Gündem

Sıcak havalarda çalışma olmalı mı, hangi çerçevede olmalı?

Ülkemizde, sıcak havalarda çalışılmamasına ilişin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. İşyerlerinde yapılacak risk değerlendirmesi ile böyle bir karar almak mümkündür. Ancak, işverenlerin böyle bir karar alınmasına razı olmayacağı açıktır. Yasal düzenleme yapmak daha doğru bir yaklaşım olacaktır

21 Temmuz 2023 14:09

Bedri Tekin*

İçerisinde bulunduğumuz günlerde, havaların ısınacağı, sıcak havada dışarı çıkılmaması, sıcak havalarda yurttaşların dikkat edeceği hususlara ilişkin haber sayısı arttı.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü özellikle 22-23 Temmuz 2023 tarihlerinde hava sıcaklığının çok daha artacağına dair uyarı yaptı.

Basın yayın organlarında, internet sitelerinde, genellikle sıcak havada çalışmanın etkilerine değinilirken korunma yollarına daha az yer veriliyor. En çok "11.00-15.00 saatleri arası sokağa çıkmayın" önerisi, yapılıyor. Oysa, bu saatler arasında, bina, liman, karayolu, demiryolu inşaatlarında çalışanlar, tarım sektöründe çalışanlar, belediye çalışanları başta olmak üzere, kavurucu sıcakta çalışmada işverenlerin alması gerekli önlemlere ilişkin somut bir öneri yapılmıyor, sadece işçilerin alması gereken önlemlere ilişkin öneriler yapılıyor. Kamu makamları da özel önlemler alınmasını sağlamıyor.

Ülkemizde, bütün olarak işçi sağlığı ve güvenliğine yaklaşım problemli, bu nedenle, iş kazaları, yaralanma, sakatlık, ölüm azalmıyor, aksine artıyor. İş kazaları ülke bütününde, işyerlerinde bütünlükçü yaklaşım, oluşturulacak sistem ile önlenebilir, ülkemizde ve işyerlerinde böylesine bir yaklaşım yok, bu yazı kapsamında işçi sağlığı ve güvenliğindeki bu ana eksikliğe değinilmeden sıcak hava koşullarının özellikle de dışarıda çalışmanın sağlığa etkisi ve buna yönelik önerilere değinilecektir. Soğuk havada çalışmanın etkileri ve buna yönelik önerilerde bu yazının kapsamında değildir.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) istatistikleri, Temmuz, Ağustos ve Ekim aylarında iş kazası sayısının ve iş kazası sonucu ölümlerin arttığını göstermektedir. Sıcak hava koşullarının iş kazalarını artırdığına inanmakla birlikte, bunun kaynağının sıcak hava koşulları olduğuna dair bilimsel bir çalışmaya rastlamadığımı belirtmek isterim.

Canlıları/insanları/çalışanları etkileyen faktör sadece hava sıcaklığı değildir. Hava sıcaklığı, çevredeki yüzeylerin sıcaklığı, nem, hava hızı, harcanan enerji, giysilerin niteliği de etki eden faktörlerdendir. Bunlar "Termal Konfor" olarak adlandırılmaktadır.

İşçi sağlığı güvenliği düzenlemeleri arasında yer alan "İşyeri Bina ve Eklentilerinde Alınacak Sağlık ve Güvenlik Önlemlerine İlişkin Yönetmelik"de binalarda termal konfor sağlanmasına ilişin konular yer almasına rağmen dışarıda çalışmaya ilişkin konular yer almamaktadır. Buna rağmen, ülkemizde işyeri bina ve eklentilerinde termal konfor koşullarının sağlandığını söylemek güçtür, açık alanda çalışmalarda ise mümkün değildir.

