Gündem

Ses kaydı yargıya taşındı; Erdoğan'ın eski avukatı ve iki hâkim hakkında suç duyurusunda bulunuldu

16 Aralık 2020 12:25

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski avukatı M.D.İ ile iki yargı mensubu H.K. ve B.A.'nın davaları yönlendirmek iç yaptıkları toplantılara ait ses kayıtları yargıya taşındı. Biri Erdoğan’ın eski avukatı olmak üzere iki avukat ve iki hâkim hakkında suç duyurusunda bulunuldu. 

ANKA'da yer alan habere göre, iki yargı mensubundan biri Hâkimler Savcılar Kurulu’na (HSK) biri de Yargıtay'a şikâyet edildi. Erdoğan'ın eski avukatının da olduğu iki avukat için ise İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na ve İstanbul Barosu’na başvuruldu. Şikâyet dilekçesinde Fransız T. şirketi yetkililerine de yer verildi.

Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Terkoğlu ve Odatv Haber Müdürü Barış Pehlivan'ın yeni kitapları 'Cendere- Metastaz 2'de  Erdoğan’a yakınlığını kullanan avukat ve yargı mensupları tarafından davaların seyrinin değiştirilmesi gündeme getirilmişti. Gazeteciler, borçları nedeniyle Türkiye’de de çok iyi bilinen bir Fransız firmasını kurtarmak için bir araya gelen kişilerin ses kayıtlarını ortaya çıkarmıştı. Bu gelişme üzerine alacaklı firmalar, iki yargı mensubu ve Cumhurbaşkanın bir eski avukatının da olduğu kişiler hakkında suç duyurusunda bulundu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da partisinin Meclis Grup konuşmasında, yargıyı yönlendirme iddiasını dile getirmişti.

Türkiye'nin en büyük mutfak eşyası satan ve şirketlerinden biri, Fransız kökenli T. şirketi tarafından alacaklarıyla birlikte satın alındı.  Bir banka, T. şirketinin CEO’sunun iki şirket arasındaki ilişkiyi kabul etmesini dayanak yaparak alacağını T. şirketinden tahsil etmeyi başardı.  T. şirketinin eski CEO’su kimi yargı üyelerine de paraların verildiğini, işin içinde politik kimliği ile öne çıkan bazı avukatların da olduğunu ileri sürdu ve ses kaydı aldı. 

Cendere kitabında, "Kayıtta beş kişinin sesi bulunuyor. Biri T. şirketinin ünlü avukatı K.S.. öteki bizzat kaydı yapan T. şirketinin o dönemki CEO’su, bir diğeri istinaf dosyalarına bakan üst düzey yargı mensubu H.K., öteki Adalet Komisyonu’nda görev yapan üst düzey yargı mensubu B.A. ve bu dört kişiyi bir araya getiren beşinci kişi ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı M.D.İ. Ses kaydına göre beş kişi yüksek yargı mensubu B.A.’nın odasında toplanmıştı." ifadesi kullanıldı.

Alacaklı üç firma, yargı mensuplarından Yargıtay 8. Ceza Dairesi Üyesi H.K. ve Anadolu Adliyesi Adalet Komisyon Başkanı B.A. hakkında yargı görevini kötüye kullanma ve adil yargılamayı etkileme iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Biri Yargıtay'a öbürü HSK’ya sunulan dilekçede, “Makamları nedeniyle görevlerini kötüye kullanarak yargıya müdahale eden, yargıda infial yaratan, tarafsızlığını yitiren, adil yargılamayı etkileyen işbu hakimler ve ilgililer hakkında gerekli tahkikatın yapılmasını ve gereğinin yapılmasını Sayın Başkanlıktan saygıyla arz ve talep ederiz” denildi.

Erdoğan'ın eski avukatı baroya şikâyet edildi

Erdoğan’ın eski avukatlarından M.D.İ ve T. şirketinin avukatı K.S. hakkında İstanbul Barosu’na suç duyurusunda bulundu. Baroya kayıtlı iki avukatın ‘adil yargılamayı etkileme, mahkemeleri yanıltma, yargıda infial, görevi kötüye kullanma ve tehdit’ suçlarından iki avukat hakkında tahkikat yapılıp soruşturma açılmasını talep etti. Ayrıca iki avukat ve T. şirketinin yöneticileri hakkında İstanbul Cumhuriyet Savcılığına da suç duyurusunda bulunuldu.

Terkoğlu, "Bu suç duyuruları kitabımızda yazdıklarımızı bir kez daha doğruluyor" dedi ve şunları söyledi:

"Hatırlayın, daha önce de kayıtlarda yer alan avukat çıkıp görüşmeleri kabul etmişti. Biz kitabımızda ses kaydının içeriğine de kişilere de yer vermemiştik. Açıkçası bizim için şahıslar değil yargının içine sokulduğu cendereyi anlatmak önem taşıyordu. Ancak bu suç duyuruları o ses kaydını da taraflarını da açıkça ortaya koydu. Şimdi karar verecek olan HSK, Yargıtay, Baro ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı. Kimi hatırlı avukatların davaların dışında parası olan şirketleri hakimlerle buluşturup davalar hakkında konuşması normal mi? Alınması gereken kararların pazarlığını yapmak normal mi? Eğer bu normalse, bundan böyle bütün davaların taraflarıyla duruşmaların dışında buluşup alınacak kararları konuşsunlar. Yok değilse hukuk devletinin yapması gerekeni yapsınlar. Artık kayıtlar da olay da ellerinde."