Türkiye'de protest müziğin önde gelen isimlerinden Selda Bağcan, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin ‘yalılarında viski yudumlayıp oy veren şerefsizler’ sözlerine ilişkin “Bütün aydınlar gibi, “şerefsizler” gibi HDP’yi takdir ediyorum. Ben de o şerefsizlerden biriyim. Takdir ediyorum ama oyum her daim CHP’yedir. Ne yalıda oturuyorum ne viski içkiyorum” dedi.
“Savaşların ve kadın şiddetinin nedenini erkeklerdeki testosteron fazlalığına bağlıyorum” diyen Bağcan, “Her şeyin sorumlusu testosteron bir de mahalle baskısı” diye konuştu. “Ben 3 kere hapse girdim. Biz yaşlandık artık biraz da gençler girsin” şeklinde konuşan Bağcan “Çağırsalar LBGTİ destek konserine giderim” dedi.
Selda Bağcan’ın Cumhuriyet gazetesinden Ceren Çıplak’ın sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
- Protest müziğin sesi olan bir sanatçı olarak bugünlerde ülke gündemiyle ilgili nasıl duygular içindesiniz?
Ülkedeki kaostan etkilenerek kaosumsu duygular içerisindeyiz. Üzüntü veriyor olanlar. Halkın zulüm gören insanları Gezi’de ayaklandı. Gezi müthiş bir ayaklanmaydı, yönetimden hoşnutsuzluk ancak böyle anlatılabilirdi fakat kötü bastırıldı. Ölenleri konuşuyoruz hep, sakat ve kör kalanların da yanında olmalıyız.
Bunlarda vicdan, merhamet yok, iktidar için her şey mubah. Bunların doktrinleri makyavelizm.
- Bugünkü Türkiye atmosferinde barış yok, kin ve nefret var. Bu kaos atmosferinin sizce sorumlusu kim?
Baş sorumlu belli, malum kişi. Bugünkü yöneticiler kanunsuz yapıyorlar her şeyi.
- Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın adını neden kullanmıyorsunuz?
Ben nasıl eleştireyim? Her şeyi söylüyorum daha ne söyleyeyim. Ama bunu dersen Cumhurbaşkanı’na hakaretten, yallah içeri. Bunu yapabilirler. Onun için baş sorumlu bir kişi diyeceksin. Anlayan anlayacak zaten. Üç kere içeri girmişim.
- Gerekirse bir daha girmez misiniz içeri?
Biraz da siz girin artık. Biz yaşlandık artık gençler girsin.
- Peki, yeni bir Gezi’ye ihtiyacımız var mı?
Hem de nasıl. Daha yoğun, daha disiplinli bir Gezi’ye ihtiyacımız var. Daha düzgün olabilir. Biraz dağınıktı. Partileşemediler. Yeni bir Gezi derken daha dağınık olmayan daha dayanışma içerisinde ve bu düzenden hoşnutsuz olan bütün partilerin de destekleyeceği yeni bir direnişe ihtiyaç var aslında.
‘Sesimde isyan var’
- Artık ‘Yeter!’ diyor musunuz?
Yeter noktasını geçtik. Patlama noktasındayız. Bu kadar suçların örtbas edildiği, hırsızlıklara yolsuzluklara çerez parası dendiğini bu halk nasıl göremiyor? Göz göre göre soyuluyorsun kardeşim. Âşık İhsani’nin türküleri geliyor aklıma. Uyan kardeş uyan!
- Hem Türkiye’de hem de yurtdışında bu kadar sevilmenizin nedenini etnik ve evrensel müziğinize bağlayabilir miyiz?
Tabii ki, hem etnik hem evrensel ikisini birden yakalayınca bu durum kaçınılmazdı zaten. Selda Bağcan’ın önlenemez yükselişi... (gülüyor)
- 40. yılınızdan sonra Selda Bağcan’ı nasıl tanımlıyorsunuz?
Bu toprakların acılı sesi. Sesimde acı ve isyan var.
- Ne yakaladınız da Selda Bağcan oldunuz?
Ses. Sesimde hüzün, acı ve isyan var. Bunların da zaten bir arada bulunması önemli. 76’da türküleri rock tarzında yaptığımız albümün dünyada hit olması inanılmaz bir şey. Bir şeyi demek ki Batı’ya sunmak için illa rock yapmak gerekiyor.