Aşırı sıcak ortamda vücudun ısısını sabit tutmak için gösterdiği çaba "sıcaklık stresi" olarak adlandırılır. Vücut ısısının olması gereken seviyenin üstünde seyretmesi durumunda kalp damar sisteminin yorularak kişilerde sıcak çarpması, sıcak bitkinliği, sıcak döküntüleri ve ısı kramplarına neden olur, bazı hayati organların durmasına yol açabilir.

Sıcaklığın neden olduğu ısı stresinin bayılma, mide bulantısı ve kramp gibi belirtileri olur. Görmezden gelinmesi vücuttaki bazı organların durmasına yol açabilir.

Sıcak havanın zararları ile karşılaşıldığında neler yapılması gerektiği konusunda önerilere ulaşmak mümkün bu nedenle bu yazıda bu tür önerilere yer vermedim. Önemli olan zararla karşılaşmamaktır. Bunun yolu da sıcakta çalışmamaktır. Birçok ülkede 11.00-15.00 ya da 12.00- 15.00 saatleri arasında çalıştırmama yasal bir zorunluluktur. KKTC'de de yaz aylarında genelgelerle yasaklanmaktadır. Kıbrıs'ta sendikalar bunun kanunla düzenlenmesi mücadelesi vermektedir.

Ülkemizde, sıcak havalarda çalışılmamasına ilişin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. İşyerlerinde yapılacak risk değerlendirmesi ile böyle bir karar almak mümkündür. Ancak, işverenlerin böyle bir karar alınmasına razı olmayacağı açıktır. Yasal düzenleme yapmak daha doğru bir yaklaşım olacaktır.

1995 yılında ABD Şikago'da meydana gelen ölümlerin sıcaklıkla ilişkisini araştırmak üzere yapılan çalışmada "Isı İndeksi" kavramı kullanılmaya başlanmış ve hesaplama kuralları konulmuştur, sıcaklık ve bağıl nemin hissedilen sıcaklıkta azalış ya da artışa neden olmaktadır. Bağıl nem arttıkça hissedilen sıcaklıkta artmaktadır. ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer Teşkilatı NOAA tarafından hazırlanan tabloda sıcaklık-nem ilişkisinde "dikkat", "aşırı dikkat", "tehlike", "aşırı tehlike" olarak 4 sınıflama yapılmaktadır.

Türkiye'de Meteoroloji Genel Müdürlüğünce "ısı dalgası - ısı indeksi" çalışması bulunmaktadır. Bu çalışmada hava sıcaklığı ile bağıl nem eşleştirmesi ile ulaşılan değerler 4 grupta toplanmıştır.

Bu guruplar:

  • Grup I - Isı veya güneş çarpması, termal şok an meselesi
  • Grup II - Güneş çarpması, ısı krampları veya ısı bitkinliği. Fiziksel etkinlik ve bu şartlarda etkilenme süresine bağlı olarak şiddetli termal stres ile birlikte ısı çarpması
  • Grup III - Fiziksel etkinlik ve bu şartlarda etkilenme süresine bağlı olarak kuvvetli termal stres ile birlikte ısı çarpması ısı krampları ve ısı yorgunlukları muhtemeldir
  • Grup IV - Fiziksel etkinlik ve bu şartlarda etkilenme süresine bağlı olarak oluşan termal stresten dolayı halsizlik, sinirlilik, dolaşım ve solunum sisteminde birçok rahatsızlık meydana gelebilir.

şeklindedir.

Meteoroloji Genel Müdürlüğünün çalışmasında risklerle ilgili "ısı dalgası prosedürü " önerilmekte ve prosedürde şunlara yer verilmektedir:

  • Bölge veya şehirde tahmin edilen ısı endeks değerleri
  • Özel hava durumunu detaylı olarak yayınlamak
  • Isı endeks değerleri ve risk bölgesinin büyüklüğü
  • Risk altında olanlar
  • Riski azaltacak koruyucu kurallar
  • Kuvvetli ısı dalgalarında, acil durum mesajlarını hazırlamada devlete ve lokal sağlık kuruluşlarına yardımcı olmak
  • Yayın organlarına bu bilgileri ulaştırmak

Oysa Meteoroloji Genel Müdürlüğü sadece sıcaklık tahminini yayımlamakta, ısı indeksi değerleri ve risk bölgesine ilişkin bilgileri yayınlamamaktadır.

