Kültür-Sanat

Şimdinin Tarihi'ni kim yazar?

Toplumsal Tarih dergisinin Gezi olayları etrafında örülen Haziran sayısında tarihçilerin uğraş alanı şimdiki zamana doğru genişletiliyor

10 Haziran 2014 17:53

Toplumsal Tarih’in Haziran sayısı Gezi olaylarının yıldönümünde  “Şimdiki zamanın tarihini kim yazar?” dosyasıyla çıktı. Dosyadaki biri istisna yazılar tümüyle ya da kısmen Gezi olaylarıyla ilgili meseleler etrafında örülmüş, ancak dosyanın ilk amacı yıldönümü vesilesiyle Gezi’yi hatırlamak değil. Dosya esasen herhangi bir konuda toplumsal hareketlilik devam ederken dünya görüşü ve eğilimleri sebebiyle birer aktör olarak bu hareketliliğe dahil olan tarihçilerin mesleki anlamda ne yapabileceği sorusuna cevap arıyor. Bilindiği gibi tarihçiler geçmişte kalmış, soğumuş ancak tarihsel olarak önemi genel kabul görmüş konuları ele alırlar ya da böyle konuları ortaya çıkarmaya çalışırlar. Toplumsal Tarih’in son sayısında bir anlamda tarihçilerin uğraş alanı şimdiki zamana doğru genişletiliyor.

Dosya editörlerinden Işık Tamdoğan’ın yazısı Türkiye’de esasında tarihçilerin yeni yeni tartışmaya başladıkları “Şimdinin Tarihi” meselesinin Fransa’da hangi ihtiyacın karşılığı olarak ortaya çıktığını ve bu yöntemin teorik çerçevesini çiziyor. Aynı dosyada yer alan Andonis Liakos’un yazısı Yunanistan’da yakın zamanda meydana gelen sokak hareketlerine katılan insanların şehrin duvarlarında yaptıkları yazılamaların ve grafittilerin ne anlama geldiği üzerinde duruyor. Esra Ekşi’nin yazısını, Tamdoğan’ın çerçevesini ortaya koyduğu “Şimdinin Tarihi” yönteminin Gezi olayları esnasında ve hemen sonrasında uygulanması olarak düşünebiliriz. Uygulamadan kastedilen, geçen sene Mayıs sonu ve Haziran boyunca Gezi Parkı’nda ve tüm Türkiye’de ortaya çıkan güçlü ve farklı tarz ve içerikteki muhalif gösterilerin nasıl değerlendirileceği, nasıl kayıt edildiği ve gösteriler devam ederken oluşan malzemenin nasıl arşivleneceği gibi konular üzerine yapılan çalışmalar.

Leyla Neyzi de yazısında Gezi olaylarını ele alıyor ve bu konunun farklı kuşaklardan insanların hafızalarında nasıl yer ettiğine değiniyor. Neyzi yazısında ‘ulus ötesi bellek’, ‘çok yönlü bellek’ ve  ‘medyalar arası bellek’ kavramlarını tanıtıyor. Neyzi, Diyarbakırlı ve Muğlalı gençlerle yaptıkları sözlü tarih çalışmasından da söz ediyor ve Gezi olayına bu iki grubun nasıl farklı tepki verdikleri üzerinde duruyor.

Geçtiğimiz aylarda “Ankara Yangını”, “TBMM’nin Temelleri” gibi yazıları kaleme alan Taylan Esin, derginin Haziran sayısında Adapazarı’nda I. Dünya Savaşı yıllarında devlet olanaklarıyla kurulan büyükçe bir tesisle ilgili o dönem yapılmış yolsuzluk iddialarına odaklanıyor. Bu fabrikanın sahibi ünlü İttihatçı Dr. Nazım’ın yeğeni Nihad Bey’dir, yolsuzluk iddialarını gündeme getiren ise İttöihat Terakki Cemiyeti karşıtı ve Peyam-ı Sabah gazetesinin başyazarı Ali Kemal Bey’dir.

Dergide ayrıca Edhem Eldem ile Ece Zerman’ın yaptığı bir söyleşi yer alıyor. Edhem Eldem geçtiğimiz mayıs ayı içinde Anamed Galerisinde, Osman Hamdi Bey’in kızı Nazlı’nın defterine girmiş insanların nasıl bir ilişki ağı içerisinde olduklarını ortaya koymayı amaçlayan bir serginin küratörlüğünü yaptı. Söyleşide Eldem, Osman Hamdi’nin yetiştiği ortama, aldığı eğitime ve ailesinin sağladığı olanaklara da bakarak neden müzecilik gibi bir alana yöneldiği konusuna odaklanıyor ve Osmanlı modernleşmesinde öncülerin durumu ve rolü üzerinde duruyor.