Kültür-Sanat

Selçuk Altun, Godot'un kim olduğunu çözdü

Yazar Selçuk Altun, Beckett’in ünlü oyunu “Godot’yu Beklerken”in sırrını çözdüğünü savundu.

18 Nisan 2011 03:00

T24 - Yazar Selçuk Altun, Beckett’in ünlü oyunu “Godot’yu Beklerken”in sırrını çözdüğünü savundu. Altun, “Godot, God (Tanrı) ile Idiot (Budala) sözcüğünün son iki harfinin birleşmesi” dedi...

Godot gelmedi ama o kim olduğunu buldu

Yeni romanı “Bizans Sultanı”, Sel Yayıncılık tarafından yayımlanan yazar Selçuk Altun, önceki gün Hürriyet’in Keyif ekinde İhsan Yılmaz’a verdiği söyleşide Samuel Beckett’ın ünlü tiyatro oyunu “Godot’yu Beklerken”in sırrını çözdüğünü anlattı.

Yapı Kredi Bankası’ndaki yöneticilik görevinden emekli olduktan sonra aralarında “Yalnızlık Gittiğin Yoldan Gelir” ve “Annemin Öğretmediği Şarkılar”ın da olduğu romanlar kaleme alan Altun, söyleşide “Bizans Sultanı” adlı romanında bulunan “Godot’yu Beklerken”le ilgili bölümü açıkladı. Altun söyleşide, “Oyunun iki ana karakteri Estragon ve Vladimir, Godot nam bir kişiyi beklemekte ve o gelmeden oyun biterken, oyuncuların sıkıntısı izleyicileri de sarmaktadır. Oyunun akışından çok finaliyle ilgilenenler; Godot neden gelmedi; o var mıydı; bir sonraki oyunda mı gelecekti sorularının yanıtını merak ettiler” diyor ve Samuel Beckett’ın bu konuya açıklık getirmediğinin altını çiziyor.

Altun, 2006 yılında Beckett’la ilgili “Beckett Remembering, Remembering Beckett” adlı kitabı okuduğunu ve bu yapıtta Beckett’ın konuyla ilgili olarak bir aktöre “Her şey bir symbiosis’ten ibaret” cümlesi üzerine düşünmeye başladığını analtıyor:

“Bir biyolojik terim olan symbiosis aynı ortamda buluşan iki değişik organizmanın birbirinden etkilenmesi anlamına geliyordu. Aklıma birden; buyurgan bir filozof ve traji-komikleşme arasında gelgitler yapan Estragon ve Vladimir nam karakterler geldi. Godot’yu çözmüştüm; o God (Tanrı) ile Idiot (Budala) sözcüğünün son iki harfinin birleşmesiydi. Bu ipucunun üstüne bir de Estragon’un takma adıyla (Gogo) ile Vladimir’inkilerini (Didi) ekledim. Orada da Godot’ya yakın bir sufle vardı. Evet, Godot’un gelmesine gerek yoktu; o zaten sahnedeydi. İki arkadaş bir absurd oyuna yakışır şekilde aralarında şakalaşıyor, izleyiciye tuzak kuruyorlardı; Godot onlardı!”

Bu yorum daha önce yapılmış mı diye bir araştırma yaptığını ve bir bulguya rastlamadığını anlatan Altun, “Roman İngilizceye çevriliyor. Yayımlandığında, belki eleştirmenler bu nüansı fark edip, ‘Godot’nun sırrını emekli bir bankacı Türk çözdü’ diye hak ettiğim aferini lütfederler” diyor.
 

Godot’yu beklerken

Samuel Beckett’ın 1948-1949 yıllarında Fransızca olarak yazdığı, ardından İngilizce’ye çevirdiği oyun, ilk kez 1953’de Paris’de sahnelendi. “Godot’yu Beklerken”, 20. yüzyılın en önemli tiyatro oyunlarından biri olarak kabul ediliyor. Çok tartışılan oyunun, psikanalizden Soğuk Savaş’a, varoluşculuktan Hıristiyanlığa kadar pek çok okuması bulunuyor.