Politika

Seyit Rıza’nın torunu, Meclis'ten umudu kesip Gül’e başvurdu

Seyit Rıza’nın torununun oğlu Seyit Ali Polat, TBMM Dilekçe Komisyonu’na geçtiğimiz yıl ki başvurusunda büyük dedesinin mezar yerinin belirlenmesi, idamın ardından devlet envanterine kaydedilen dedesine ait, altın köstekli saat, tespih, gibi eşyaların bul

01 Ağustos 2013 17:35

Hülya Karabağlı / Ankara

Dersim olaylarında idam edilen Seyit Rıza’nın torunlarından Seyit Ali Polat, büyük dedesinin mezar yeri ve devlet envanterine geçirilen, kürkü, köstekli altın saati, tespihi gibi özel eşyalarla ilgili yardım istediği TBMM Dilekçe Komisyonu’ndan umudu kesince Cumhurbaşkanlığı’na başvurdu. Polat,  Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e, “Muhterem cumhurbaşkanım; siz büyük zattan, istirham ediyorum.  Gerek büyük dedem Seyit Rıza’nın mezarının nerede olduğu ve idam esnasından kendisine ait altın köstekli, tespihi. İsimlerini bilmediğim emanetlerin bize iadesi ve bir hatıra olarak kalması için sizlerden istirham ediyorum” dedi.

 

Mezar yeri, altın köstekli saati, tespihi nerede 

\

76 yıl önce idam edilen Seyit Rıza’nın torunları büyük dedelerinin mezar yerinin bulunması ve idamdan önce devlet envanterine kaydedildiğini söyledikleri özel eşyaları için büyük çaba sarf ediyor. Seyit Rıza’nın torunlarından Rüstem Polat, mezar yeri için devlet nezdinde arayışlarını sürdürürken Seyit Ali Polat da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e kilometreler ötesinden bir mektup gönderdi. 

 

‘Meclis’ten bir yanıt gelmedi’

 

TBMM Dilekçe Komisyonu’na yaptıkları başvurudan bir şey çıkmadığına dikkat çeken  Seyit Ali Polat, Cumhurbaşkanı Gül’den büyük dedesi  konusunda yardımcı olmasını  istedi.  Seyit Ali Polat , T24’e, “TBMM’den  bir şey çıkmadı. Büyük dedemin mezar yeri ve emanetleri için Cumhurbaşkanımıza yazdım. Büyük dedemin emanetlerinin bulunmasını istiyoruz” dedi. Seyit Ali Polat’ın, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e yazdığı mektuptan bazı bölümler şöyle:

 

‘Büyük dedem asıldığı gün’

 

Muhterem cumhurbaşkanım; ben şahsım hakkında geçmişten bugüne kadar ben ve ailemin uğradığı haksızlıkları size beyan edip bu konu ile ilgili karar sizin yüce takdirinize arz ediyorum.

Dersim’de idam edilen Seyit Rıza’nın torununun oğluyum. Büyük dedem asıldığı gün kendisine ait  beş kalem değerli eşyaları varmış. Bunlar altın köstekli saat, kerbiye tespihi, bir kürkü. Bunlar o dönemin parasıyla 1500 lira değerindeydi. Babamın anlattıklarına göre, bunlar 140’lı yıllarında İzmir’in Seferihisar’a sürgüne gönderiliyorlar. Babam 7 yaşındaymış. 7 sene sürgünde kaldıktan sonra devlet Dersimlilere af çıkarıyor. 1947 yılında köylerine dönüş yapıyorlar. 

 

‘Babamlar 7 yıl sürgünde kaldı’

 

1950 yılında Tunceli’nin Ovacık İlçesi’nde maliye tarafından haber gönderilerek dedem Seyit Rıza’nın emanetlerini gelin alın diyor. Babam da Ovacık maliyesini giderken kendisine emanetler için 98 lira 50 kuruş diyorlar. Babam da 10 yıl geçmesine rağmen bu emanetlerin daha değerli olması gerekirken hiçbir değeri kalmamış diyor. Kızıyor ve Maliye’den çıkıyor. O günden bugüne Maliye’den bize bir bilgi sunulmuyor. 

 

‘Büyük dedem; devlete cephe tutmadı’

 

Sayın Cumhurbaşkanım; Büyük dedem Seyit Rıza masum bir halk evliyasıydı. Devlete cephe tutmadı. Devletin askerini öldürmedi. Yapan yaptı her şeyi ona mal ettiler. Sonuçta idam edildi. Bunlar bir yana abim Rüstem Polat dedemin mezarı için 10 yıla yakın hukuk mücadelesi veriyor. Ben de Meclis Dilekçe Komisyonu’na bizzat müracatta bulundum. Üzülerek söylüyorum hiçbir şeyden haberdar olamadık. Hiçbir bilgi tarafımıza bildirilmedi. Muhterem Cumhurbaşkanım, gerek büyük dedem Seyit Rıza’nın mezarının nerede olduğu ve idam esnasında kendisine ait emanetlerin bize iadesi ve bir hatıra olarak kalması için zat-ı alinize sığınarak talepte bulunuyorum.