Habertürk yazarı Sevilay Yükselir, darbe girişiminin ardından yapılan Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) toplantısında Jandarma Genel Komutanlığı görevine getirilen Orgeneral Yaşar Güler'e "Yaveriniz dahi FETÖ'cü olabilir" dediğini öne sürdü. Yükselir, “'Bunlar kendilerini çok iyi kamufle ederler paşam. Bunların girmedikleri, sızmadıkları yer yok. Bakın en dibinizdeki yaveriniz dahi onlardan olabilir ve siz bunu bilemezsiniz gerçekten!' ifadeleriyle ikna etmeye çalışsam da başarılı olamamıştım. Ve maalesef Yaşar Paşa’yı inandıramamıştım" diye yazdı.
Sevilay Yükselir'in "Görevdeki komutanlar da konuşmalı!" başlığıyla yayımlanan (2 Kasım 2016) yazısı şöyle:
Hatırlar mısınız, bundan kısa süre önce bir yazı kaleme almış ve Necdet Özel’in Genelkurmay Başkanlığı döneminde yaptığımız, “FETÖ, TSK’yı ele geçirdi”televizyon programımız sonrası başımıza neler geldiğini anlatmıştım.
Sonradan, 15 Temmuz’da darbenin başını çektiği belirlenen Muharrem Kösedenilen hain, o dönem Genelkurmay Adli Müşaviri idi. Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Adalet Bakanlığı ve programı yaptığımız A Haber televizyonunun bağlı bulunduğu Turkuvaz Medya Grubu’nun üst düzey yöneticileri dahil her bir tarafa şikâyet etmişti beni ve programı birlikte yaptığımız arkadaşları.
Bizi bir maşa, tetikçi olarak lanse eden o dilekçelerde amacımızın TSK’yı FETÖ’yle ilişkilendirip yıpratmak olduğu yazılıp çizilmişti. Haberlerin devamının gelmemesi için her türlü baskıyı uygulattı Köse. Nasıl bir takiye ve yöntem uyguladıysa kanına girmişti Necdet Özel’in. Köse’nin anlattıklarından etkilenerek Özel’in bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gidip, “FETÖ, TSK’yı da ele geçirdi”haberlerinin kurumun itibarını sarsmak gayesi taşıdığını söylediğini biliyorum.
Uzatmayayım... Dün Özel’in Darbe Girişimi Komisyonu’na gitmediği haberlerini okuduk. “Yazılı cevaplarım” demiş. Ben de buradan kendisine sesleniyorum: “Gitmelisiniz paşam... O komisyona gidip anlatmalısınız her şeyi! Hatta sizinle birlikte sizin o dönem yardımcınız olan komutanlar da gitmeli! Özellikle de şu anda Jandarma Genel Komutanı olan Orgeneral Yaşar Güler!”
Bakın değerli okurlarım... Gerçekçi olmak gerekirse TSK’ya sızan bu örgütle ilgili gelmiş geçmiş bütün genelkurmay başkanlarının sorumluluğu var, ancak en çok da Özel ve ekip arkadaşlarının. Neden? Çünkü bunların hainliğinin yavaş yavaş aydınlandığı, ortaya çıkmaya başladığı kritik dönemde o ekip görevdeydi. Hadi diyelim 7 Şubat 2012 itibarıyla bu örgütün hangi hainlikleri yaptığı ve daha neler yapabilecekleri anlaşılamadı falan. Peki 17-25 Aralık?
O tarihte bu hain şebekenin devletin en kritik kadrolarını ele geçirdikleri, emniyet ve yargıyı ahtapot gibi sardıkları ayan beyan ortaya çıktıktan sonra niye bu hainlerin TSK’nın içine de sızmış olabilecekleri ihtimali üzerinde durulmadı? O dönem Genelkurmay İkinci Başkanı olan Yaşar Güler’le bizzat makamında görüşmüştüm.
Bizleri şikâyet ettikleri dilekçede yazılan, “Her yere sızabilirler ama TSK’ya asla!”ifadeleri üzerine kaleme aldığım, “Bu söylediğinize dünyanın bütün kargaları güler paşam!” başlıklı yazım üzerine beni tatlı sert bir güzel fırçalamıştı Güler Paşa. “Bak seni biliyorum... Niyetin halis... Sen TSK düşmanı falan değilsin ama yazdıklarının peşinden başkaları geliyor. Gereksiz yere bizi oralara malzeme yapıyorsun! TSK senin bildiğin kurumlara benzemez!” demişti.
“Bunlar kendilerini çok iyi kamufle ederler paşam. Bunların girmedikleri, sızmadıkları yer yok. Bakın en dibinizdeki yaveriniz dahi onlardan olabilir ve siz bunu bilemezsiniz gerçekten!” ifadeleriyle ikna etmeye çalışsam da başarılı olamamıştım. Ve maalesef Yaşar Paşa’yı inandıramamıştım.
Darbe girişimi sonrası yaverlerin birçoğunun kripto FETÖ’cü oldukları ortaya çıkınca ilk aklıma gelen Yaşar Paşa’nın o gün söyledikleri olmuştu.
Şimdi ne düşünüyor bilmiyorum Sayın Güler, ama mesela ben onun ve şu anda görevdeki başka komutanların da muhakkak komisyona gidip konuşması ve bildiklerini anlatması gerektiğini düşünüyorum.
Haksız mıyım efendim?