“HDP’yi takdir eden ‘şerefsiz’lerdenim”
- 40 yıllık sanat tecrübesinden sonra yolu sanata düşenlere neler söylemek istersiniz?
İhtiras tramvayına binin ve inmeyin. Bazen düşersiniz bazen de atağa geçersiniz insan her zaman popüler olmayabilir, ama hiç vazgeçmesinler ve iyi bir beste yakalamaya çalışsınlar. Bütün mesele müziğin ve sözün uyumu. Ve tabii ki müziğin kulaklara hoş gelmesi.
- Bahçeli en son HDP’ye oy verenler için ‘yalılarında viski yudumlayıp oy veren şerefsizler’ diye seslendi...
Zurnanın zırt dediği yer. Politik dilin düzeyi çok düşük. Bütün aydınlar gibi, “şerefsizler” gibi HDP’yi takdir ediyorum. Ben de o şerefsizlerden biriyim. (Gülüyor) Takdir ediyorum ama oyum her daim CHP’yedir. Ne yalıda oturuyorum ne viski içkiyorum. Rakı ve şarabı çok severim. Biz eski tüfeklerin meskeni meyhanelerdir. Lokantalarda ve evlerde içilsin ama sokakta içki içilmesi hoş değil. Ben bir sol muhafazakâr olarak böyle düşünüyorum.
‘AKP’den gelen hiçbir teklifi kabul etmem’
“Türkiye Cumhuriyeti tarihinde daha önce olmadık kadar büyük suçlar var. Şimdi AKP iktidardan düşerse hesap sorulacak, onlar hesap sorulmasını istemiyorlar. Ve bu hesabın sorulmaması için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Koalisyona hayır demek de bunlara dahil. Yeni seçimde oylarını artırarak geleceklerini zannediyorlar. Ben halkıma güvenmiyorum. Hâkimler, savcılar ya zulüm görmedik kimse kalmadı. Bir ben kaldım (gülüyor). Bir intikam gibi... Devlet içinde devlet yapısı varsa bu çok vahim. Halk zulmedilenlere sahip çıkmıyor. AKP’den gelen hiçbir teklifi kabul etmem. Ne akiyl insan ne makil...”
‘Aseksüelim, halk zaten beni öyle görüyor’
- Bir röportajınızda kadın erkeğin artık birbirine çok yaklaştığını, ilişkilerde biseksüaliteye doğru gidildiğini ve biseksüel olduğunuzu söylemişsiniz.
Dünyada evet ama Türkiye’de daha olmadı. Müslüman toplumlarda olmaz. Biseksüelim demedim onu uydurdular. Türkiye’de bunu diyebilecek adam anasından doğmadı daha. Ya ben böyle bir şey söyleyebilir miyim? Böyle bir şey söyleyemezsin Türkiye’de. Aforoz ederler. Özel hayatımla igili bugüne kadar hiçbir şey konuşmadım.
- Bugün konuşun öyleyse...
Aseksüel diyelim o zaman. Türkiye’de türkücüleri ana-bacı olarak görürler. Ana-bacı olduğumuz için bize seksi olmayan insanlar gözüyle bakarlar. Halk beni aseksüel olarak görüyor zaten.
- Siz kendinizi nereye koyuyorsunuz?
Çapkın. (gülüyor) Saman altından su yürütenlerdenim. Gizli yaşarım.
- LGBTİ’ye neden destek olmuyorsunuz?
Rahatsızlığımdan dolayı yürüyüşlere katılamıyorum ama gönülden destek oluyorum. Destek konseri için çağırsalar giderim.
- Selda Bağcan’ın sesindeki bu isyan neye?
Dünyadaki adaletsizliğe bu isyan. Dünyada adalet olsa terör olmayacak tabii ki. Dünyanın yüzde 90’ı böyle, geriye kalan yüzde ondaki psikopatlar ordusunun ise illa o testosteronunun coşması lazım. Savaşların ve kadın şiddetinin nedenini erkeklerdeki testosteron fazlalığına bağlıyorum.
- Bu dünyanın sorumlusu erkekler mi diyorsunuz?
Her şeyin sorumlusu testosteron bir de mahalle baskısı.