'Sessiz İstila' isimli kısa filmle gündeme oturan ve dün akşam saatlerinde gözaltına alınıp sonrasında ise serbest bırakılan yapımcı Hande Karacasu ırkçı olmadığını, yaptığı kısa filmin amacının yanlış sığınmacı politikasını eleştirmek olduğunu belirtti.
Cumhuriyet'e konuşan Karacasu, "Bizim problemimiz, sınırlarımızdan geçen, kamu düzenini ve toplumsal huzuru bozan, kayıt altına alınamayan kişilerle ilgili. Bizim problemimiz bu sürece sebep olanlarla ilgili." ifadelerini kullandı.
Yapımcı Hande Karacasu’nun 3 Mayıs'ta kendi Youtube hesabı üzerinden paylaştığı 'Sessiz İstila' isimli kısa filmi, eleştirilerin odağında. 3 Mayıs 2043'te geçen kısa filmde, doktor olduğu anlaşılan bir genç, sığınmacıların ‘işgal ettiği’ Türkiye’de anne ve babasına geçmişte ‘gerekli tepkiyi göstermedikleri için’ sitem ediyor.
Video, Karacasu’nun monolog sonrası okuduğu Mustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi'nin bir kısmıyla son buluyor.
Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), dün akşam ‘Sessiz İstila’ adlı sığınmacı karşıtı kısa filmin yapımcısı Hande Karacasu ve ‘Militer Doktrin’ isimli Twitter hesabının yöneticisi olduğu öne sürülen H.D.’nin gözaltına alındığını bildirdi. Karacasu, emniyetteki işlemlerinin ardından serbest bırakıldı.
"Benim Suriyeli sığınmacıyla bir problemim olmadı''
Gittiği yerlerde Suriyeli misafirlerin kendisini de ağırladığını ve sığınmacılarla herhangi bir sorununun olmadığını belirten Karacasu, ''Ben ırkçı değilim. Bu topraklar üzerinde bin yıllardır var olan insanların sıkıntılar yaşamaması için birtakım konulara dikkat çekmeye çalıştım. Suriyelilerin ekmeklerini yerim, sularını içerim. Hiçbir problemim yok. Benim Suriyeli sığınmacıyla bir problemim olmadı'' ifadelerini kullandı.
Yanlış sığınmacı politikalarını eleştirdiğini söyleyen Karacasu, konuşmasına şu şekilde devam etti:
"Bizim problemimiz bu sürece sebep olanlarla ilgili"
"Türk halkı için problem olan konuları dile getirdim. Burada bir ırkçılık yok.
Bizim problemimiz, sınırlarımızdan geçen, kamu düzenini ve toplumsal huzuru bozan, kayıt altına alınamayan kişilerle ilgili. Bizim problemimiz bu sürece sebep olanlarla ilgili.
Bu problemle ilgilenilmesini istedik, Türk vatandaşları olarak en doğal hakkımız. İnsanların, haber alma özgürlüğünün kısıtlandığını düşünüyorum."