Elbette ki, Türkiye'deki koşullar aynı olmasa da fikir edinmek üzere Dubai'de yapılanlara bakarsak; Dubai'de 15 Haziran, 15 Eylül arası saat 12.00'dan 15.00'a kadar açık alanda çalışmak yasak. Eğer çalışma yaptırılırsa, çalıştırılan kişi başına 50.000 dirhem ceza ödeniyor. Bu da yaklaşık 360.000 TL. Bu arada işveren çalışanların dinlenmesi ve uyuması için, uygun, serinletilmiş çadır, konteyner vb. ayarlamak zorunda. Bu yasak saatlerde olağanüstü bir durum nedeniyle çalışmak gerekirse, Çalışma Müdürlüğünün işin olağanüstü olduğunu kabul etmesi ve izin vermesi gerekiyor. İzin verirken çok ağır koşullar koyuyor. Örneğin klimalı bir araç bulunacak ve 15 dakika çalışan işçi 45 dakika serin ortamda dinlenecek.

Çalışma saatlerinde ise;

  • Herkesin boynunda mutlaka yalıtımlı su matarası olmak zorunda.
  • Her gün iki kez limon ya da mineral destek torbası dağıtılmak zorunda.
  • İş güvenliği personeli meteorolojinin verdiği bilgilere göre çalışma sürelerini ayarlamakla yetkili ve görevli. (Her saatte, 15 dakika dinlenmek, duruma göre 45 dakika dinlen, 15 dakika çalış gibi.) 

Yapılması gerekenler

  • İşçi sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasında ülke ve işyeri düzeyinde bir sistem bütünlüğü oluşturulmalı, denetimler, cezalar artırılmalıdır.
  • ÇSGB, Sağlık Bakanlığı, Meteoroloji Genel Müdürlüğü, TMMOB, TTB, tarafından Isı indeksi çalışması yapılmalı, Gruplarda alınması gereken önlemler belirlenmeli, Grup IV 'de çalışma yasaklanmalıdır. Bu çalışma ile oluşturulan kurallar, mevzuatta yer almalıdır.
  • 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunda "Hayati Tehlike" durumunda çalışmaktan kaçınma hakkı bulunmaktadır. Bu hakkın kullanımı "ısı indeksi" çalışması gruplamasında IV. Grup değerler içinde tanınmalıdır.
  • Risk değerlendirmesi çalışmalarında "ısı indeksi" de esas alınmalı, çalışılmaması gereken saatlere yer verilmelidir. Çalışma ve dinlenme saatleri ve uygun dinlenme yerleri buna göre düzenlenmelidir.
  • Türkiye'de Temmuz ve Ağustos aylarında, açık havada çalışmalarda mutlaka yalıtımlı su matarası verilmeli, soğuk suyun kolayca sağlanacağı koşullar yaratılmalıdır.
  • Her gün mineral desteği içeren içecekler dağıtılmalıdır.
  • Sendikalar işçi sağlığı ve güvenliğine gerekli önemi vermeli, talepleri arasında sıcak havalarda çalışma/çalışmamaya ilişkin kurallara yer verilmelidir.
  • Çalışanlara işe başlamadan önce ve işin tehlike sınıfına göre belirli aralıklarda sağlık muayenesi yapılması zorunludur. Tehlike sınıfı ne olursa olsun açık havada ya da ısı yayan etmenlerle çalışanların sağlık muayeneleri her yıl Haziran ayında yenilenmelidir.
  • İşçilere verilen eğitimlerde, önce işverenin alması gereken önlemler, buna bağlı olarak uyulması gereken kurallar anlatılmalıdır.

  • Makine Mühendisi, İş Güvenliği Uzmanı