Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şili Devlet Başkanı Michelle Bachelet ile yaptığı baş başa görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında mülteci krizine dair konuşmasında 90 bin mültecinin boğularak yaşamını yitirdiğini belirtirken "Mülteci dramları insanlık trajedisinin en acı sembolleridir" ifadelerini kullandı.
Yeni Şafak'ın haberine göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Şili Devlet Başkanı Michelle Bachelet baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Bachelet'e konukseverliğinden dolayı teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 21 yıl sonra Türkiye'den Şili'ye Cumhurbaşkanlığı seviyesinde ilk ziyaretin gerçekleştirildiğini hatırlattı.
Ziyaretin bu yönüyle kendisi için ayrı bir önem taşıdığına ve son derece anlamlı olduğuna işaret eden Erdoğan, "Maalesef 2010 yılında Başbakan sıfatıyla Şili'ye gerçekleştirdiğim ziyareti beklenmedik bir gelişme nedeniyle yarıda kesmek zorunda kalmıştım. O zaman yarım kalan bu ziyareti bu kez Cumhurbaşkanı sıfatıyla tamamlıyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretin Türkiye-Şili ilişkileri açısından farklı bir döneme rastladığını ifade ederek, "Bu ziyaretimi gerek heyetim gerekse yüzü aşkın iş adamıyla birlikte gerçekleştiriyoruz. 2016 yılı Türkiye ile Şili arasında diplomatik ilişkilerin de 90. yılını oluşturuyor. Bu bakımdan anlamlı derken bu akşam da yine kültürel etkinliklerle bu ziyaretimizi daha zengin hale getireceğiz. Tam 90 yıldır ikili ilişkilerimiz hamdolsun ciddi bir sorunla karşılaşmadan dostluk ve işbirliği çerçevesinde gelişiyor" diye konuştu.
İki ülke arasındaki ilişkilerin 90. yıl dönümü münasebetiyle bir süre önce Şili Dışişleri Bakanı Heraldo Munoz'u Türkiye'de ağırladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gerçekten bizim de dünya genelindeki tüm büyükelçilerimizi topladığımız bu buluşmada kendilerinin de semineri çok faydalı oldu. Bakan Munoz son dönemlerin en önemli meselelerinden biri olan kriz yönetiminde insani çözümler konusunda büyükelçilerimize çok değerli bir sunum yaptı" dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile mevkidaşı Munoz'un iki ülke arasındaki ilişkilerin tarihi belge ve fotoğraflarını içeren "Türkiye-Şili 90 Yıllık Dostluk" temalı bir sergiyi de açtıklarını dile getiren Erdoğan, bu sergiyi Santiago'da yeniden düzenlediklerini bildirdi.
Baş başa ve heyetlerarası görüşmelerde ikili ilişkilerin tüm yönleriyle ele alındığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Önümüzdeki dönemde ilişkilerimizi nasıl daha ileriye taşıyabileceğimizin değerlendirmesini yaptık. Ayrıca halihazırda dünya gündemini meşgul eden bölgesel ve uluslararası konuları da değerlendirme fırsatını bulduk" dedi.
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) ile AGCID arasında imzalanan mutabakat zaptı ile kalkınma alanında işbirliğinin tesis edilmesi konusunda önemli bir adım attıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burada üç tane anlaşma ve sözleşme imzalandı. Bunlar da Türkiye-Şili ilişkilerini geleceğe taşıma noktasında önemli adımlar" diye konuştu.
"İvme kaybının telafi edilmesine önem veriyoruz"
Şili'yi siyasi ve kurumsal istikrarı ve güçlü ekonomik yapısıyla Latin Amerika'nın önde gelen ülkelerinden biri olarak gördüklerini dile getiren Erdoğan, "Şili bölgede serbest ticaret anlaşmamızın bulunduğu ilk ve tek ülkedir. Bu yönüyle de çok çok önemli. Anlaşmanın 2011 yılında yürürlüğe girmesiyle ticaret hacmimiz aslında iki katına çıktı ancak 2015 rakamları bir önceki yıla göre 90 milyon dolarlık bir düşüş yaşandığını gösteriyor. Bu ivme kaybının telafi edilmesine özel önem veriyoruz zira Şili ve Türkiye burada kararlı bir adım atması halinde biz süratle 1 milyar doları aşabiliriz. Bu ivme kaybının telafi edilmesine Türkiye olarak büyük önem veriyoruz. Bu durumu değiştirmek üzere alacağımız önlemler konusunda da fikir alışverişinde bulunduk" değerlendirmesinde bulundu.
