşürmektir. Bunun içinde bu yapılandırmadan tek kuruş yoktur. Türkiye'nin kamunun bütün iç ve dış borcunun brüt olarak toplamının milli gelire oranı yüzde 40 civarındadır. Bugün Avrupa'nın 27 ülkesi var, orada ortalama yüzde 80'in üzerine çıktı. Biz ise önümüzdeki 3-5 yıl içinde yüzde 30'lara doğru götürmeye çalışacağız. Doğrusu budur. Bir seçim yılında da olsa bizim anlayışımız bu. Niye? Çünkü uzun vadeli Türkiye'nin geleceği bizim için çok daha önemli.''