Muğla'da, üniversiteli Şerzan Kurt'u öldüren ve hakkında 12-18 yıl arasında hapis cezası verilmesi beklenen polis memuru Gültekin Şahin'in emekli olduğu ortaya çıktı. Emniyet Genel Müdürlüğü, disiplin soruşturması kapsamında, meslekten ihraç edilmesi gerektiği halde yasalara aykırı şekilde 24 ay kıdem durdurma cezası vererek, cinayete karışan Şahin’in emeklilik yolunu açmıştı.
Yargıtay 11. Ceza Dairesi tarafından bozularak dönen, Şerzan Kurt’un öldürülmesine ilişkin davanın ikinci duruşması, Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde geçen 5 Aralık günü görüldü. Şahin, duruşma sırasında, memuriyetinin bittiğini ve emekli olduğunu söyledi. Kurt Ailesi’nin avukatı Arif Ali Cangı, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından disiplin soruşturması sonunda yasalara aykırı şekilde 24 ay kıdem durdurma cezası verilerek, bu yolun açıldığını ifade ediyor.
Radikal’den İsmail Saymaz’ın haberine göre, Şahin’e Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü’nün, ‘silahıyla dikkatsizlik, tedbirsizlik veya ihmal sonucu ölüme sebebiyet veren ya da bu fiilin başkaları tarafından işlenmesine neden olan memura 24 ay uzun süreli durdurma cezası verilir” maddesinden ceza verilmişti. Oysa tüzüğün sekizinci maddesinin altıncı bendi, ‘kasten adam öldürme’ suçu halinde meslekten çıkarma cezası verilmesi gerektiğini emrediyordu. Tüzükte 24 ay uzun süreli durdurma cezası uygulanması halinde bile, “meslekten çıkarma cezası da verilebileceği” belirtilmesine rağmen bu madde işletilmemişti. Devlet Memurları Kanunu’na göre ‘kasten işlenen suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına mahkum olma’ halinde memuriyetten ihraç gerektiği halde bu da yapılmamıştı.
Yargıtay: En az 12 yıl verilsin
Muğla’da, 11-12 Mayıs 2010’da, sol görüşlü bir kadın öğrenciye küfredilmesi üzerine gerginlik çıkmıştı. Kürt öğrencilerin gözaltına alınması üzerine, aralarında üniversiteli Şerzan Kurt’un da olduğu gençler bu işlemi protesto için yürüyüş yapınca, üzerlerine ateş açılmıştı. Polis Gültekin Şahin’in silahından çıkan mermi, Kurt’un canına mal olmuştu.
Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, ‘olası kastla cinayet’ suçundan yargılanan polis Şahin, 7 Eylül 2012’de son duruşmada sekiz yıl hapis cezasına çarptırılarak, tahliye edilmişti. Mahkeme, Türk hukuk tarihine geçecek ölçüde skandal bir ‘formül’ bularak, ilkin ‘olası kastla cinayet’ suçundan 20 yıla çarptırdığı polis Şahin’e, ‘suça yardım’ indirimi yaparak, sekiz yıl vermişti.
Gerekçeli kararda; Kurt’u öldürme eyleminin 2005’te yürürlükten kaldırılan 765 sayılı TCK’daki ‘faili belli olmayacak şekilde adam öldürme’ kapsamına girdiği savunuldu. Suç böyle tanımlandığı takdirde eski TCK’nın 65/3. fıkrasındaki ‘suça yardım’ indiriminin yapıldığı eklendi. Fakat bu suç türünün yeni TCK’da yer almadığı kabul edilip olağanüstü bir yoruma gidildi. Mahkeme, 2010’da işlenen cinayet için eski TCK’nın 65/3. fıkrasını yeni TCK’ya uyarladı. Yeni TCK’da ‘suça yardım’ı düzenleyen 39/2-c. maddesi ile eski maddenin ayrı olduğunu savunan mahkeme, “Hakkaniyete uygun bir çözüm bulunmalı. Eski kanun döneminde uygulanan fer-i fail olarak sanığın kabul edildiği uygulama, hakkaniyetli, uygun bir uygulama idi” diyerek kararını savunmuştu.
Bu kararı bozan Yargıtay 11. Ceza Dairesi, polis Şahin’e ‘kasten adam öldürme’ suçundan müebbet hapis cezası verilmesini, fakat cezada ‘haksız tahrik’ indirimi yapılmasını, buna göre 12 yıl-18 yıl arasında bir mahkumiyete hükmedilmesini istemişti. Bunun üzerine dava, ikinci kez Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin önüne gelmişti.