Şili ziyaretinde kendisine eşlik eden iş adamlarının da Şilili muhataplarıyla faydalı ve verimli görüşmeler yaptıklarına işaret eden Erdoğan, "DEİK ile SOFOFA arasında imzalanan anlaşmayla Türkiye-Şili İş Konseyi'nin tesis edilmesindeki son adım da atılmış oldu. Bundan sonra ticaretimizin daha dengeli ve hızlı bir şekilde artacağına inanıyorum. Askeri işbirliği alanında ise Şili, bölgede ilişkilerimizin en ileri seviyede olduğu ülkedir. Özellikle savunma sanayi firmalarımız Şili Silahlı Kuvvetlerinin projelerinde yer almayı bu alanda Şili'ye katkı sunmayı istiyorlar. Nitekim bu konuda bugüne kadar önemli adımlar atıldı" diye konuştu.
"Şili'nin Latin Amerika ve Karayipler'e açılan stratejimizdeki kilit ülkelerden biri olduğunun altını çizerek ifade etmek istiyorum” ifadelerini kullanan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Açılım stratejimiz son on yıllık dönemde büyük bir ivme kazanmıştır. Stratejimizin çerçevesini, bölge ülkeleriyle ikili ilişkilerimizin en üst düzeye çıkarılması ve bölgesel örgütlerle kurumsal ilişkiler tesis edilmesi oluşturuyor. Her iki alanda da son dönemde önemli ilerlemeler kaydettik. Birkaç örnek vermek gerekirse bölgedeki diplomatik temsilcilik sayımız iki katından daha fazla artmış, bölgeyle ticaret hacmimiz ise 9 kat yükselmiştir. Bölgesel örgütlerin bir çoğuyla gözlemci üyelik, işbirliği ve siyasi danışma mekanizmaları oluşturmak suretiyle kurumsal ilişkiler tesis edilmiştir. Son olarak ziyaretimiz vesilesiyle Birleşmiş Milletler Latin Amerika ve Karayipler Komisyonu'na üyelik başvurusunda bulunduk. Bu adımların gelecek yıllarda daha da artacağına inanıyorum.”
"Mülteci dramları insanlık trajedisinin en acı sembolleridir"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, başta Türkiye'nin içinde yer aldığı bölge olmak üzere dünyanın birçok yerinde büyük insani krizlerin yaşandığını anımsatarak, "Türkiye, Suriye ve Irak'taki çatışmaların neden olduğu mülteci krizini en yakından ve ilk elden hisseden ülkedir. Hemen her gün gazetelere, televizyonlara yansıyan mülteci dramları, sahile vuran masum çocuk bedenleri yaşanan bu insanlık trajedisinin en acı sembolleridir. Bu manzara karşısında ülkemiz 2,5 milyonu aşkın Suriyeli ve Iraklı sığınmacıya hiçbir ayrım gözetmeksizin ırkına, dinine, diline, mezhebine bakmadan sahip çıkmaktadır ve şu ana kadar yapmış olduğumuz harcama ise 9 milyar doları aşmış vaziyettedir" diye konuştu.
İki ülke ilişkilerinin her alanda derinleşerek, kuvvetleneceğine inandığını belirten Erdoğan, "Şili halkının şahsıma ve heyetime göstermiş olduğu yakın ilgi ve misafirperverlikten dolayı da Sayın Başkan'ın şahsında kendilerine çok çok teşekkür ediyorum" diye konuştu. Erdoğan konuşmasını İspanyolca "Teşekkürler" anlamına gelen "Gracias" diyerek sonlandırdı.
Ortak basın toplantısı öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Şili Devlet Başkanı Bachelet ortak bildiriyi imzaladı.
Daha sonra Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı ile Şilili muadili AGCID arasında Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile Şili Dışişleri Bakanı Heraldo Munoz tarafından mutabakat muhtırası, diğer ilgililer tarafından da Hava Ulaştırma İşbirliği Zaptı ve DEİK ile SOFOFA arasında İş Konseyi Karşı Kanat Kuruluş Anlaşması imzalandı.